English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sayın savcı

Sayın savcı traduction Portugais

135 traduction parallèle
Sayın savcı...
Sr. Promotor.
Devam edin, Sayın Savcı.
Prossiga, Sr. Promotor.
Sayın Savcı, kapanış konuşmasını yapabilirsiniz.
Sr. Promotor, pode fazer suas considerações.
Evet, sayın savcı. Michael Corleone.
Sim, Conselheiro, Michael Corleone, certo.
Söz sizin Sayın Savcı.
Continue, Sr. Procurador.
" Sayın savcının dikkatine.
" Para o promotor de justiça.
Sayın Savcı, sorarım size, içimizde kim hayatında bir kez olsun öfkelendiğinde birisini öldürmek istememiştir? Bu, bir bekleme sırası ya da park yeri yüzünden olabilir.
Quem entre nós, pelo menos uma vez na vida, não tem querido matar a alguém em um arranque de fúria por dirigir logo que ou tirar-nos um lugar para estacionar?
Ve sonra bu felaketlerin ardındaki gerçeği ve asıl sorumluları görmezden gelirler. Sayın Savcı da aynı şeyi yaptı. Olayın ardındaki gerçeği görmezden gelmenizi sağlayıp dikkatinizi işgüzar bir polisin ölümünün acısına yönlendirdi.
E não obstante, não descrevem a plena luz ao verdadeiro responsável desta tragédia, estes policiais, que são mais néscios que maliciosos.
Burada değil, Sayın Savcı.
O nome desapareceu, sr. Procurador.
Sayın savcı, başlayabilirsiniz.
Pode continuar.
Şimdi, belki Tom Turner uyurken başparmağını emen sayın savcının dediklerini yapmış olabilir.
O Tom Turner talvez tenha feito algumas das coisas que o erudito procurador, que chucha no polegar quando dorme, disse que ele fez.
Sanırım buradaki herkes sayın savcı Margaret Wheeler'ı tanıyor.
Acho que toda a gente aqui conhece... Assistente do Procurador Margaret Wheeler.
Müvekkilimin "kaçış riski" ya siz Sayın hakimin... ya da Sayın savcının ki kadardır.
O meu cliente não está mais em risco de fuga que... o Meretíssimo ou o douto promotor.
Sayın Savcı?
- Sra. Advogada da Acusação?
- Daha iyi birini bulamazsınız, sayın savcım.
- Não há melhor mensageiro, doutora.
Merhaba Sayın Savcı.
Olá, Procuradora.
Söz sizde Sayın Savcı.
Senhor Procurador, tem direito à palavra.
Sayın savcı?
Defensor?
Şimdi kendinize bir bakın sayın savcı!
Olhe para si agora, Sr. Fiscal.
Davalıların avukatı olarak, Sayın Yargıç ve saygıdeğer jüri üyeleri şunu belirtmeliyim ki, müvekkillerim sayın bölge savcısının zannettiği gibi vatana ihanetten yargılanmıyorlar.
Como advogado de acusação, Vossa Excelência... ... senhoras e senhores do júri... ... devo lembrá-los que os meus clientes não foram acusados de traição...
Warren, Belediyede çok sayıda bir gençler gurubu var ki, senin yerine Vance'in Bölge Savcılığına atanmasını ister.
Warren, há um grande grupo de rapazes na Câmara Municipal que gostariam de ver o Vance como Procurador, em vez de ti.
Sayın Başkan, savcı tanıkları... iddianameyi okumadan mı sorgulayacaklar?
Sr. Presidente, o promotor... interrogará as testemunhas sem a leitura do indiciamento?
Sayın Savcı.
Sr. Promotor.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, kapanış konuşmamı kısa tutacağım. Çünkü savcılığın Leonard Vole aleyhine kesin bir cinayet savunması yaptığına inanıyorum. Bu yüzden "suçlu" kararı mümkün olan tek sonuç olacak.
Excelência, membros do Júri, serei breve na minha exposição final... uma vez que considero provado claramente um caso de assassinato contra Leonard Vole, e que o veredicto de culpado seja a única conclusão possível.
Sayın yargıç, savcının tanığın ağzına tıkıştırdığı sözler için savunmanın bir şansı olmalı.
Excelência, a defesa deve ter a oportunidade de rebater as palavras postas na boca da testemunha pela promotoria.
Savcılığın ekleyeceği bir şey yok, Sayın Yargıç.
A acusação não tem mais perguntas.
Sayın Başkan, mahkeme üyeleri ve sayın jüri üyeleri. Bir savcı ayağa kalkıp sanık için haklı bir ceza istediği zaman genellikle herkesin onu anladığından emin değildir.
Sr. Presidente, senhores da Corte membros do jurado, quando um fiscal se eleva para exigir uma pena que é justa, nunca tem certeza de ser compreendido.
Sayın jüri üyeleri bugün Savcı tarafından hazırlanan giyotinin gölgesi bir kez daha üzerinize düşüyor.
Membros do jurado, hoje estamos mais uma vez à sombra da guilhotina do fiscal.
Sayın Hakim, savcılığın ilk delilini sunuyorum, bir çelik çubuk, gerilme gücü, 40 kilobar.
