Içki traduction Portugais
19,436 traduction parallèle
Cengiz Han, "Bana içki içmeyen bir adam bulun işte ordularımı o adam yönetecek" dememiş miydi?
Gengis não disse : "Encontrem-me um homem que não beba e esse homem conduzirá os meus exércitos"?
Bir içki içmek için dışarı çıkıyoruz, siz de bir şekilde Boba Fett ile kavga etmeyi başarıyorsunuz.
Saimos para beber um bebida e vocês de algum modo conseguem arranjar uma briga com o Boba Fett.
Düzeltici mi? Kafana içki falan mı attı?
Um smoothie, uma bebida?
Son çekimi bitirir bitirmez bir içki içerdim.
E, mal acabávamos a última cena, eu bebia um copo.
Kokain mi, içki mi?
Coca? Álcool?
Belki bir sigarayla bir içki, pero Mami, - bütün gençler içiyor.
Posso ter bebido um copo e fumado um cigarro, pero mami, isso é o que os jovens fazem.
Beth, içki içmek ister misin?
Beth, vais beber alguma coisa?
Kuzenim seni burada yan gelip yatarak içki iç diye iş yapmaya çağırmadı.
Sei que o meu primo não te contratou para estares aqui sentado, a beber como se fosse um dia de praia.
Bu içki konusuna gelince son LSD'mi bu sabah aldım.
O problema com o ponche é que tomei a última tablete de dietilamina do ácido lisérgico esta manhã.
Özel içki.
O ponche especial.
Bu zavallıya içki getirin.
Alguém traga uma bebida para este desgraçado.
Senin gibilerin içki içebileceği başka yerler var.
Há muitos sítios onde poderia ir beber.
Müesseseden bir içki daha.
Mais uma rodada? Por conta da casa.
Parkın tamamının başa çıkabileceğim bir içki olduğunu öğrenecek kadar burada bulundum.
Já estou aqui há tempo suficiente para saber que o parque é todo o veneno com que consigo lidar.
Üzgünüm fakat içki servisinizi kesmek zorundayım.
Peço desculpa, receio que tenha de parar de o servir.
Sen büyük bir içki değil misin?
Não gostas de beber?
Sana içki aldım.
Eu trouxe-te uma bebida.
Nedne oturup bizimle birlikte bir içki içmiyorsun?
Por que é que não te sentas e bebes um copo connosco?
Bedava içki ve kız alıyorum.
Bebidas de graça... Gajas.
Bir içki alır mısınz?
Esperaremos.
O yaratıkla içki içmem Eğer kral talep ettiğimiz bedeli öderse- -
O preço deverá subir. As pessoas de Paris não têm pão. O desespero é sempre lucrativo.
- Bir içki daha ister misin?
Queres outra bebida? Sim.
- Ben içki içmeye gidecektim. - Benimle gelmek ister misin?
Eu ia tomar uma bebida, queres acompanhar-me?
- Gel de bir içki içelim seninle.
Vamos tomar uma bebida.
Canım içki çekti.
Podia tomar uma bebida.
- Evet. Bütün gece bana içki ısmarlamak üzere.
Está prestes a pagar todas as minhas bebidas a noite inteira.
- Gel sana bir içki ısmarlayayım.
Porque é que não te pago uma bebida?
Mesela bara gidip içki sipariş etseler ne olur?
E se forem a um bar e quiserem beber alguma coisa?
Hey, bir içki ister misin?
Queres beber uma litrada?
Hey, içki sende kalsın!
Fica com a garrafa!
- Daha fazla içki gerekiyor mu?
Precisa de alguma coisa? Mais whisky?
Bir içki iç. Hayır, daha yeni bitirdik.
Tomem uma bebida.
11 ay sonra ilk defa insan içinde içki içme fırsatını kaçırır mıyım hiç?
Pensas que perdia a oportunidade de beber em público pela primeira vez em onze meses?
Bir içki daha, Mike?
- Outra bebida, Michael.
Canım içki çekti. Ya sen?
Podia tomar uma bebida.
İçki ve yemek tüketildi.
A bebida e a comida foram consumidas.
İçki mi içtin?
Estiveste a beber?
İçki vereyim mi?
- Queres uma bebida?
- İçki, sigara içmedim...
- Não bebi, não fumei...
- İçki, sigara içmedin, öyle mi?
- Não bebeste? Não fumaste?
- İçki probleminin olduğunu.
- Que tens um problema de alcoolismo.
İçki içebilen bir kadına benziyorsunuz.
Você parece uma mulher a precisar de uma bebida.
İçki içmeyen Danimarkalı orospuyu da sikeyim.
Que se foda aquela cabra pré-lavada dinamarquesa.
- Bir içki al, Kiki. - Tamam, evet.
- Bebe um copo, Kiki.
İçki isteyen var mı?
Bebidas, alguém? Drinkies?
- Bir tane daha içki ister misin?
Quer outra bebida?
- İçki kokusu buradan anlaşılıyor.
Posso sentir o teu cheiro a bebida daqui.
İçki için teşekkürler.
Obrigado pela bebida.
İçki içmek için insanların her şeyi yapacağını söylemiştim değil mi?
Disse que faziam praticamente de tudo por uma bebida, não?
İçki istiyorum, ve seni istiyorum güzelim, dizlerinin üstünde, eteğin havalara uçarken!
Necessito de brandy. E necessito de ti, minha querida, de joelhos, com a saia por cima da cabeça.
İçki yasağı çıkınca kepenk mi kapatmış?
Ele parou com a lei seca?