English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sen ki

Sen ki traduction Portugais

9,895 traduction parallèle
- Sen kimseyi öldürmedin ki.
- Não mataste ninguém.
Ve Philippe gerçek şu ki sen beni sevmezsen kimse sevmeyecektir.
E, Filipe, a verdade é que se não me amardes,
Sen kimsin ki aksini söyleyeceksin?
Quem?
Olmadığını biliyorsun, belli ki bu işin arkasında sen varsın.
Sabes que não, deves estar por trás disto.
Evet. Neden gelecekteki sen, şu anki seni tehlikeye atsın ki? Bu mantıklı değil.
Porque é que você no futuro o deixaria agora em perigo?
Dediğim şu ki... Kent'in aksine sen doğru seçimleri yaptın.
O que estou a dizer é que... ao contrário do Kent, tu fizeste a escolha certa.
Atropin... tatula bitkisinde bulunur, ki sen bunu gücünü artırmak için kullanıyorsun.
Atropina... Encontrada na figueira-brava, usada para aumentar as suas forças.
Sen bilmiyorsan kim bilir ki?
Se tu não sabes, quem sabe?
- Ben de duydum ki sen de bir kaç hile öğrenmişsin.
Bem, agora, ouvi... que aprendeu alguns truques por conta própria.
-... gününü göstermeye başlamıştı ki sen fişi çektin. - Pekâlâ, ben onlarla tam... -... 5 yıldır çalışıyorum.
Trabalho com eles há mais de cinco anos.
Ama gerçek şu ki hepimiz bir iş içindeyiz ve biliyorum sen de bir şey hissettin.
Mas, na realidade, agora não tens como fugir disto. Eu sei que tu sentiste alguma coisa.
Sen kimsin ki?
Quem é você?
Hemen değil tabii ki, sen kendini daha iyi hissedince.
Quer dizer, não já, é claro, mas, quando tu te sentires mais capaz.
- Tabii ki. Sen olsaydın, bir goril sergisi açılmasıyla isteğiyle ilgilenir miydin?
Se fosse eu, não estaria preocupado... por ser convidado a abrir a exposição de um gorila?
Şüphesiz ki Bill ve sen büyük bir deneyimi üstlenmişsiniz.
Mas certamente, tu e o Bill empreenderam uma grande experiência juntos.
Yapabilirsin, ama sen ve ben biliyoruz ki tüm büyülerinle bile, bana zarar vermek için yeterli gücün yok.
Podias... mas ambos sabemos que, nem com toda a tua magia, não tens poder suficiente para me fazeres mal.
Demiştin ki sen...
Disseram que não...
Ve şimdi anlıyorum ki sen duygularını benden daha derin yaşıyorsun.
E agora percebo que sentes as coisas mais profundamente do que eu.
Sen de biliyorsun ki, hepimizden daha büyük güçler var.
Sabes tão bem quanto eu que há forças maiores que todos nós.
Eğer "A" sen isen kendine olanları umursamayıp beni bin parçaya bölmek için eminim ki gün sayıyorsundur. Deneme bile.
Se fores "A," estás a contar com o único bocado de mim que não quer saber o que acontece contigo.
Ben sandım ki sen ve o...
Pensei que estivessem...
Onunla ne yapacaksın ki sen?
Eu sou amiga dele.
Belli ki sen bunun gerçek olmadığını biliyordun.
Obviamente, sabias que não era verdade.
Bu mücadeleyi sen kazanmış olabilirsin ama seni temin ederim ki- -
Ganhou esta batalha, mas asseguro-lhe...
Daha yeni ülkeye geldi ve düşündüm ki sen krallığını gösterir bana yardım edersen bu saldırmak için iyi bir zaman olabilir.
Pensei que tu, como benfeitor real, podias ser generoso e ajudar-me. Esta seria a melhor altura para atacar.
Sorun şu ki sen hazır değilsin.
O problema é que tu não estás.
