Dostlarımız traduction Portugais
1,404 traduction parallèle
Tüm dostlarımızı aradım polise seni bulmaları için haber verdim.
Liguei para todos os teus amigos, para a polícia estadual...
Yahudi dostlarımızın söylediği gibi, "tadını çıkar".
Como dizem os nossos amigos judeus, "aproveita".
Nietzschean dostlarımızı öyle bir hale getiriyoruz ki... Çok çok küçük.
Vamos fazer os nossos amigos Nietzschean muito, muito pequenos.
Eğer öyleyse, bu dostlarımızı terk ettik demektir.
Então nós abandonamos nossos amigos.
Dostlarımızı etkisiz kılmaya yeterli olabilir.
Pode ser o suficiente para incapacitar nossos "amigos".
Haftalardır aramızda, bizim dostlarımız gibi davranarak dolaştılar.
Eles têm estado entre nós a semanas, fingindo serem nossos amigos,
Onları unutmadığımızı, dostlarımıza ilet.
Diz aos nossos amigos que não nos esquecemos deles.
Dostlarımızdan tarafsız kalma yeteneğine sahip birini göndermelerini rica ettik.
Pedimos a amigos que enviassem alguém capaz de se manter neutral.
- Dostlarımız oyunun içinde.
- Os nossos amigos estão ali dentro.
Böylece varlıklı aile dostlarımızın girişimlerine yatırım yapmalarını sağlayabildin.
Porque eu cresci em Beacon Hill, o que te deu entrada nos amigos ricos da família quem podiam investir nos teus negócios aventureiros.
Hiç kimseye güvenemezsin, en iyi dostlarımız olsalar bile.
Não podes confíar em ninguém, nem mesmo em pessoas que considerámos grandes amigas. Jettel...
Tabii senin yaklaşımını benimsemezsek- - yani silah elde paldır küldür ortaya atılıp dostlarımızı vurdurmazsak.
Excepto, claro, se usarmos a tua táctica- - cair-lhes em cima, armas em fogo, e os teus amigos com tiros no rabo.
Harriet Neden Bu Kadar Kıllı? Travesti dostlarımızı anlamak için en iyi başvuru kitabı.
"Porque é a Harriet tão cabeluda?", o guia completo para entendermos os nossos amigos travestis.
Şey, yani, belki de böcek dostlarımızı... Ayağımla ezmemek için...
Eu devia prestar mais atenção aos seus amiguinhos.
Dostlarımızın yarısından fazlası onları evlerine davet ettiler.
Metade dos nossos amigos já os convidaram para jantar.
Matthew ve ben, dostlarımızın birbirini tanımasını çok isteriz.
O Matthew e eu gostamos que os nossos amigos se conheçam.
Bizi her zaman destekleyen siz basındaki dostlarımızı burada görmek çok güzel.
Estou tão feliz por estarem aqui, e todos os nossos amigos dos media, que tanto nos apoiaram este ano.
SS dostlarımızın aklındaki yeni konseptleri öğreneceğiz.
Iremos descobrir que ideias novas os nossos amigos das SS têm.
Lübnanlı dostlarımız, ilk büyük görevleri olduğundan biraz heyecanlıydılar.
Nossos amigos libaneses ficaram inseguros com sua primeira missão.
Yoksa da yakın dostlarımızın var.
Se não, os nossos amigos têm.
Zefram Cochrane 90 yıl önce efsanevi warp uçuşunu yaptığı ve yeni dostlarımızın, Vulkanlıların dikkatini çektiğinde galakside yanlız olmadığımızın farkına vardık.
Quando Zefram Cochrane fez o seu lendário voo warp, há 90 anos, e atraiu as atenções dos nossos novos amigos, os Vulcanos, percebemos que não estávamos sozinhos na galáxia.
Akademik toplumda güçlü dostlarımız var.
O Leo e eu temos amigos no meio académico.
- Belki FBI'daki dostlarımızın bir veritabanı vardır.
Talvez os nossos irmãos do FBI tenham uma base de dados especial.
Deniz aşırı ülkelerdeki dostlarımız için iyi hediyeler aldık.
Nós pegamos uma boa amostra para os nossos amigos no estrangeiro.
Stars Hollow halkı... ... ve dostlarımız.
Habitantes de Stars Hollow e amigos.
Neden dostlarımızı bu kadar kusursuz görürüz de iş kendimize gelince çok zorlansak bile kendimizi açık bir şekilde göremeyiz?
E por que vemos nossos amigos como são, mas não a nós mesmos? Por mais que olhemos, nunca nos enxergaremos claramente?
- Bu mümkün değil. Kimyasallar bizim dostlarımız.
- Os químicos são nossos amigos.
"Sevgili ailemiz ve dostlarımız..."
- "Queridos familiares e amigos..."
