Yerınde traduction Portugais
79 traduction parallèle
Edwardes'ın hayatını 21 Klübü'nde tehdit eden yer sahibi onu sırtından vurduktan sonra tabancayı kara düşürdü.
O proprietário que ameaçou a vida do Edwardes no 21 Club largou um revolver na neve depois de o atingir nas costas.
Carver'ın Kombine Gösterileri'nde her zaman bir taneye daha yer var.
Nos Espectáculos Combinados Carver há sempre lugar para mais um.
Rüyamda, Bering Denizi'nde bir yer vardı.
No meu sonho, sabes, o sonho em filme? Havia um lugar no mar de Bering.
Yaşlı kadın Los Viejos Huzurevi'nde itibarı pek de hoş olmayan hasta suistimaliyle bilinen bir yer.
Essa senhora está presa no asilo "Os Velhos"... um estabelecimento de má fama e suspeito de abusar dos pacientes.
Dünya Gücü'nde ilk atandığım yer 54. Amerikan Birliğiydi.
Quando me alistei na Força Terrestre, entrei para a Unidade 54 dos EUA.
Onun için Rikers Cezaevi'nde bir yer ayırtın.
Reserve-lhe uma cela em Rikers.
Ne bizim evde ne de Krewe Adası Oteli'nde yer kalmıştı.
Não havia quartos vagos em nenhuma pensão ou no Hotel de IKrewe Island.
Bourbon Caddesi'nde 24 saat açık bir yer var.
... um lugar aberto 24 horas na Rua Bourbon.
Bloomfield Caddesi'nde iyi bir yer var.
Há um Friendly's na Avenida Bloomfield.
Tüfeği hâlâ Stalingrad Tarih Müzesi'nde Nazi Almanya'sına karşı kazanılan zaferde yer etmiş üstün semboller arasında bulunmaktadır.
O seu rifle ainda está no Museu Histórico de Stalingrado... entre os maiores símbolos da vitória sobre a Alemanha nazista. "
Windy ile karşılaştım ve o bana Emden Göleti'nde uygun bir yer açıldığını ki benim kesinlikle istediğimi söylediğim bir şeydi, sen hayır demişsin.
Eu encontrei a Windy e ela disse-me que abriu uma vaga em Emden Pont que eu especificamente disse que queria e tu disseste-lhe que não.
Şükran Günü'nde ve Noel'de masada sana da bir yer ayıracağım.
Terá o seu lugar à mesa no dia de Acção de Graças e de Natal...
Arthur Caddesi'nde bir yer...
- Há um sitio na Av. Arthur
Sanat Tarihi Bölümü'nde bir yer açılınca işi alana kadar kafasını buna taktı.
Por isso, quando abriu uma vaga no Departamento de História de Arte, não descansou enquanto não foi contratada.
Costa Coral Oteli'nde yer ayırtmış.
Tem um quarto reservado no Costa Coral Hotel.
Grand Caddesi'nde polise ayrı yer yok mu?
A Polícia não pode estacionar na Grand Avenue?
Benim de mermim bitmişti. Teksas Masumiyet Projesi'nde yer almıştım.
Até um paciente moribundo não tem direito constitucional para um tratamento experimental.
Godel Viyana Ünivesitesi'nde matematik okuyordu ama zamanının çoğunu, tavla ve bilardo oyunları arasında gerçek entellektüel heyecanın yer aldığı ve dönemin internet chat odaları da sayılabilecek kafelerde geçiriyordu.
Gödel estudou Matemática na Universidade de Viena, mas passava a maior parte do seu tempo nos cafés, as salas de chat virtuais do seu tempo, onde entre jogos de gamão e bilhar, ocorria a verdadeira agitação intelectual.
Ayrıca Chatley Oteli'nde yer ayırttım.
E fiz uma reserva na Estância Chatley.
Rampart Caddesi'nde bir yer.
É junto à Rampart.
Her ikimizde senin Beyzbol Müzesi'nde bir efsane olarak yer almanı istiyoruz.
Ambos gostávamos que continuasse famoso.
Saint-Sulpice Kilisesi'nde saklı olduğu yer Gül Çizgisi.
