Gözlerin traduction Portugais
2,458 traduction parallèle
Bazen gözlerin alışması zaman alır.
Por vezes os olhos demoram um tempo a adaptar-se.
Ve gözlerin, onlardan başka göz yoktur.
Dos olhos, uns olhos e nenhuns.
Gözlerin çok etkileyici.
Seus olhos são hipnóticos.
Ve senin gözlerin de bana masmavi geliyordu.
Tudo parecia azul quando te olhava nos olhos.
Gözlerin kapalı ve ağzından salya akıtarak mı düşünüyordun?
Olhos fechados, e boca aberta e a baba a escorrer?
Gözlerin yangından, fırtınalardan dem vuruyorken zarif vücudun ise tutkunun o fırtınalı semalarına götürülmek için feryat ediyor.
Os teus olhos falam de fogo e tempestades e o teu corpo gracioso parece clamar para ser levado aos céus tempestuosos da paixão...
" ve gözlerin yerinden çıkmış olur, eklemlerin de zayıflamıştır.
" os olhos penderam e ficas com as articulações soltas.
Güzel gözlerin olduğunu söyledi.
Ela disse que tens uns olhos bondosos.
Korkunç gözlerin var.
Tens olhos marados.
Senin gözlerin de büyük, aptal ve kahverengi.
Bem, os teus olhos são grandes, parvos e castanhos também.
Ve sonra Aaron geldi, onun hakkında konuşurken gözlerin ışıldıyordu, ve hep ondan bahsediyordun.
E depois o Aaron apareceu, e o teu rosto iluminava-se quando falavas dele. E estavas sempre a falar dele.
Hey, çok güzel gözlerin var.
Tens uns olhos lindos.
# Sevimli gözlerin # # Boğuluyorum aşkım #
Nos teus lindos olhos negros Eu me afogo, meu amor
# Alevli gözlerin beni esir ediyor #
Os teus ardentes olhos negros Capturaram-me
Neden gözlerin sararmış olsun ki?
Por que estariam os teus olhos amarelos?
Gözlerin çok keskinmiş.
Você tem um bom olho.
Yüz yüzeyken gözlerin çok daha güzel.
Os teus olhos são muito mais bonitos ao vivo.
Gözlerin öyle demiyor ama.
- Os dois não são a mesma coisa.
Hoşuma gitti. O hüzünlü gözlerin altında neler oluyor?
O que se passa por detrás desses olhinhos azuis?
İnanılmaz güzel gözlerin var.
Tens uns olhos espantosos.
Gözlerin ne kadar güzel, biliyor musun?
"Tens uns olhos lindos, sabias?"
Gözlerin ne kadar kötü?
Os teus olhos estão muito mal?
Gözlerin fıldır fıldır. Sanırım az önce, bir Columbia öğrencisi oldum.
Acho que acabei de me tornar uma aluna da Columbia!
Gözlerin geri kaymasına başlanıyor.
A iniciar sequência de revirar olhos.
Gözlerin, onunkilere benziyor.
Tens os olhos dela.
Çünkü gözlerin senin adına konuştu.
Porque os teus olhos acabaram de falar por ti.
Gözlerin bana lazım.
Preciso dos teus olhos.
Gözlerin yolda olsun şekerim.
Mantém os olhos na estrada, parceira.
Gözlerin ve kirpiklerin çok güzeller.
Consigo ver os teus olhos e sobrancelhos. São lindos.
Yerinden zıpladın kollarını bana doladın ve güldüğünde gözlerin parlıyordu.
Você pulou da cadeira, jogou os braços em volta de mim, e o jeito que seus olhos brilharam quando sorriu...
Akciğerlerin daralacak, burnun kanayacak ve gözlerin iğnelenecek, sonra kalbin hızlanacak.
Os vossos pulmões irão apertar. Os vossos narizes irão sangrar, os olhos arderão e o coração acelerará.
Senin gözlerin sağlam.
Tu vês bem. Olha para isto.
Ve gözlerin hoşuma gitti.
E eu... gosto dos seus olhos.
Hatta nerdeyse gözlerin kadar güzel.
Quase tão linda quanto seus olhos.
Gözlerin...
"Seus olhos.."
Senin gözlerin benim içimde yaşıyor.
"Seus olhos morar na minha."
Gözlerin büyüleyici.
"Seus olhos sedutores."
Sarhoş edici gözlerin.
" Seus olhos inebriantes.
Gözlerin ayna gibi.
"Seus olhos são como o espelho."
Dudakların çok tatlı, ve gözlerin büyüleyici.
"Seus lábios são deliciosos e os olhos são sedutores."
Baba, neden gözlerin ıslak?
Papai, por que seus olhos molhados?
Kafanın arkasında da mı gözlerin var?
- Tens olhos na nuca?
Gözlerin çok güzelmiş demek.
Significa que tens uns olhos lindos.
Annenizin ikinci düğünündeki gözlerin dikildiği tek bekâr erkek olmanın ne kadar korkunç olduğunu sizlere anlatamam, çocuklar.
Miúdos, não consigo hiperbolizar o quão horrível é ser-se solteiro no segundo casamento da nossa própria mãe.
Gözlerin yolda olsun!
- Olha a estrada!
"Keşke başka bir yolu olsaydı." dedi. Gözlerin bana ait olmadığını söyledi.
Disse que desejava que houvesse outra forma, que eles não me pertenciam.
Yüzünü görmüyoruz... Sonsuz sevgini... Ama gözlerin var...
... não vemos a tua cara amor infinito mas você tem os seus olhos porque estás a chorar pelos oprimidos e olhas por nós que revela o teu perdão...
Gözlerin...
Teu olhos...
Karnın değil gözlerin aç.
Tens mais olhos do que barriga.
- Gözlerin çalındığına dair bilgi yok.
Acham que as córneas dela talvez também tenham sido doadas?
Gözlerin sana ait değil, değil mi?
Estes não lhe pertencem, pois não?