Sağlığımız için sana şükrediyoruz Tanrım ve varlığıyla bizi onurlandıran dostlarımız için.
Agradecemos-Te pela nossa saúde e pelos nossos amigos, que nos honram com a sua presença.
Bak, ikinci ve beşinci kanallardan dostlarımız.
Olha, são os nossos amigos dos canais dois e cinco.
Bu yüce ülkemiz, dostlarımızın oylarıyla sıçrama yapıyor.
Neste nosso grande país, até viciados em ópio votam.
Böylece Galyalı dostlarımız taşları almak için Tikis'le yola koyuldular.
E eis os nossos amigos gauleses, guiados por Otis, a caminho das pedreiras, para atestarem os barcos de pedras.
Dostlarımız Des Moines ve Wichita gibi uzak yerlerden geldiler.
" e veio gente de tão longe como Des Moines e Wichita.
Ve yeni evimizin basamaklarında etrafımız dostlarımızla kuşatılmışken nihayet hayalimizi yaşadığımızı hissetmeye başladım.
E nos degraus da nossa casa encantadora, rodeados pelos nossos amigos especiais... era como se, finalmente, começássemos a viver... o nosso sonho.
Dostlarımız kaçırılmış.
"Os nossos amigos foram raptados."
İki muhteşem gün ve gece için dostlarım cadının bir zamanlar yürüdüğü | yollardan yürüyeceksiniz. Kurbanlarının kanlarının döküldüğü | topraklarda uyuyacaksınız. Belki bu süreçte ruhlarınızı kaybedebilirsiniz.
Durante dois dias e duas noites Iuxuriantes vão caminhar pelos mesmos trilhos seguidos pela própria Bruxa, vão dormir no mesmo solo onde o sangue das vítimas foi derramado, e provavelmente perderão as vossas almas durante o processo.
- Dostlarım! Demek buradasınız.
- Meus amigos, chegaram!
İki muhteşem gün ve gece için dostlarım cadının bir zamanlar yürüdüğü yollardan yürüyeceksiniz. Kurbanlarının kanlarının döküldüğü topraklarda uyuyacaksınız. Belki bu süreçte ruhlarınızı kaybedebilirsiniz.
Por dois fabulosos dias e noites... vão trilhar os percursos que a própria bruxa trilhou... dormir onde o sangue das suas vítimas foi derramado... e talvez, até, perder a própria alma pelo caminho.
Yine de, ben bir denizkızı gördüm! Ve bir kere olsun dostlarımın bana inanmasını istiyorum!
Vi uma sereia a sério e gostava que os meus amigos tivessem a decência de acreditar.
Sevgili ölü yargıcımız ve dostları birdenbire Albany'de çok tutulan bir konu oldu. En azından rakip parti tarafından.
O nosso juiz morto e seus amigos são um tema quente em Albany, pelo menos, para a oposição.
Yeni dostlarım ve ben uzaktayız en korkunç bakışlardan.
Os meus novos amigos dispersam-se... longe dos olhares preconceituosos.
Benim işletmem değildi.Dostların dediği gibi, yalnızca burada çalışıyorum dükkan 20 metre kare kadardı, yalnızca ikimiz çalıştığımız halde 3 sandalye ya da bizim deyimimizle istasyon vardı.
O estabelecimento não era meu. Como diziam, eu só trabalhava aqui. Aquela porcaria tinha 200 metros quadrados.
Bu konuda iyi bir atış hakkımız var dostlar.
Temos uma excelente hipótese.
Senin dostların mıyız?
Se somos teus amigos?
Dostlarım... benim için olağanüstü bir ev yaptınız.
Meus amigos, construíram-me uma bela casa.
Eski dostlar, sevgili mezunlar... Harvard'a geri dönmek harika bir his. Güzel kızım da sizin aranızda.
Velhos amigos, alunos, é um prazer regressar a Harvard, onde venho encontrar a minha linda filha.
Kingu'nun şansölyesi. Başka adlarım da var ama burada dostlar arasındayız.
e mais alguns
Anlaşılan gizemli kadınımızın elit dostları varmış.
Parece que o misterio gira à volta de uma certa acompanhante.
Bunlar Galyalı dostlarım. Güçlü bir büyücü ve değerli iki savaşçı. Onayınızı almaya geldim.
Logo, pedi a uns amigos gauleses, um mago muito poderoso e dois valorosos guerreiros, que me ajudassem.
Neyi bildiğini iddia ederse etsin... tek yapmamız gereken ona detayları vermek... çünkü dostlarım, asıl palavra detaylardadır.
Não interessa o que ela diz ou o que ela sabe... tudo o que temos a fazer é dar-lhe os detalhes... porque, meus amigos, as tretas estão nos detalhes.
Hepiniz kendinizle ilgili bir şeyler okuyacaksınız dostlarım.
E todos os meus amigos por aí, irão ler coisas sobre vós.