Sayın bayım traduction Portugais
109 traduction parallèle
Sayın Bayım ; kızınızla ilgili olarak bir para meselesi hakkında sizinle konuşmak istiyorum.
Exmo. Senhor, gostaria de falar consigo por uma questão financeira com respeito à sua filha.
Neden derseniz sayın bayım, siz mesela, benim yaşıma gelebilirsiniz, yengeç gibi gerisin geri yürüyebilirseniz.
Pois vós teríeis a minha idade, se retrocedêsseis, como caranguejo.
Sayın bayım, oyuncuların rahatı için gerekeni eksik etmeyin.
Tratai-os bem, que nada lhes falte.
Evet, sayın bayım. Kral gelecek mi bu şaheseri görmeye?
Então, meu senhor, o Rei verá a peça?
Sayın bayım, üniversitede sahneye çıktığınızı söylemiştiniz, değil mi?
Dizeis que fostes actor uma vez?
Madem elinizde kesin bir şey yok, madem emin değilsiniz... Biz de, sayın bayım, sizi tutmuyoruz.
Já que não confirma nada, já que não tem a certeza, não o vamos reter aqui mais tempo.
Ama sayın bayım, bu tersine bir dünya olur.
É o mundo de pernas para o ar!
Hayır, sayın bayım, ne düşünürseniz düşünün, insanlığı ilerletecek olanlar, en ustası olsa dahi, yankesiciler değil.
Não, não, caro senhor, apesar do que pensa, não serão os ladrões, mesmo os mais hábeis, que ajudarão ao progresso da humanidade.
O gün, geldiğim de odanızı aratmıştım, sayın bayım.
Mas, meu caro senhor, no dia em que me foi ver, o quarto foi revistado.
Daha fazla mobilya var, sayın bayım.
Mas é muito mais adequada, honrado senhor.
"Sayın Bayım, 3000 yaşından büyüğüm bir yatak sahnesi görmek istiyorum."
"Caro senhor, tenho mais de três mil anos de idade e gostaria de ver qualquer cena com duas pessoas na cama."
Sayın bayım, stüdyo seyircinizin son parodiyi benim gibi tasvip etmemesine memnun oldum.
Caro senhor, fico contente por saber que a assistência do estúdio desaprova o último sketch tanto como eu.
Gördüğünüz gibi, sayın bayım, taşınma sırasında bazı sandalyeler kırılmış.
Como pode ver, meu caro senhor, algumas das nossas cadeiras partiram-se na viagem.
Sayın Bayım. En sert biçimde protesto ediyorum.
Caro Senhor, desejo protestar veementemente.
Sayın bayım, size bir kez daha hatırlatıyorum.. ... ilk adım "Sik", soyadım da "Kafalı" değil.
Estimado senhor, devo recordá-lo novamente... que meu nome não é "Cara"... e que meu sobrenome não é "DE IDIOTA".
"Sayın bayım, 10 Aralık tarihli mektubunuz... " nihayet gerçeği anlamamı sağladı.
" Caro senhor, a sua carta de 10 de Dezembro fez-me realizar que o meu marido morreu.
"Sayın bayım, bu mektubu annem ve babam adına yazıyorum. " Ağabeyimin ölümü hakkındaki... " mektubunuz için teşekkür ediyorlar.
" Caro senhor, escrevo em nome dos meus pais, que agradecem a carta onde contava a morte do meu irmão.
Teşekkürlerimi kabul buyurun sayın bayım.
Humildemente vos agradeço.
"Ah efendiciğim", "Ya, canım efendim" "Öyle, öyle, sayın bayım" diye girişecek söze.
"Bom senhor", Amigo ", "Cavalheiro"... de acordo com os costumes da pessoa e do país.
"Ah efendiciğim, ya, sayın bayım" diye girişecek.
Em " ele concordará, dizendo...'amigo','cavalheiro'"...
Evet sayın bayım? Kral gelecek mi bu şaheseri görmeye?
Senhor, o rei assistirá a esse trabalho?
Sayın bayım, kimin askerleri bunlar?
- De onde são esses exércitos?
Sayın bayım,... bankanın iflasınızı yeniden istediğini üzülerek bildiririm.
Caro senhor, informámo-lo que o banco solicitou de novo a sua falência.
- Paranızı sayın bayım.
- Conte o dinheiro, senhor.
Bu şimdi bize büyük bir haz vermektedir. Bunu gerçekleştiren Western Union'un Baş Mühendisi... Sayın Bay Edward Creighton'u sunarım.
É para mim um grande prazer apresentar-Ihes... o engenheiro chefe da Western Union, Sr. Edward Creighton.
Dün gece sizin evde kalmanızı sağlayamadığımız için özür dilerim,... Ama Bayan Sutton'ın sınırlı sayıda misafir odası var. Sanıyorum ki odalardan biri de dün gece de Bay Kane'e tahsisi edildi.
Lamento não ter podido ficar na casa a noite passada, mas a sra. Sutton tem um número limitado de quartos de hóspedes e suponho que o sr. Kane estava em primeiro lugar.
Bay Wormold... ajanım olarak, sizin yaşantınız da pek güvenli sayılmaz.
Sr. Wormold, enquanto meu agente, a sua vida também é pouco certa.
Bay Başkan, sayın delegeler ve benim seçkin İtalyan meslektaşım.
Sr. Presidente, senhores delegados... e o meu distinto colega da Itália.
Bayım, tıp dünyasına bir nevi hizmet etmiş sayılırsınız.
De uma forma insignificante, acabou de colaborar com a ciência.
