English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Dışarı

Dışarı traduction Portugais

76,071 traduction parallèle
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Para o mundo exterior, sou um cientista forense, mas, secretamente, com a ajuda dos meus amigos do STAR Labs, combato o crime e encontro meta-humanos como eu.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Para o mundo, sou um cientista forense, mas, secretamente, com a ajuda dos meus amigos do STAR Labs, combato o crime e encontro meta-humanos como eu.
Bildiğimiz tek şey, Savitar'ın dışarıda bir yerlerde olduğu ve eğer mümkünse onu bulup, geldiği yere geri yollamalıyız.
A única coisa que sabemos é que o Savitar anda por aí, e devemos tentar encontrá-lo, e mandá-lo de volta para o lugar de onde veio.
- Dışarı çıkalım. - Hayır dostum, kusura bakma.
Não, desculpa.
- Canım dışarı çıkmak istemiyor.
Não estou com vontade de sair.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Para o mundo, sou um cientista forense, mas em segredo e com a ajuda dos amigos do STAR Labs, combato o crime e encontro meta-humanos como eu.
Anlaşılan, Stagg dahileri sırlarının dışarı çıkmasını istemiyor.
Parece que os génios da Stagg não querem que nenhum dos "segredos" saiam daqui.
- Barry, Caitlin dışarıda bir yerlerde.
Barry, a Caitlin continua à solta.
- Bu halde dışarı çıkamaz.
- Ele não pode ir assim.
Dışarıda konuşsak daha iyi olur dedim.
Achei melhor conversarmos aqui.
Madem itirafta bulunuyoruz... Hani size, Barry ile senin üniversite harcınız için para biriktirdiğim için bir ay dışarıda yemek yiyemeyiz demiştim ya, hatırlıyor musun?
Já que estamos a confessar-nos, lembras-te quando vos contei que não podíamos comer fora durante um mês, porque andava a economizar dinheiro para pagar a tua faculdade e a do Barry?
Ölüydü. Oğlum cehennemi açıp birkaç kişiyi dışarı çıkarana kadar.
E estava. deixar algumas pessoas escapar.
Kai onu içeri büyülemiş. Dışarı çıkamıyor.
e ela não pode sair.
Oradan dışarı çıkmalısın, Caroline.
Caroline.
Beyler hadi devam edin. Herkes dışarı.
tudo para fora.
Bonnie Bennett'in cehennem ateşini büyülü bir şekide bu tünellerden dışarı sürebileceğini mi sanıyorsun?
Achas que a Bonnie Bennett consegue absorver fogo do Inferno pelos túneis para longe da cidade?
Karım dışarıda benim ona geri dönmemi bekliyor. Ama son iki yüzyıldır seni bir vampire dönüştürdüğümden beri... Sen tekrar mutlu bir hayat yaşayasın diye seni bir insana dönüştürmek için savaştım.
A minha esposa está à minha espera que eu vá para casa com ela. para te tornar no homem que merece a felicidade!
- Ne? Ellerin havada dışarı çık.
Sai com as mãos no ar!
O yüzden lütfen dışarı çık ve biraz hava al.
Por isso vamos só... sair lá para fora e apanhar ar.
Bu zehir vücudunu içeriden dışarıya eriterek devam etmiş.
Esta toxina espalhou-se por ele como se o tivesse a queimar de dentro para fora.
Dışarıda bir başkasının daha zehirlenmiş olabileceğini düşünüyoruz.
- Bom... - Estamos preocupados que mais alguém ali fora possa ter sido envenenado.
İçinde azıcık bir zehir kalmıştı. Yani dışarıda birisi zehirlenmiş olabilir.
Ela tinha um pouco de veneno nela por isso, sim, em teoria, alguém ali fora pode ter sido injectado.
- Hadi dışarıda bekle tamam mı?
- Vamos esperar lá fora, sim?
Tamam şunu dışarıya çıkarıyorum.
Certo. Vou levar isto para fora.
Ben dışarıdaydım ve ölü bir kadın, kan olmaması hadi ama.
Digo, eu estava cá fora e... Uma mulher morta? Nenhum sangue?
- Bu yüzden FBI... - Çık dışarıya.
- É por isso que o FBI...
- Çok dışarıya.
- O quê? - Sai.
Dışarıya bak başkaları da var mı?
Verifica lá fora para ver se há outros.
Tek bildiğim Winchesterların dışarıda olduğu.
O que eu sei é que... os Winchesters estão ali fora.
Her zaman vücut sıvılarını dışarıya fışkırtırlar.
Estão sempre a espalhar seus fluídos corporais por todo lado.
Barmen onu aceleci bir şekilde dışarıya koşarken görmüş.
Minha empregada disse que o viu correr daqui para fora como se as suas calças estivessem em fogo.
Dışarıda arabayı saklıyor.
Está lá fora a encher o carro. - Certo.
Dışarıda her şey temizlendi.
Está tudo limpo ali fora.
Dışarıya çıktım geleceğim öyle mi?
Por isso "Saí! Volto mais tarde!"?
Biraz dışarıya çıkmanızı istesem olur mu?
Seria muito pedir para sair por um momento?
Annen dışarıda.
- A tua mãe está ali fora.
Bir şekilde tüm dışarıdaki yaraları iyileşti mi?
E seus ferimentos externos curaram-se?
Hayden'i ne öldürdüyse hala dışarıda.
O que quer que apanhou a Hayden ainda anda ali por fora.
Dışarıda işler her zaman siyah ve beyaz değil.
As coisas não são apenas preto e branco por aqui.
- Çıkın dışarıya.
- Saiam.
Öyle bir köpeğin dışarıda olması iş için iyi değil.
Um cão assim solto por aí não é bom para os negócios.
Mick dışarıda kimse yok.
Mick, não há ninguém ali fora.
Hadi dışarıya çıkalım.
Vamos sair daqui.
Beni arabadan dışarıya çıkardı.
Ela obrigou-me a sair do carro...
- Dışarıya bana bağırmaya çıktı.
Alicia. - Ele saiu para gritar comigo.
Yani dışarıdaki yaratıklar birlikte çalışmaya mı başladı?
Digo, o que fez todas essas coisas ali fora de repente a trabalharem juntos?
Bu binadan dışarıya çıktım mı?
Eu estive fora deste edifício?
Çık dışarı.
- Certo, Maze, sai.
Sen burger almaya dışarıya çıktın.
Então...
" Dışarıya çıktım.
" Saí.
Dışarısı çok kötü.
Aquilo ali fora está mau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]