Yaklaşıyorum traduction Portugais
636 traduction parallèle
Denizayısı, ne zaman Maddox'u görsem, kariyerimi bitirmeye bir adım daha yaklaşıyorum.
Ei, você aí. Cada vez que vejo a Maddox me aproximo mais de encerrar minha carreira.
Hedefe yaklaşıyorum.
A iniciar missão.
Tim, sonlara doğru, koltuktan kayınca sana çok mu yaklaşıyorum?
Tim, mais para o fim, quando escorrego para o sofá, fico perto de mais de ti?
Yaklaşıyorum.
Vou aproximar-me.
- Daha da yaklaşıyorum.
- Estou a dar mais um passo.
Yaklaşıyorum...
Estou a aquecer.
Yaklaşıyorum.
Estou a aquecer...
Hedefe yaklaşıyorum.
A aproximar-me do alvo.
Merkeze yaklaşıyorum.
Estou a aproximar-me da base.
Sana yaklaşıyorum.
Fico a chuchar no dedo?
Dağın eteğine yaklaşıyorum.
A aproximar-se de Piedmont.
Kuzeydeki otobana yaklaşıyorum.
Aproximo-me da via rápida para norte e vou descer para os 300 metros.
Koordinata yaklaşıyorum. - 20 derece kuzeybatıya doğru yöneliyorum.
Vou mudar de rota para 20 graus noroeste.
Sanırım ikinci dönemecime yaklaşıyorum.
- Bem. Acho que estou com bom fôlego.
Salt Lake Yaklaşım, Hava Kuvvetleri T37 Sage ( Bilge ) 14 Kolombiya 747'e yaklaşıyorum.
Controlo de Salt Lake, Força Aérea T37 Sage 14 aproximando-se do Columbia 747.
Şu anda yaklaşıyorum.
Consigo chegar à base.
Her defasında kusursuzluğa bir adım daha yaklaşıyorum.
Estou sempre a tentar aperfeiçoá-la.
Onlara yaklaşıyorum, Doc!
Estou a aproximar-me deles, Doc!
Sonuna yaklaşıyorum.
Está a chegar ao fim...
Geçide yaklaşıyorum.
Aproximando-me do portal.
Atış menziline yaklaşıyorum, Skipper
Eu estou ao alcance de tiro comandante.
Yaklaşıyorum.
Estou a ganhar terreno.
Ona yaklaşıyorum.
Estou a ganhar terreno! Ele não escapará.
- Tanrıya yaklaşıyorum.
- Quero estar mais perto de Deus.
Sonra ona yaklaşıyorum, ama buhar yüzünden kızı bulmak zor. Sürekli gözden kaybediyorum.
Encaminho-me para ela, mas no meio do vapor... nào a encontro.
- Kuleye yaklaşıyorum.
- Alvejam-nos da torre.
Biraz hızlanıp arka tamponuna yaklaşıyorum. İşte bu kadar. Hazır ol.
É só acelarar, encostar à traseira.
Pencereden çıktım, çitlere yaklaşıyorum. Sen de beni tutuklayacak memursun.
Salto pela janela... e tu és o agente que me vai prender.
Burası Delta Yanki, 3 kilometre, yaklaşıyorum, hedefe kilitlendim.
Aqui Delta Yankee, a três quilómetros ou menos, com o alvo na mira.
Diğer taraftan uydunun düştüğü yere giderek yaklaşıyorum.
Por outro lado, estou mais perto do local da queda do satélite.
- Yaklaşıyorum.
- Estou lá quase.
Yıldız Filosu Komutanlığı, ben Amiral James T. Kirk. Bir Klingon gemisiyle Dünya'ya yaklaşıyorum.
Comando da Frota, aqui é o Almirante James T. Kirk, em rota para a Terra a bordo de uma nave Klingon.
Ben Grimlock, Hot Rod ve Kup'a yaklaşıyorum.
Eu, Grimlock, ter certeza que o Kupe e o Hot Rod estar por perto.
Dinle, Gerald. Yaklaşık yarım saat sonra buradan çıkarız sanıyorum.
Escute, Gerald... devemos chegar ao aeroporto em meia hora.
Yaklaşık bin dolar, yeni getirdiklerimi saymıyorum.
São quase mil dólares, sem contar com as que trago agora.
Yaklaşımı hatırlıyorum neden % 1 0'la yetindiğimi merak ediyormuş ve yarı yarıya paylaşmaya hazırmış.
Se bem me lembro da abordagem era ela não perceber por que me sentia satisfeito com apenas dez por cento da parte dela, quando ela estava disposta a dar-me 50-50.
Tekrarlıyorum, aracımıza hızla yaklaşıyor.
Repito, a aproximar-se rapidamente do nosso veículo.
Belki bir düzine kadar. Ben ufaklıkları saymıyorum. Ben onlara yaklaşır yaklaşmaz kaybolurlar.
Talvez, mais ou menos, uma dúzia, sem contar com a arraia miúda, mas, de qualquer maneira, eles são queimados, quando eu quiser.
Verdugo yaklaşık olarak bir mil gerimizde fakat bizi gördüğünü sanmıyorum.
Verdugo está a cerca de uma milha daqui, mas acho que não nos viu.
Diğer bir deyişle, ödemeyi gönderene kadar yaklaşık bir sekiz hafta geçecek. - Anlıyorum.
Em outras palavras, daqui a oito semanas... estará enviando o pagamento pelo correio.
Yaklaşık 15 dakika sonra bu çocukları fanatik yapmaya başlıyorum.
Daqui a 15 minutos começaremos a fazer destes rapazes fanáticos, feras.
Suya yaklaşıyoruz ve duman kokusu alıyorum.
Estamos perto da água e cheira-me a fumo.
Alan 1'e yaklaşıyorum.
Estamos a aproximar-nos da Zona 1.
Bir tanesine engel olmaya çalışıyorum. Ama yaklaşık 1 dakika içinde etrafımız polislerce sarılacak.
Mas dentro de um minuto, estaremos cercados de policiais.
Gelmeyecek, Artık yaşadığını sanmıyorum. Babanla yaklaşık aynı zamanda öldü.
Não virá, acho que já não existe.
Hayır, ben zayıfım, gözlüklüyüm, yaklaşık bir yıldır Amity Adasında yaşıyorum.
Não. Eu sou magro, uso óculos e vivo em Amity todo o ano.
Çalıştı... Bir gemi yaklaşıyor.Ve senin gelmesini umduğun gemi olduğunu hiç sanmıyorum.
Há uma nave se aproximando, só acho que não é a que você estava esperando.
Yaklaşıyor ve hizalıyorum.
estou me aproximando e alinhando.
Oraya yaklaşık on iki çeyrekte varmıştı. Ben kendim de ne kadar süreceğine baktım ama elbette ben... bildiğiniz sebepten genç bir ceylan gibi koşamıyorum.
Somente uma jovem gazela corre tão rápido, por razões óbvias.
Sinsice arkalarından yaklaşıyorum.
Estás a brincar?
"Sadece çalışıyorum." Yaklaşımları bu.
"Eu só trabalho aqui." É essa a atitude.
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaştık 32
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaştın 55
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaştık 32
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaştın 55