Tebrikler, yeni sayımızın kapağı oldunuz Bay Caswell.
Parabéns, sairá na capa.
Sayın Hakim, mahkeme izin verirse, tanığımız Bay Bramlette birazdan burada olacak.
Excelência, se o tribunal permitir, a nossa testemunha, o Sr. Bramlett, deve estar mesmo a chegar.
Sayın Bay Vernon yaptıklarımız için cumartesiyi feda etmemiz gerektiğini kabul ediyoruz.
Caro Sr. Vernon... Reconhecemos que tivemos de sacrificar o sábado pelo que fizemos.
"Sayın Bay Holmes, " Çok olağandışı görünen "bir vakada, " acil yardımlarınızdan " memnuniyet duyacağım.
Caro Sr. Holmes, agradecia a sua imediata ajuda no que promete ser um caso memorável.
Sayın Hakim, eğer mahkeme tutuklamaya karşı koyma suçunu düşürürse ve cezayı ertelemeyi kabul ederse Bay Lupik'in silahlı soygun suçlamasını kabule hazırım.
Estou disposto a declarar o Mr. Lupik culpado da acusação de roubo à mão armada, se a acusação reduzir as agressões, a resistência à detenção, e concordar suspender a pena.
Bay Başkan sayın bakanı bu kadar demokratik olduğu ve mahkumlara demokratik bir hakları olan aç kalma haklarını verdiği için kutlarım.
Sr. Presidente, louvo o ministro por ser tão democrático que dá aos presos o direito democrático de se deixarem morrer de fome.
Davalı hazır mı, Bay Levinsky Sayın Yargıç.
A ré está pronta, Sr... Levinsky, meritíssimo.
Herşeye rağmen, bayım henüz başarmış sayılmazsın.
Com todo o respeito, Sr.... você ainda não percebeu.
Sayın Bay ve Bayan Santiago ben William'ın ikinci komutanıydım.
Caros Sr. e Sra. Santiago... eu era oficial na tropa do William.
Burada hepimiz zamanın fişek gibi akıp gittiğini biliyoruz, bu yüzden, kafalarımızı daha fazla karıştırmanı istemiyorum, ve, Bay Barr... gösterinin ortasında tükürük kapakçığını boşaltmak pek efendice sayılmaz, derler.
Já há aí gente demais fora do ritmo. Não quero mais que nos confunda. Sr. Barr... é falta de educação... limpar o cuspo no meio de uma apresentação... e jogá-lo no pé de quem está sentado ao seu lado.
Bayım, çizdiğiniz resim aslını aratmıyor. Ancak onun değerlerini sayıp dökmek insan belleğinin aritmetik değerlerini aşar. Ölçeği kaçırmadan şunu söyleyebilirim.
Suas qualidades sabeis bem defender... embora sei que inventariá-lo atordoaria a memória... e não alcançaríamos a totalidade do homem.
İnsanlar buna bayılacak, Sayın Başkanım.
Todos vão gostar, Sr. Presidente.
Sayın Yargıç... Beni avutan bir şey varsa o da buradaki meslektaşım Bay Baldwin'in
Meritíssimos considero um grande alívio o facto do meu colega, Dr. Baldwin,
Sayın Bay Katadreuffe, sizi evde bulamadım ama iflasınız istendiğini, size üzülerek bildirmek zorundayım. İflas isteğinde bulunan taraf, Halkın Kredi Cemiyeti.
Caro Sr Katadreuffe, não estava em casa mas a sua falência foi requisitada falência requisitada pela sociedade de crédito popular.
Sayın Yargıç, Bay Keeley'nin sorgulamasını ortağım Rudy Baylor'a devretmek istiyorum.
Sr. Dr. Juiz, gostaria que a inquirição do Sr. Keeley fosse retomada pelo meu sócio, Rudy Baylor.
Bay Andrews, beni bağışlayın... akıldan bir hesap yaptım. Söylediğiniz sandal sayısıyla sandalın alabileceği insan sayısını çarptım.
Sr. Andrews, perdoe-me, estive a fazer contas... e com o número de botes salva-vidas, multiplicado pela capacidade que referiu...
Bay Başbakan, Bay Başkan, seçkin konuklar, Sayın Lordlar, bayanlar ve baylar bu gece size "hoşgeldiniz" demek benim görevim ve ayrıcalığım.
Sr. Primeiro-Ministro Sr. Presidente distintos convidados Lordes, meus senhores e minhas senhoras é meu dever e privilégio dar-lhes as boas-vindas.
Şişmanların sayı yapmasına bayılırım.
Adoro ver um gordo marcar.
Sayın başkan, Komitenin bayan ve bay temsilcileri.... görünüşe göre... bir takım izahatlar yapmam gerekiyor, bu yüzden... tamamen açık konuşayım.
Senhor Presidente, membros da comissão, parece que por mais extraordinário que isso seja, eu tenho algumas explicações a dar. Portanto, vou ser totalmente clara.
Abby, Bay Palmer'ın tam kan sayımı, idrar tahlili, miyoglobin oranı ve foley kateterine ihtiyacı var.
Faz a Mr. Palmer um hemograma, análise de urina, mioglobina, e põe-lhe um Foley.
- Dosyalara baktım. Bay Haskell Ajan Mulder'a karısının kaçırılma deneyimlerini yazdığı çok sayıda mektup yollamış.
O Sr. Haskell lhe escreveu várias cartas ao Agente Mulder descrevendo as experiências de abdução de sua esposa.
Gemide sayım yapılsın bay Arrow.
A tripulação está toda, Sr. Arrow?
bayım 4005
bayim 32
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
bayim 32
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20