Hepsi değil traduction Portugais
2,092 traduction parallèle
Hepsi değil, hmm?
Bom, nem todos...
Hepsi değil, ama yeterince kısmı.
Não toda, mas alguma.
Hepsi değil.
Nem todos.
Hayır.Hepsi değil.
Não. Não tudo.
- Bunların hepsi çok garip. - Evet değil mi?
- Isto é tão estranho.
Hepsi bu kadar değil.
E não é tudo.
Hepsi bunun hakkında, değil mi?
É mesmo isso, não é? É não dar importância a merdas.
Bunların hepsi bir yalandı, değil mi?
Foi tudo uma mentira, não foi?
Sebepsiz yere değil ama benim dünyam, senin dünyan ve onca sır... Bilmiyorum. Sence hepsi beraber yaşayabilir mi?
Parece razoável, mas meu mundo e o seu mundo cheio de segredos, sei lá, acha que eles podem co-existir?
Bunların hepsi düğünle ilgili değil.
Nem tudo isto são documentos do casamento.
Hepsi benim kartımla alındı, değil mi?
Foi tudo do meu cartão, não foi?
Sahip olduklarının hepsi bu değil.
Não foi só isso que tiveram.
"Buradaki insanların hepsi ölmeli." Bu kontrol değil, bu delilik.
Todas estas pessoas têm de morrer. Isso não é controlo. É loucura.
- Tommy Wilson, Meg, Dave, Ross hepsi sizin cemaatinizin üyesi, değil mi?
O Tommy Wilson, a Meg, o Dave, o Ross, são todos membros da sua congregação, certo?
- Hepsi onun yüzünden, değil mi?
É por causa dela, não é?
Yapma, hepsi de Talib gibi salak değil.
Olha que não sei. Vamos lá, eles não são todos idiotas, como o Talib.
Sanırım yavaş yavaş Saiyajin'lerin gücündeki sırrı anlıyorsundur, ama hepsi bu da değil.
Parece que percebeste agora um pouco do segredo da força dos Saiyans... Mas não é só isso...
Bunların hepsi yakılma emriyle ilgili, değil mi?
Portanto, para ti a questão é estares queimado, não é?
Hepsi bu değil.
E não é tudo.
Ama tüm bunların hepsi bir rüya. Gerçek değil ki.
Mas isto é um sonho, não é real.
Hayır! Tutatnaklarda hepsi var! Bu adil değil!
Está tudo transcrito, isto não é justo!
Hepsi öyle değil mi?
Mas não estão todos?
Ama hepsi kan değil.
Mas nem tudo são salpicos.
- Hepsi de benim suçum. - Senin suçun değil! - Tüm dergiler ölüyor.
A culpa não é sua, as revistas estão todas a morrer.
Hiçbiri telefon defterinde kayıtlı değil. Hepsi cep telefonu kullanıyor.
Nenhuma delas vem na lista telefónica, todas têm telemóveis.
Onların hepsi benim öğrencilerim. Ben onlara dövüş sanatlarını öğretiyorum ama başka insanlarla kavga etmeleri için değil.
Aos meus discípulos, eu ensino kung fu, mas não para combaterem ou magoarem os outros.
Hepsi iş değil demek.
Não é só negócios...
Atalarımız Salemliydiler, ki hepsi bu değil, biliyorum, çılgınca ama uzatıyor da uzatıyor ben de "Bu kadını zaten eve tıkmalıydınız" dedim.
Os nossos an tepassados... eram de Salem, o que não é assim tão... eu sei, m aluquices. Mas ela não pára de falar nisso, e eu penso, ponham... esta mulher num lar.
- Hepsi senin fikrindi, değil mi?
- A ideia foi sua, não foi?
Hepsi de gösteriyor ki anlık bir öfke olmuş, değil mi?
Um sinal, uma serra, pontapeá-lo, tudo sugere um impulso, certo?
Hepsi o kadar değil.
Isso não é tudo.
Fakat hepsi şifreyi biliyor, değil mi?
Mas todos têm a password?
Şey, hepsi bu değil.
Não é exactamente tudo.
Yani hepsi değil.
Não exatamente.
Komik değil, hepsi bu.
Magoei-te? - Não tem piada.
Hepsi bu değil.
Isto não é tudo.
Hepsi bir dümen, değil mi?
Era tudo uma farsa, não era?
- Hepsi bu da değil.
- Isso não é tudo.
Hepsi komik değil ama.
Mas nem todas são engraçadas.
Hepsi bu kadar da değil.
E não é tudo.
Bu tartıştıklarımızın hepsi varsayım, değil mi?
Isto é apenas hipotético, não é, Tom?
Hepsi bu. Elinde değil.
Não consegues evitá-lo.
Hepsi orada - haritalar, geçiş şifreleri... sizi ön taraflara geçirecek sahte kimlikler, ama önemli olan bu değil.
Está tudo aí... mapas, códigos de acesso... identidades falsas para passarem pelo portão mas não é o mais importante.
Hepsi benim hatamdı, öyle değil mi?
Foi tudo culpa minha, não foi?
Sen ve biri hariç nedimelerimin hepsi onunla yattı... yani o kadar da kötü biri olamaz, değil mi?
Todas as minhas damas d'honor dormiram com ele menos uma, não pode ser muito mau, certo?
Hey! Onların hepsi bana değil, değil mi?
Esses não são todos para mim, são?
Hepsi bununla ilgili, değil mi?
É disso que se trata, não é?
Hepsi ölecek, değil mi?
Eles vão todos morrer, não vão?
zumlu olan değil hepsi hepsini göster.
Tudo para ti, escandinavo...
- Bunların hepsi bokluktan başka bir şey değil!
- Tudo isto é uma merda!
Bunların hepsi şaka değil mi?
Isto é uma brincadeira, não é?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75