English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ E ] / Endişelenecek hiçbir şey yok

Endişelenecek hiçbir şey yok traduction Portugais

71 traduction parallèle
Endişelenecek hiçbir şey yok vElma.
Não há pra se preocupar.
- Baba. Bak, yavrum, bunu aklından çıkarma. Endişelenecek hiçbir şey yok, hem de hiçbir şey.
Eu sei que estou sendo ingrata... mas, às vezes, isto deixa-me apavorada.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
Temos dinheiro suficiente para gastar e nenhuma preocupação.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tens com que te preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok. Bunlar çok iyi kızlar.
Não tem que se preocupar Estas garotas são muito simpáticas.
Kesinlikle, endişelenecek hiçbir şey yok. Onları hemen yapacağım.
Claro, não precisas de te preocupar.
- Endişelenecek hiçbir şey yok, tamam mı?
- Não há nada a temer. - Pode haver.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há motivo para se preocuparem.
Sana söyledim, endişelenecek hiçbir şey yok.
Já disse-te, não há nada com que te preocupares.
Weebo, endişelenecek hiçbir şey yok.
Não precisas de te preocupar...
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há nada de preocupante.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há nada com que se preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há razão para preocupações.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Sem preocupações.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há razão para se preocupar.
Ah, teşekkürler ama, her şey kontrolüm altında, bu yüzden endişelenecek hiçbir şey yok, Ed.
Oh, bem, obrigado de qualquer forma, mas tenho tudo sob controlo, não precisas de te preocupar com nada, Ed. Óptimo.
Benimle gelin, endişelenecek hiçbir şey yok.
- Acompanhe-me. - O que é? Não é grave, não se preocupe.
Yani endişelenecek hiçbir şey yok.
Então não há por que te preocupares.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tens que te preocupar com nada.
Dalga mı geçiyorsun? Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tens com que te preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
- Não é caso para preocupações.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Claro, não tem com que se preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tens nada com que te preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tem nada com que se preocupar.
Karakoldayım ve bir elbise giyiyorum... ama endişelenecek hiçbir şey yok.
Está numa esquadra da polícia e tem no corpo um vestido de senhora... mas não tem nada para se preocupar.
Güven bana. Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tens nada que te preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há nada a recear.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não precisas de te preocupar com nada.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há nada com que te preocupares.
Sadece bir kaç sıyrık endişelenecek hiçbir şey yok.
Teve apenas alguns cortes externos, nada de preocupação.
İnan bana, endişelenecek hiçbir şey yok.
Acredita, não precisas de te preocupar com nada.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
A mim também. Não tem nada com que se preocupar.
Bak, sana endişelenecek hiçbir şey yok demiştim.
Olha... já te disse que não tens nada com que te preocupar.
Kate, endişelenecek hiçbir şey yok.
Kate, não tens nada com o que te preocupar.
Seks ve endişelenecek hiçbir şey yok.
sem sexo. Sem nada para te preocupares.
Hem endişelenecek hiçbir şey yok çünkü ben artık "Koothrapenny" nin esmer yarısıyım.
Além disso, não tens nada que te preocupar, porque, agora, sou a metade escura de KoothraPenny.
Evet, tabii ki bu akşam için her şey hazır. Endişelenecek hiçbir şey yok.
Sim, claro que está tudo pronto para hoje à noite.
Seni temin ederim, endişelenecek hiçbir şey yok.
Garanto-lhe, não tem com o que se preocupar.
- Endişelenecek hiçbir şey yok demek?
- Nada para se preocupar? - Não.
Bence endişelenecek hiçbir şey yok.
Não têm de se preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não tens de te preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok. Bunlar iyi mafya.
Não tens com que te preocupar, eles são a máfia boa.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há nada com que me preocupar.
Endişelenecek hiçbir şey yok. Çok sıkı bağlandın.
Não precisa preocupar-se.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não precisa de se preocupar.
"Endişelenecek hiçbir şey yok."
"Não há nada com que se preocupar."
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Não há nada para se preocuparem.
Endişelenecek hiçbir şey yok, tamam mı?
Não há nada com que te preocupares, está bem?
Anlıyorum da ben daha önce hiçbir şey araklamadım. Endişelenecek bir şey yok.
Eu nunca fanei nada na vida.
Dinle, bunu söylediğime üzgünüm ama Fisher'ın sakladığı hiçbir şey yok. Şimdi de sayende, endişelenecek hiçbir şeyi yok.
Desculpe desiludi-lo, mas o Fisher não tem nada a esconder... e agora, graças a si, não tem nada com que se preocupar.
- Yaptığımız şeyin ortaya çıkmasını engellemek için ama gerçekten endişelenecek hiçbir şey yok. - Ne alâka?
E porquê?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]