English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Dışarıya

Dışarıya traduction Portugais

4,424 traduction parallèle
Ve seni Karen'ın olduğu dışarıya bırakacağımı sanıyorsan kafayı yemiş olmalısın.
Se achas que vou deixar que vás ter com a Karen... deves estar maluco.
Dışarıya gel!
Anda cá para fora!
Kafanı camdan dışarıya uzatayım deme, koparırım yoksa.
Nem sequer ponhas a cabeça fora da janela, ou irei cortá-la.
Vantilatör dışarıdan temiz havayı çeker ve metan gazını dışarıya pompalar.
Os ventiladores sugam o oxigênio de fora e o metano é bombeado.
Dışarıya çıkmam gerek.
Preciso sair.
Kablomuz var ve dışarıya sinyal gönderebiliriz.
Arranjamos fio. Prendemo-lo. E conseguimos ter sinal.
Bu evin içindeki paranoya miktarı dışarıya taştı artık.
Chegou em alerta máximo.
Sam beni kabul etmezse istediğinde dışarıya atabilir.
Sem a aprovação dele, pode expulsar-me a qualquer altura.
Eğer Sam beni dışarıya atarsa ölür.
E se o Sam me expulsar morrerá.
Sonra dışarıya çıkıp dondurma yemeğe ve striptiz izlemeye gideceğiz.
Depois festejamos com gelados e strippers.
Maddy'i üç dakikada dışarıya çıkaracak.
Ela vai resgatar a Maddy dentro de 3 minutos.
Yüksek güvenlikli hapishanelere ışınlandı. Oradan dışarıya yanında katiller ve uyuşturucu ağalarıyla ışınlandı.
Teletransportou-se para prisões de segurança máxima e teletransportou-se para fora com assassinos, traficantes...
Hadi dışarıya bakalım bir.
Vamos verificar lá fora.
Sam istediğinde beni dışarıya atabilir ve Sam beni dışarıya atarsa ölür.
O Sam pode me expulsar a qualquer momento, e se o Sam me expulsar, ele vai morrer.
Biliyorum, fakat Rose çok heyecanlıydı, ve biliyorsun, biraz dışarıya çıkıp erkeklerle tanışması gerekiyordu.
Eu sei, mas a Rose estava tão empolgada, - e ela precisa de conhecer homens.
Sam istediği zaman beni dışarıya atabilir.
Sam pode expulsar-me a qualquer momento.
Eğer Sam beni dışarıya atarsa ölür.
E se o Sam me expulsar, ele morre.
Onları öyle dışarıya atamazsın.
Você não pode simplesmente atirar essas coisas para qualquer lado.
Son istediğimiz şey bunu dışarıya çıkarman.
A ultima coisa que precisamos é atirares essa coisa para cima, huh?
Tamam hadi dışarıya.
Fora. A sério. Sai.
Bir akşam dışarıya çıkabileceğini ve yemek yemen gerektiğini biliyorum.
Precisas de sair. E tens que comer, não?
Gerçekten bir akşam dışarıya çıkmaya ihtiyacım vardı.
Precisava de sair um pouco.
Kardeşini alıp olabildiğince hızlı dışarıya çık!
Leva o teu irmão para fora o mais rápido que puderes!
Ama o beni kurtardı, araba onunla birlikte patlamadan beni dışarıya itti.
Mas ela salvou-me, puxou-me para fora... Antes do carro explodir... Com ela lá dentro.
Buradan dışarıya çıkılıyor, göreceksin.
Vai dar a outro lado. Vais ver.
Arabanı dışarıya park ettin.
O teu carro está parado lá fora, meu.
- Tamam, tamam sakinleş. Dışarıya çıkmanın bir yolu olmalı.
Calma, deve de haver uma saida.
Çoğu eskortumuz dışarıya da geliyor.
Grande parte das acompanhantes também fazem serviço fora.
Dışarıya çıktı.
Saiu.
Sanırım artık yeterince iyisin onu dışarıya atmalısın.
Acho que estás bem agora, mas tens de o expulsar.
Dışarıya gel.
Podes sair daí. Vamos.
Dışarıya çıkıp seçim kampanyana başlamalısın.
Precisas de ir lá para fora, sabes e começar a tua campanha.
- Dışarıya çıkmamız gerekiyor.
Sim. Sim, precisamos.
Şekil çocuklar arasına uymayanı dışarıya postalayın.
Rejeitam o tipo que não se encaixa no teu pequeno clube.
Dışarıya doğru çek.
Tira essas senhoras.
Peki ya Anton'u bardan dışarı çıkaran Doğu Avrupalı fahişe... Onun bu olayla ne ilgisi var?
E a prostituta do leste europeu que atraiu o Anton para fora do bar, qual é o envolvimento dela?
- Evet, Jenna'ya bakmak için dışarıdaydı.
- Sim, foi lá fora à procura da Jenna.
Dışarı çıkamıyorsun ya, ben de birlikte film gecesi yaparız dedim.
Já que não podes sair, pensei numa noite de filmes.
Cameron, ya dışarı çıkıp babamı öldürseler diye sordun.
Cameron, perguntaste o que faria se eles fossem libertados e matassem o meu pai?
Peki ya hala dışarıdalarsa?
E se ainda estiverem lá fora?
Kimse dışarıya çıkmıyor.
- Olha.
- Yani ya dışarıda mahsur kalırsak?
Quero dizer, e se ficamos presos ali fora?
Hepsine dışarıya çıkar.
Despeja tudo.
Dışarı mı çıktın sen ya?
Tu saíste?
Bay Yarasa'ya dışarı kadar eşlik edin çocuklar.
Escoltem o senhor Morcego para fora daqui, rapazes.
Pek dışarı çıkamadık, restorana ya da sinemaya gidemedik... Gidemedik mi?
Não podíamos ir a qualquer sítio, não fomos a restaurantes ou cinema...
Yani Norris BioTech'in dışarıdan bir yatırımcıya ihtiyacı vardı.
Então a Norris BioTech precisou de um investidor externo.
- Ya eğer kraangler hala dışarıda bir yerlerdeyseler.
Mas e se os Kraang ainda estiverem por aí?
Ya hala dışarıda bir yerdeyse ve şekil değiştiren ele geçirip portalı açarsa...
E se ainda estiver por aí e o metamorfo conseguir encontrá-la e abrir o portal?
Sana şey diyeceğim. Ödül olarak, bu gece Luke ile dışarı çıksana Roscoe'ya ben bakarım.
É o seguinte, como recompensa, porque não vais sair com o Luke
Dışarıya getireceğim onu.
Vou trazê-lo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]