- Bob, sen üniversiteye gitmedin ki.
Bob, tu nem cursaste a Faculdade.
- Sen nerden bilirsin ki aptal?
Como haverias de saber, estúpido?
Bunu söylemek istemezdim fakat sen de iyi biliyorsun ki bu konuda bir gelişme elde edemedim.
Detesto dizer isto, sabes tão bem como eu que não encontro nada sobre isso.
Hem, nerelerdeydin ki sen?
Onde andou?
Sen yeter ki iste, prenses.
Faço tudo por ti, princesa.
Pekâlâ, bilirsin ki şüphesiz rüyalarında beni ilk gören kadın sen değilsin.
Só para que saibas... Não foste a primeira mulher a ter esse sonho.
Evet dostum, sen de kabul edersin ki bu fazlasıyla gereksiz.
Tens que admitir, que isso é um bocado exagerado.
Tanrı ikimizi de seviyor olmalı ki çağrıya yanıt veren sen oldun.
Deus devia estar a olhar por nós para fazer com que fosses chamado para aquela ocorrência.
Hayır, sen bana hiçbir şey demiyorsun ki.
Não, aliás tu não me dizes nada!
Ama Emily, sen de biliyorsun ki, bu camiada çıkan her haberi kontrol edemem.
Mas, Emily... fica a saber que eu não controlo todos os canais de informação do mundo.
Hayır, tabi ki değil, ama sen gayet sağlıklısın,
- Não, claro que não. mas o seu estado é estável, o Kai está no gelo.
Bu demektir ki, tüm evli kadınlar gibi sen de bazen kocandan bıkarsın ama bazen de onu kaybetmekten korkarsın.
Significa que, como todas as esposas, às vezes está farta do seu marido, mas às vezes tem medo de o perder.
- Fransa hakkında ne biliyorsun ki sen?
- O que raio é que você sabe sobre França?
Sen zannediyor muydun ki kocanın güzel bir odası, unvanı ve işi vardı?
Pensou que o seu marido ia conseguir uma casa e um emprego?
Adele, tanıştığımızdan beri, hepimiz biliyoruz ki sen daha iyisini hak ediyordun.
Adele, desde que nos conhecemos, ambos soubemos que você merecia melhor.
Sen yeter ki iste.
- É só dizeres.
- Ama belli ki sen hâlâ bir şeyin ortasındasın ve ne olduğunu söylemiyorsun.
- Mas, obviamente, ainda estás envolvido em alguma coisa e não nos dizes o que é.
Yani bizimle yarışırken kullanacağın hovercraft, bizim yaptığımızdan daha az güce sahip, ve anlayamayacağın kontrollere sahip. ve talimatlar Rusça ki sen konuşamıyorsun.
Então, vais correr contra nós num aerodeslizador, com uma fração do poder, daquele que nós construimos, junto com controlos que não percebes, e que tem instruções em em russo, que não entendes.
Bomba yapmaktan ne anlarsın ki sen zaten?
E não sabe patavina sobre fazer bombas, pois não?
Bir çocuğa anlatmak istemeyeceğim şeyler gibi... Ki sen de bir çocuksun.
Coisas que eu não descreveria a uma criança, que é exatamente o que o menino é.
ki sen herkesi benim öyle olduğuma inandırmaya çalışmıştın..
Numa época em que o filho provou ser o monstro, enquanto tu convencias o mundo que era eu.
Bu servet ve güç olmadan nesin ki sen?
Sem toda esta riqueza e poder, o que és tu?
- Sadece tavsiyede bulunuyordum. Bak, sen buradayken burası için çokca iyi şeyler yaptın, ki benim için harika.
Fizeste muito bem a esta esquadra enquanto estiveste aqui.
- Senden istemedim ki, sen polis memuru değilsin.
Não te pedi e não és Oficial de Polícia. Sim.
Sen demiştin ki... - Hastaneye gitmeyin!
- Não vás para o hospital!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]