English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ N ] / Ne gün ama

Ne gün ama traduction Portugais

377 traduction parallèle
Ne gün ama.
Que dia.
- Ne gün ama. Ne gün.
- Que dia!
Inisfree için ne gün ama!
Que dia para Innisfree!
Ne gün ama!
Mas que dia.
Ne gün ama.
Que dia este!
Of, ne gün ama!
Bolas, que dia!
Ne gün ama!
Que dia!
Ne gün ama.
- Um dia daqueles.
Oo-de-lally, oo-de-lally Vay canına, ne gün ama
Que lindo dia!
Vay canına, ne gün ama
Que lindo dia!
Oo-de-lally, oo-de-lally Vay canına, ne gün ama
Que lindo dia!
Ne gün ama Nick. 12 yıldır karım olmadan sahile gelmemiştim.
Já não ia a praia sem a minha mulher há doze anos.
Tartisacak vaktim yok. Ne gün ama.
Está um dia dos diabos, não está?
- Ne gün ama.
- Que dia.
Hobbs için ne gün ama!
Que dia para o Hobbs!
- Ne gün ama.
- Que dia!
Ne gün ama! Kumsalda Bundy günü yapacağız.
O que é que ele viu, querida?
Ne gün ama.
Mas que dia.
Ne gün ama!
Que dia de merda.
Ugh! Oh, ne gün ama.
Que dia.
Ray, ne gün ama.
Ray, que dia.
Ne gün ama. Artık yüzmeyi öğrensem iyi olacak.
Um destes dias tenho de aprender a nadar.
Tanrım. Ne gün ama.
Deus, que dia.
Tanrım, ne gün ama.
Meu Deus, que dia!
Ama bir gün bir çığlık yankılanacak rıhtımda ve soracaklar, bu çığlık da ne ve görecekler bardakları yıkarken gülümsediğimi de ve soracaklar yüzündeki gülümseme niye.
E não sabem com quem estão a falar Mas um dia ouvirão gritos no cais "Mas quem será que não pára de gritar?"
Ne güzel bir gün ama, öyle değil mi?
Mas não está um belo dia?
Ama sana asıl diyeceğim önümüzdeki birkaç gün bana göz kulak olsan iyi olur çünkü yapmam gerekeni günah işlemeden yapmak istiyorum çünkü hırsızlık hakkında ne hissettiğini biliyorum.
Mas o que vim aqui dizer-Te foi que é melhor estares atento a mim nos próximos dois dias porque quero fazer o que preciso sem cometer nenhum grande pecado porque sei o que Tu pensas sobre roubar.
Evet, ama Phyllis bu olaydan iki gün önce ne yapıyordu bilseniz.
E que fazia Phylis dois dias antes?
Ben 40 yıldır dans ediyorum, ama her gün çalışmazsam ne arabeski ne de diğer hareketleri yapamam.
Eu danço há 40 anos, e preciso estudar todos os dias. Cada passo, os tempos... os movimentos. Está a ver?
Anlayabilmem için bir savaş geçti ya da belki de 4 yıl daha yaşlandığım içindir ama seni düşünmediğim tek bir gün bile olmadı ne de gece denizde ya da karada şehirde ya da kucağımda bir bebekle bir avuç çocuğu ormana sürüklerken.
Foi preciso uma guerra para eu perceber ou talvez sejam os quatro anos a mais mas não passou um dia que eu não pensasse em ti ou uma noite em patrulha, ou em terra na cidade, ou na selva, com miúdos e um bebé nos bracos.
Yarın veya ertesi gün burada olurlar, ne kadar içtiklerine bağlı tabii ama seçim günü burada olacaklarından emin olabilirsin.
Virão com certeza. Amanhã ou depois de amanhã, consoante a bebida que consumirem. Mas no dia das eleições, pode contar com isso.
yediğimiz tek şey lapa... her gün yemekler değişsin diye dua eder dururuz... ama yine lapa koyarlar önümüze... hiç tane çıkmaz içinden, aramak boşuna... yalvarsak da, sızlansak da sonuç değişmez... ama düşlerimizi hiçbir şey engelleyemez... gözlerimizi kapatıp hayallere daldığımızda... yemekler, güzel yemekler... sıcak sosis ve hardal... biraz da keyiflenince... jöle ve muhallebi... sütlü tatlılar ve börekler acaba daha sonra ne yesek?
nunca nos dão senão papas todos os dias rezamos p'ra que mudem o cardápio mas nunca nos dão senão papas não se encontra uma côdea nem sequer uma migalha que se peça, que se dê ou que se roube mas não há nada que nos roube a emoção de fecharmos bem os olhos e podermos imaginar... comida, gloriosa comida salsichas fritas e mostarda e já agora aproveitamos um bom doce e muito creme pudim de ervilhas e salsichão o que se segue, eis a questão
Bir gün seni oradan indirip... onu oraya koyabilirler. Ne adam ama.
