Gelecegim traduction Portugais
7,318 traduction parallèle
Bu akşam eve geldim, yarın akşam da geleceğim.
Vim para casa hoje. Virei para casa amanhã.
Ve hayatının geri kalanı boyunca her gün eve geleceğim.
E virei para casa todas as noites... pelo resto da tua vida.
Sonra yine geleceğim.
Vou voltar em breve.
Hemen geleceğim.
Já volto.
Zeka küpüyle çıkıyorum sanki. Hangi tarafa denk geleceğim veya gelecek hiç bilmiyorum.
Não sei de que lado é que estou ou qual é a combinação.
- Mezunlar gecesine geleceğim.
- Eu vou à reunião.
Anlaşmaya varamazsak çıkıp gideceğim. Adamlarımla beraber kaç adamın kaldıysa artık hepsini biçmeye geleceğim.
Se não concordarmos em fazer isto juntos, saio daqui e lidero os meus homens contra os poucos que restam dos teus.
- Elbette geleceğim.
- É claro que vou.
Sherbert sakızı kısmına nasıl geleceğim o zaman?
Então, como é que chego ao recheio?
Çözümü görmezlikten geleceğim diye uğraşmamak kafidir.
Apenas temos de estar dispostos a vê-la.
Teklifi bir daha düşünün, tekrar geleceğim.
Pensa melhor a respeito disso e eu volto depois.
Yemekten çıkıp buraya geleceğim.
Eu sairei a meio e venho até aqui.
Geri geleceğim.
Eu volto já.
- Geri geleceğim.
- Eu volto.
Geleceğim.
Sim, vou.
Geri geleceğim.
Vou voltar.
Öğle yemeği için eve geleceğim.
Eu estarei em casa para o almoço.
Seninle, ben geleceğim.
Eu vou convosco.
Sana para vermediğim için bu rekabeti kazanınca ve üçüncü virgülümü geri alınca da, sana sözüm söz Richard buraya geleceğim ve ikimiz bu koduğumun Tres Comas şişesiyle dibi bulacağız.
E quando ganhares o desafio, porque não te dei dinheiro, e eu recuperar a minha terceira vírgula, prometo-te o seguinte, Richard. Vou voltar, e tu e eu vamos beber esta garrafa de Tres Comas toda, juntos.
Beşinci sefer için yakında geleceğim demek için aramıştım.
Ah, sim. Só queria dizer-te que estamos para o quinto.
Geleceğim Ragnar'ın yanında.
O meu futuro está ao lado de Ragnar.
Ben de geleceğim.
Tal como eu.
Seninle birlikte Nassau'ya geleceğim, durumu değerlendireceğim.
Irei convosco a Nassau, avaliar a situação.
Hemen geleceğim.
Eu venho já.
Yarın seni kontrole geleceğim.
Amanhã volto para ver como é que estás.
Geri geleceğim, ona göre.
Eu volto, ouviu?
Tamam hemen geleceğim.
Sim imediatamente.
Kararımı verdim... Bir dahaki sefere ben de seninle savaşa geleceğim.
Eu decidi que da próxima vez eu acompanho-o para a guerra.
Sen nereye gidersen ben de oraya geleceğim.
Onde tu fores, eu vou.
Sonra geleceğim.
Eu volto.
Elbette. Geleceğim. Evet.
Claro que vou, sim.
Hemen geleceğim. - Selam.
Já vou ter convosco.
Hayır, seninle geleceğim.
- Não, eu vou consigo.
- Ben de seninle geleceğim.
- Irei consigo.
- Seninle geleceğim.
- Vou consigo.
Ben de seninle geleceğim.
Irei consigo.
Nerede olduğunu söyle, bir şekilde geleceğim.
Diz-me só onde estás e arranjo maneira de chegar lá.
Geri geleceğim.
Eu volto.
Yakın zamanda tekrar geleceğim, biraz daha konuşuruz.
Voltarei a visitá-la muito em breve e voltaremos a falar.
Bana geleceğim olduğunu mu anlatacaklar?
Dizerem-me que eu tenho futuro?
Ben de geleceğim. Dövüş gücüm sizden daha yüksek ne de olsa.
Também vou, sou muito mais forte que tu.
Sana geri geleceğim demiştim.
Eu disse-te que voltava.
- Ben de seninle geleceğim.
- Também vou.
Ben artık... Seninle geleceğim.
Vou contigo.
Geri geleceğim.
Voltarei.
Herhangi biri olursa, geri geleceğim.
Se tiver algum, eu volto.
Hemen geleceğim.
Venho já.
Fakat onun değil benim geleceğim söz konusuydu.
Mas não era o futuro dela em jogo, era o meu.
Elimdeki her şeyle üstüne geleceğim.
Vou atacar com tudo o que eu tenho.
O dükkana tekrar gidince ben de seninle geleceğim.
Quando voltares à loja, quero ir contigo.
Geri geleceğim.
Eu voltarei.
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
geleceğiz 22
gelecek mi 35
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
geleceğiz 22
gelecek mi 35