Onu yalnız bırak traduction Portugais
322 traduction parallèle
Onu yalnız bırak.
Deixa-no em paz.
Belki de eğer onu yalnız bırakırsak...
- Talvez se o deixássemos em paz...
Ne yapığını bile bilmiyoruz,... eğer bizimle yapacağı bir şey varsa, onu yalnız bırak.
Nós nem mesmo sabemos... o que ele está tramando. Deixa-o se não tiver nada a ver com a gente.
Onu yalnız bırak, Benny.
Maldito puto.
Sanırım neden öyle onu yalnız bırakıp kaçtığımı anlamaya çalışıyordu.
Eu acho que ela estava tentando descobrir o motivo pelo qual eu corri e a deixei sozinha daquele maneira.
- Bırak onu yalnız bırak.
- Deixa-a em paz.
Atına atla ve onu yalnız bırak.
Vá embora e deixe-o sozinho.
Onu yalnız bırak, Celia.
Deixa-o em paz, Celia.
- Onu yalnız bırak Tony.
- Deixe-o em paz, Tony.
Onu yalnız bırakın yoksa üzülürsünüz.
Deixem-no em paz ou vão arrepender-se.
Onu yalnız bırakın şimdi. Banyosunu yapsın.
Deixe-o em paz, está cansado, deve tomar banho.
- Tamam, onu yalnız bırakın.
- Deixem-no estar.
Onu yalnız bırak.
- Deixe o homem em paz!
O zaman onu yalnız bırak!
Então deixa-a em paz!
Onu yalnız bırakın.
Deixe-a em paz.
Onu yalnız bırakın, patrona ait.
Deixe-a em paz, pertence ao chefe.
Onu yalnız bırak.
Deixa-o em paz!
Onu yalnız bırak.
Deixe-o em paz.
Onu yalnız bırakın.
Deixem-no.
Onu yalnız bırak.
Deixe isso em paz.
- Onu yalnız bırak.
- Deixe-a em paz!
İşini yapabilmesi için onu yalnız bırakın.
Deve ser deixado sozinho para poder fazer o seu trabalho.
Bu işe nasıl baktığımı biliyorsun, eğer şu geveze Koca Willis'i yalnız bırakırsa Willis de onu yalnız bırakacak.
Sabes, da maneira que eu vejo as coisas.... Se aquele tipo acha que pode mandar no grande Willis... -... aqui, o Willis vai acabar com ele!
Onu yalnız bırakın!
Deixem-na em paz!
Onu yalnız bırakırsan. Onu yalnız bırak!
Ajudar-me-á a recompor em vez de me abandonar.
- Onu yalnız bırak, Randall!
- Deixa-o em paz, Randall!
Onu yalnız bırak!
Deixa-a em paz.
- Onu yalnız bırakın!
Deixem-no em paz.
- Onu yalnız bırak.
Deixa-a em paz.
- Onu yalnız bırak, konuşalım.
- Deixa-o em paz para conversarmos.
- Onu yalnız bırak.
- Deixem-no sozinho.
Onu yalnız bırak.
Deixa-a em paz.
Sana onu yalnız bırak dedim.
Disse para a deixares em paz!
- Onu yalnız bırak.
Deixe-o em paz.
Pippo, onu yalnız bırak!
Pippo, deixa-o em paz.
Onu yalnız bırak.
Deixe para lá.
- Onu yalnız bırak.
- Deixe-o em paz.
Sizinle konuşma fırsatı bulana dek adamlarınız onu yalnız bırakırlarsa çok sevinirim.
Agradecía que os seus homens a deixassem em paz até podermos conversar.
Ondan şimdi ayrılırsam sanki onu yalnız bırakıyormuşum gibi gözükecek. Toplumdan dışlanacağım.
Seria excomungada da comunidade.
Onu yalnız bırak.
Deixa-o em paz.
Onu yalnız bırak!
O que é que ela te fez?
Onu benimle yalnız bırakın.
Deixem-me só, vocês as duas.
Onu yalnız bırak!
Deixa-o em paz!
- Onu her zaman yalnız mı bırakıyorsunuz?
- Costuma deixá-lo sozinho todo o tempo?
Onu yalnız bırakırsan o şeyler yine olacak.
Que ideia monstruosa!
Eğer sen onu yalnız bırakırsan bunu yapar. Onu yalnız bırakırsan.
Então ele esperar-me-á.
Yalnız bırakın onu, yaşlı cadılar!
Eh, mulherio, deixem-no em paz!
- Beni yalnız bırakın ki onu öldürebileyim.
- Me deixe em paz, assim posso matá-la!
- Onu yalnız mı bırakıyor?
- Deixa-o sozinho?
Yalnız bırak onu.
Deixa-a em paz. Ela foi mordida
Hey, bana ne dedin? Onu yalnız bırak, sadece eve gidelim.
Deixa isso e vamos embora.
onu yalnız bırakın 18
yalnız bırak beni 49
yalnız bırakın 16
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
yalnız bırak beni 49
yalnız bırakın 16
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakın gitsinler 39
bırakmak mı 26
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakın gitsinler 39
bırakmak mı 26