Excelência, mostro à acusação a prova A, uma barra de aço, de 40 quilobars.
Sayın yargıç, savcı müvekkilimi suçlamaya başlamadan önce acaba bir anlaşma yapabilir miyiz?
Meritíssima, antes de o promotor condenar o meu cliente, podemos ir a julgamento?
Evet, Sayın Yargıç. Delilleri değerlendirmek... ve savcılığın iddialarının doğruluğunu araştırmak için.
Para avaliar a prova física a ver se condiz com o que a acusação alega.
Sayın Savcı.
Senhor Promotor.
- Savcılık delili, sayın hakim.
Ofereço como prova, Meritíssimo.
Savcılığın başka sorusu yok, Sayın Yargıç.
Meritíssimo, nada tenho a acrescentar.
Sayın Yargıç, Bayan Vito ve Bay Wilbur'un ifadeleri ışığında, savcılık bütün suçlamaları geri çeker.
Meritíssimo, devido aos testemunhos da Menina Vito e do Sr. Wilbur, o Estado retira todas as acusações.
Sayın yargıç, savcılık Ralph Ferguson'u kürsüye çağırmak istiyor.
Meritíssimo, a acusação chama a depor Ralph Ferguson.
Sayın Yargıç, eyalet ek süre verilmesine karşı değil. Aslına bakarsanız, savcının öne atılması da bunu ertelememem için başka bir sebep. Bunu sormadım.
Não me interessa se tem uma mariquisse judaica em que se suporte!
Sayın yargıç, savcılık makamının başka sorusu yok.
Quero dizer, trabalho aqui, sim.
Sayın Yargıç, savcılığın bütün kasetleri inceleyecek vakti ya da fırsatı yoktu.
Sr. Dr. Juiz, o Povo não teve oportunidade nem tempo de inventariar cada cassete de vídeo.
Sayın Yargıç, savcılık delili 27B olarak bu anlaşmayı sunuyorum.
Apresento a prova 27B um acordo entre as partes, que se for chamado a depor Koren W. Jonic, supervisor da estação dos correios em 8721 Av.
Savcılık makamı Marvin Browning'i çağırıyor, Sayın Hakim.
- O Povo contra Marvin Browning.
Savcılık Makamı Avon Randolph Barksdale'e karşı, Sayın Hakim.
O Povo contra Avon Randolph Barksdale, meritíssimo.
Bay Barksdale'in önceki iki suçuna rağmen ısrarla uyuşturucu satmaya devam etmesi....... kilo ile uyuşturucu taşıması ve diğer ekip üyelerine karşı işbirliğine yanaşmamasından dolayı savcılık makamı, verilebilecek en uzun süre olan 20 yıl istiyor, Sayın Hakim.
- Como tem duas condenações anteriores, insiste que o esforço para transportar a heroína foi iniciativa própria e se recusa a colaborar contra outros, o Estado propõe apenas a pena máxima permitida de 20 anos, meritíssimo.
Savcılık makamı Nakeisha Lyles'ı çağırıyor, Sayın Hakim.
O Povo chama Nakeisha Lyles, meritíssimo.
Miami Dade Cinayet Laboratuarı ve Eyalet Savcısı adına çok olumsuz bir gelişme yaşandı bugün. Emlâk Komisyoncusu Lorenzo Escalante bugün Abby Sandoval davasının geçersiz sayılmasıyla mahkemece serbest bırakıldı.
Num incrível revés para a Polícia Técnica e para o Ministério Público, o magnata do imobiliário, Lorenzo Escalante, foi hoje libertado, após a anulação do julgamento pelo homicídio de Abby Sandoval.
Savcılık Makamı Omar Little'ı çağırıyor, Sayın Hakim.
O Povo chama Omar Little, Meritíssimo.
Sayın Hakim, temyize başvurmamak adına samimi bir şekilde açıklamak isterim ki jürinin kararına bakmaksızın müvekkilim, savcılık makamının asıl şahidinin, yalancı şahitliğinin kurbanıdır.
Meritíssimo, o meu cliente, tendo preservado os fundamentos para um recurso, quer que eu declare que, independentemente do veredicto do júri, ele foi vítima de perjúrio por parte da principal testemunha do Estado.
Sayın yargıç, şerif ve savcı, orada bir yerde oturuyorlar benim haklarımı reddediyorlar.
Excelência, o xerife e o Delegado do MP, sentado algures por ali estão a negar-me os meus direitos.
Savcının birçok tanığını sorgulamadı, çok sayıdaki ipucunu ve idama ilişkin önemli noktaları es geçti.
Do que estás a falar? Fomos despedidos? Despedido é uma palavra feia, Alan.
Sayın jüri üyeleri, Florida Eyaleti'nin Donny Lopez'e açtığı davada Savcılık, 16 Ocak gecesi davalının ikametgahına girdiğini gösterecek.
Senhoras e senhores do júri na questão do Estado da Flórida vs
Sayın bölge savcısı, ben bunun doğru olduğundan emin değilim.
Sr. Promotor, eu não tenho a certeza que isso seja verdade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]