Um dia podes cair e ser substituído.
- Ama bu ne zaman yaptınız... - 10 gün.
- Mas quando é que?
Garsonların üstüne düşemez... masanın altına sıkışamaz... hırsız alarmını çalıştırmaz... yanan odalara insanları kilitlemez... yangın söndürücüyü kendi suratına açmaz... ama bence otel birkaç gün... böyle başa çıkmalar olmadan da yapabilir. Ne düşünüyorsun Basil?
Ela não cai para cima dos empregados, não fica presa na cadeira, não dispara o alarme anti-ladrões, não fecha ninguém em cozinhas a arder, não faz explodir extintores na sua própria cara, mas acho que o hotel pode passar sem isso por uns dias, não achas?
- Ne gün oldu ama.
- O dia foi curto.
Bütün gün televizyon izledin ve tüm dikkatini ona verdin! Ne oyun ama!
Você tem assistido TV o dia todo, isso é o que elas querem.
Ne gün, ama!
Mas que dia!
Ne anlama geldiklerini pek anlamadım ama, sonraki gün devasa bir ağaç çıktı, ve ben de tam tepesinde oturuyordum.
Não sei o que significam, mas outro dia sonhei com uma enorme árvore. - Estava sentada nela e... - Majestade.
Ama, Marielle ne kadar tatlı olursa olsun,..... kumsal evinde gün ve gece sanki bir ömür boyu sürdü.
Mas, meiga como Marielle era, o dia e a noite na casa da praia durou uma eternidade.
Ne gün ama!
Que dia.
Bu birkaç gün önce gönderilen tebligat bu da ikincisi. Bana para gönderildiğine dair iki bildiri. Ama burada ne para ne de böyle bir tebligat var.
Já recebi duas notificações para um vale postal, e ainda não há sinal de nada, nem de dinheiro, nem de vale postal.
Evet, belki öyle ama o büyülü, mistik gün geldiğinde ben ne diyorsam onu yapacaksın.
- Não, não vai demorar... mas até que esse dia lindo chegue, faça o que eu disser.
- Ama, ama, ne? Bir gün sana mı bırakacağımı sanıyordun?
- Pensavas que a deixava para ti?
Şimdi anladım. O gün çok kötü bir şey olmuş. Ne olduğunu bilmiyorum ama neden olduğunu biliyorum.
Agora eu entendo, alguma coisa horrível aconteceu naquele dia, eu não sei o quê, mas sei porque...
Ama benim çabalarımın ne değeri var... eğer sen bütün gün poponun üzerine oturup, bira içip... beysbol, basketbol, futbol... bowling, hokey, golf ve...
Mas não consigo se vais ficar de rabo sentado a beber cerveja, e a ver jogos de basebol. E de basquete, de futebol, de bowling! E de hóquei, de golfe!
Şey, ne kadar şiddetliydi bilmiyorum ama okulu üç gün kaçırdı.
Bem, não sei o quão intenso foi, mas ele perdeu três dias de escola.
Ne kadar umutsuz olursak olalım, bir gün farklı bir kişiliğimiz ortaya çıkacak ve mumlarda yanan alevlerin sonsuza dek sürmeyeceğini göreceğiz. Ama hüzünlü, acınası, zavallı hayatlarımızın sonuna kadar acı son için biz buyuz kaçınılmaz, geri alınamaz.
Por mais desesperados que estejamos, um dia um eu melhor surgirá em cada uma das chamas das velas do bolo que sabemos não ser... mas o resto das nossas tristes, destroçadas e patéticas vidas isto é quem seremos até à morte.
"Legato, syncopated pedal" gibi ifadeler ama bir gün odadan çıktım ve ne duydum dersiniz...
'Legato'... O pedal pressionado... 'Appoggiatura'...
Tuhaf ama Franck'ın evde olduğunu bilmek içimi rahatlattı. Yine de bütün gün orada ne yaptığını hiç anlamadım.
Saber que o Franck estava lá em casa, fazia-me sentir melhor, embora eu não soubesse o que fazia lá o dia todo.
Belki... ama ne yazık ki bu gece en uygun gün değil.
- Talvez. Mas esta noite não será a mais adequada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]