Senin gibi değil traduction Portugais
1,135 traduction parallèle
Bizim halkımız bir zamanlar savaşçıydı ama senin gibi değil, Jake.
O nosso foi outrora um povo de guerreiros, mas não como tu, Jake.
Biriyle tanıştım. O senin gibi değil.
Conheci uma pessoa... que não és tu...
Senin gibi değil.
Não como tu.
O senin gibi değil!
Ele não é como tu!
Neyin var? - Senin gibi değilim. Bu işler bana göre değil.
- Não é engraçado, não sou como você, não agüento essa coisa toda.
Hayır, o senin gibi değil.
Não, ela não é nada como tu.
Bu senin gibi değil.
Nem parece teu.
Ama senin gibi değil tabii.
Nem se compara contigo.
Korkuyorum, Galen, ama senin gibi değil.
- Tenho medo, Galen, mas não como tu.
O senin gibi değil.
Ele não é como tu!
Senin gibi değil.
Não a senti como tu.
Üç bin yeni hastam ve altı bin evlilik teklifim oldu. Bir tanesi bile senin gibi değil.
Ganhei 3000 novos pacientes, 6000 pedidos de casamento e nem um encontro.
Çok az bir göbeğim var Madonna'nın "Lucky Star" daki göbeği kadar. Senin dediğin gibi değil.
Tenho um pouco de estômago, como a Madonna quando cantou "Lucky Star", mas não é igual.
Hayır, düşündüğün gibi değil. Bu senin iyiliğin için.
Não é o que tu pensas, é para teu bem.
Senin arzuladığın adalet değil, düzen, Odo. Tıpkı bizimki gibi.
Não é a justiça que deseja, Odo, mas a ordem, o mesmo que nós.
Çocuk sahtekarın tekiymiş, aynı senin dediğin gibi, öyle değil mi Maurice?
O rapaz era uma farsa horrível, como tu disseste, não era?
Her insan senin gibi doğuştan güzel değil.
Algumas pessoas não têm a sorte de ser naturalmente adoráveis como tu.
Öyle mi? Bu apartmana geldiğin ilk zamanlarda senin için arkadaş gibi kokmuyordum, değil mi?
Não cheirava a amigo quando te mudaste para cá, pois não?
Kafamda canlandırmaya çalışıyorum da, belki yardımcı olabilirsin. Bir insan deliyse, senin olduğun gibi, deli olduğunu... biliyorsun değil mi?
Tenho tentado perceber algo e talvez me possa ajudar... quando alguém é louco, como você obviamente é... tem consciência disso?
- Demek istediğim senin düşündüğün gibi yalanlar değil.
Sei. Não como você pensa, não totalmente mentira.
Moskova'da okuyacak bir subay olacak, senin gibi hırsız değil, dolandırıcı!
Irá estudar em Moscow e tornar-se á um oficial, e não um gatuno como tu, merda!
Senin gibi birisi için teknolojisi biraz düşük değil mi?
- Um pouco antigo pra vocês, não?
Petrol kuyusu satılık değil, özellikle senin gibi taş kalpli bir alçağa.
O poço de petróleo da escola não está para venda. Muito menos a um vilão sem escrúlulos como o senhor.
Ariana Huffington 50 yaşında. Hiç de senin tipin değil. - Fantezi gibi bişey.
Arianna Huffington tem 50 anos, não é bem o teu tipo.
Tamam, bu gayet iyi Benny, ama ölü bir tanığın ifadesini okuyor olman, senin de ölü gibi davranmanı gerektirmez, öyle değil mi?
Esteve bastante bem, mas ele que leia o que disse um testemunho morto não te obriga a actuar como se estivesses morto.
Ve bu arada, hırsız insanların düşündüğü gibi senin derin kaymak gibi değil!
E a sua pele não é tão sedosa como quer fazer aos outros.
Ben Arandisin Curzon'un eski sevgilisi olduğunu biliyordum seninki değil ama ben her ikisine idare ediyor olsaydım Birlikte senin gibi, iyi...
Eu sei que a Arandis é amante do Curzon e não sua, mas se vos tivesse encontrado juntas...
- Senin düşündüğün gibi değil.
- Não é o que tu pensas.
Senin teklifini yapmak istemediğimden değil, ki bu başka bir konu... ama önceden açıkladığım gibi...
Não porque não queira ir ao leilão, só que tenho outro assunto.
Demek istiyorum ki... aynı görüşte olmadığımdan değil, ama bu senin tarzın gibi gözükmüyor.
Quero dizer, não que não esteja de acordo, mas não parece ser o teu estilo.
Bazı şeyler senin zamanındaki gibi değil, önemli ölçüde değiştiğini göreceksin.
Verás que as coisas mudaram muito desde o teu tempo.
Senin penisin neden mi benimki gibi değil?
Como assim, não se parece com o meu? !
Onlar senin gibi parlak kişiler değil.
- Não tem a tua simpatia.
İşini Amerikan usulüne uygun yapmakta iyi değil, senin gibi.
Teve uns problemas com a lei, como você!
Evet Donna Porter bugün bizimle birlikte ve bize sinema hayatından bahsedecek evet Donna bunu biliyor muydun bilmiyorum ama yeni haber spikerimiz Ross Buckingham'ın da senin gibi sanatsal bir yeteneği var değil mi Ross?
Esta é a Donna Porter connosco no programa, e ela está aqui para falar sobre a vida no teatro, e, Donna, não sei se sabe isto, mas o nosso novo âncora Ross Buckingham por acaso também tem alguma experiência no teatro, não Ross?
Ama senin geçmişin onunki gibi değil.
E o teu passado não é obra sua!
Senin gibi bir dahi için biraz basit değil mi?
Isso não é um pouco básico para um génio como tu?
- Bu senin istediğin gibi, değil mi?
- É assim que quer, não é?
Senin gibi birisi değil.
Um homem como tu, não.
Ama Danny iyi bir çocuk senin gibi korkak değil.
Ele não é um maricas como tu.
Senin gibi vampirler bir tür değil.
Os vampiros como tu não são uma espécie.
Toplumdaki yerleri ile tanımlanırlar aynı senin gibi, kim oldukları ile değil.
São delimitados pelo seu estado tal como você é, no entanto não representa quem são.
Senin gibi mesela, değil mi? Sen acı çekiyorsun. Başarı için açlık çekiyorsun.
Como essa tua dor interior, essa sede de sucesso.
Senin düşündüğün gibi değil..
Mas não da forma que tu pensas.
Senin için çok zeki diyor ama pek çok zeki insan gibi kuralların sana uymadığını düşünüyorsun değil mi?
Disse-me que tem uma brilhante mente... e que como muitas pessoas brilhantes, acha que as regras não se aplicam a si.
- Hadi ama, bebek. Senin gibi bir kadınla olacak kadar büyük bile değil.
Mas vá, agora não tem tamanho para uma matulona como tu.
Yani senin şu andaki bakışın gibi değil.
Não muito diferente do modo como me estás a olhar agora.
- Senin gibi komik sakalları değil.
- Não rapazes com barba comprida.
Senin ve benim gibi değil. Biz sadece eğitilmiş ucubeleriz.
Vamos conversar no táxi.
Senin gibi bir çok güzel kız bu fırsatın farkında değil.
Toda a rapariga é seduzida pela sua fortuna e não sabe.
Zooty, senin için insanlığın 50.000 yıllık uygarlığı başkasının başına gelmiş bir hikaye gibi, değil mi?
Zooty, para ti, 50000 anos de civilização humana... foi só algo que aconteceu às outras pessoas, não é?
senin gibi değilim 20
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66