English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ I ] / Iyi bir çocuk

Iyi bir çocuk traduction Portugais

1,510 traduction parallèle
Ama iyi bir çocuk, esasen.
Mas básicamente é um bom rapaz.
Max iyi bir çocuk.
O Max é um bom rapaz.
Çok iyi bir çocuk.
Ele é um bom rapaz.
O iyi bir çocuk gibi görünüyor.
Ele parece ser um bom rapaz.
Scout, iyi bir çocuk ol ve bir termometre bul.
- Sê um bom rapazinho, e encontra um termómetro.
Onu aslında iyi bir çocuk olduğunu anlayacak kadar tanıyorum.
Conheço-o o suficiente para saber que, no fundo, é um bom miúdo.
Arkadaşın iyi bir çocuk.
O teu amigo é um bom rapaz.
- Jake iyi bir çocuk.
O Jake é bom rapaz, não és?
O iyi bir çocuk.
Ele é um bom menino.
Çok iyi bir çocuk.
- É um menino bonito.
Ve iyi bir çocuk olursan sana çok güzel bir sürprizim olucak.
E se te portares bem, tenho um presente especial para ti.
Orada kal. Sen iyi bir çocuk musun?
Tens sido um bom menino?
Kenny iyi bir çocuk ama dürüst olmak gerekirse, arkadaşı beni biraz tedirgin etti.
O Kenny é bom tipo, mas para ser franco o seu amigo fez-me sentir desconfortável.
Bu sene iyi bir çocuk oldun.
Deves ter-te portado muito bem este ano.
İyi bir aileden gelen iyi bir çocuk.
É um rapaz decente de boa família.
O gerçekten iyi bir çocuk.
Ele é, realmente, um bom rapaz.
O iyi bir çocuk değil.
Aquele rapaz não é coisa boa.
Çok iyi bir çocuk.
É um bom miúdo.
Shane iyi bir çocuk.
O Shane parece ser um bom miúdo.
O iyi bir çocuk.
O Vincent é um bom rapaz.
O iyi bir çocuk.
Ele é um bom rapaz.
O iyi bir çocuk.
O nosso filho. Ele é um bom rapaz.
O iyi bir çocuk.
Ele é um bom miúdo.
Sen iyi bir çocuk olmalıydın
Eras uma criança tão boa.
Aslında, onun için çok üzüleceğim çünkü Rohit çok iyi bir çocuk.
Na verdade eu vou lamentar isso pois o Rohit até é um bom rapaz.
O çok iyi bir çocuk.
Ele é um bom rapaz.
"Eve git ve iyi bir çocuk ol". "Her ne kadar, bazen zor olsa da."
Vai para a casa e sê um rapaz melhor, embora às vezes, seja difícil
Şimdi bu çocuk iyi bir delikanlı oldu.
E esta criança, tornou-se... um belo jovem.
Evet, o iyi bir çocuk.
Sim, é um bom rapaz.
Bir sürü zengin çocuk var. "Günaydın" ile başlamak iyi bir şey diye düşünüyordum
- Não é bom dizer bom dia?
İyi bir çocuk.
É um bom rapaz.
Şey, eğer o, o tarz bir çocuksa, kurtulduğun iyi olmuş. Anne, okulumdaki her çocuk, o tarz bir çocuk.
Mãe, todos os rapazes da minha escola são esse tipo de rapazes
İyi bir çocuk ol, Bongo.
Tu és um bom garoto, Bongo.
İyi bir çocuk.
É um tipo porreiro.
Hayatında pek de fazla güzel şey olmayan bir çocuk için bir şeyler yapmanın iyi olacağını söyledim sadece.
Eu há pouco lhe falei seria uma coisa agradável para fazer para um criança que não tem muitas coisas agradáveis na vida dele.
O iyi bir çocuk.
Ele é uma criança boa.
İyi bir çocuk, terörist falan değil.
É uma excelente pessoa, não é um terrorista.
İyi gibiydi. 15 yaşında bir çocuk, annesine hep her şey iyiydi der.
Bem, pareceu-me. O que um miúdo de 15 anos diz à mãe é sempre bom.
Çocuk mu? George, niyeti iyi biri ama ondan çok iyi bir baba olmaz.
O George pode ter boas intenções, mas não vale nada como pai.
Sana nafaka ve çocuk yardımı ödediğim için iyi bir evin ve iyi bir araban var. Jake bende kaldığı için de her hafta sonu boş vaktin oluyor.
Pago-te pensão e apoio à criança para teres uma boa casa um bom carro, fins-de-semana livres porque fico com o Jake.
- İstersen bana eski kafalı de ama postayla çocuk pornosu almak pek iyi bir fikir değil.
- Chame-me antiquado, mas receber pornografia infantil pode ser má ideia.
Ateş Kralı için iyi haber. Ateş Ulusu'na en büyük tehdit, sadece bir çocuk.
Boas notícias para o senhor do fogo, a maior ameaça da Nação de Fogo é apenas uma criança.
"İyi bir çocuk ol ve uyumaya git."
"Sê um menino bonito e adormece."
- İyi bir çocuk.
É um bom rapaz.
Sonunda çocuk sahibi olmaya karar verdik... ve bir şey kastettiğim yok, ama pek iyi gitmiyor.
5 anos depois Decidimos, finalmente, ter filhos, e não quero acusar ninguém, mas não está a correr bem.
O çocuk lanet olası iyi bir DNA vermeden oğlumun bir sent parasını bile alamaz.
Esse rapaz não vai ficar com um centavo do dinheiro do meu filho... sem um bom teste de DNA.
Annem zeki değildir fakat.... 18 yıl boyunca çocuk bakım desteği almanın... onun aptal şovuna bir-iki hafta katılmaktan daha iyi olduğunu bilecek kadar akıllıydı.
A minha mãe não era um génio, mas era esperta o suficiente para saber que 18 anos de pensão de criança era melhor do que algumas semanas na porcaria do programa.
Güzel vakit geçireceğiz. İyi, küçük bir çocuk.
Vai ser fixe também.
O iblis çocuk iyi bir çocuğun ağzına oturtma yapıyordu.
Eu vi aquele miúdo diabólico a dar peidos de carne na boca de um miúdo hoje de manhã.
O iyi bir çocuk.
Ele é uma boa criança.
- Güven bana. Londra'nın en iyi eşcinsel radarına sahibim. Bu çocuk bir kaz kadar eşcinsel.
Tenho o melhor radar de gays de Londres e aquele garoto... é tão gay quanto um ganso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]