Na sacristia... da Igreja de Saint-Sulpice, está a Linha da Rosa.
Jack'ten, şu an bulundukları yer olan Sunrise Hills Alışveriş Merkezi'nde, Sentox sinir gazı kutularından birini... -... yaymakta yardım etmesini bekliyorlar. - İyi ya, tutuklayın işte onları.
Eles esperam que o Jack os ajude a libertar um dos recipientes do gás nervoso, no Shopping Sunrise Hills, onde ele se encontra neste preciso momento.
- Bu gögsü buldugumuz yer New England'taki Smith Körfezi'nde, çekilen selin altı.
Descobrimos uma arca enterrada sob um escoadouro em Smith Cove, Nova Inglaterra.
Bu konuya Parade Dergisi'nde yer veriyoruz.
Temos esta edição da revista Parada Militar.
Bayan Rosebud'un Zıpzıp Bebekleri'nde yer aldığım zamanlara Ritz'de içkiler böyle karıştırılırdı.
Era assim que preparavam no Ritz... quando eu fazia parte das Belas Saltitantes da Srta.
Korkaklar Şehri'nde her yer böyle mübarek.
A merda dos pubs estão cheios.
Neşe Çayırları'nın ilerisinde, Mutluluk Vadisi'nde yer aldığını söyledi. Bütün bunlar da ne demek?
Ela disse-me que fica mesmo atrás dos Prados da Alegria e do Vale do Contentamento!
Yakında başka bir ciddi savaşın meydana geleceği yer olan Libya Çölü'nde mücadele ediyoruz.
Estamos lutando duro no deserto da Líbia onde talvez lutemos outra batalha séria em breve.
NEVADA ÇÖLÜ'NDE BİR YER
Algures no deserto do Nevada
İşte bu yüzden Amerika, Milletler Birliği'nde yer almalıdır.
E é por isso que a América deveria integrar a Liga das Nações.
Bu, San Francisco'nun Güneyi'nde yer alan "Stanford Doğrusal Hızlandırıcısı".
Este é o Acelerador Linear de Stanford, a alguns quilómetros a sul de São Francisco.
- Hyatt Oteli'nde yer kalmamış.
- Desculpe, o Hyatt estava reservado.
Donaldson Marketi'nde müdür yardımcısıyım. Müşterinin velinimet olduğu yer yani. Kaçık olanlar bile.
Sou sub-gerente no supermercado Donaldson, onde os clientes têm sempre razão, mesmo aqueles que são loucos.
Calavera kafatası şeklinde badem ezmesidir. "Ölüler günü" nde Mexico City'de çocuklar bunu yer. Sadece iltifat ettim sana.
Calaveras são crânios de marzipan que as crianças comem na Cidade do México... durante o "Dia dos Mortos".
Grenada İşgali'nde Dalga 3'te yer alıyordum.
Fiz parte da Terceira Vaga na Invasão de Grenada.
Andrew Kane, Wilmore Oteli'nde yer ayırttı.
O Andrew Kane reservou um quarto no Hotel Wilmore.
Bir diğer duyuru ise : ay sonunda Başkan Yardımcısı'nın Değerlendirme Testi'nde yer alacağız.
Mais um anúncio : No fim do mês, vamos participar no teste de Avaliação a Vice-Presidente.
Mojave Çölü'nde, kuş uçmaz bir yer.
- Onde é? - No deserto Mojave, no meio do nada.
Eğer şimdi izin verirseniz babamla biraz zaman geçirmek istiyorum. Kırık Kalp Oteli'nde yer ayırtmadan önce.
Agora, se vocês as duas não se importam, eu estou a aproveitar o tempo que posso com o meu pai, antes de ele ir fazer o check-in ao hotel dos desgostos.
Ünlü Polimnia Müzesi'nde yer alan ve dramatik hikâyesi hemen yanındaki plakada yazan bir kadın portresi.
-... a famosa "Musa Polimnia". Chama-se assim.
Bu geceki Doğu Ekspresi'nde bana yer ayırtabilirseniz çok sevinirim.
E você pode ter a gentileza de comprar-me uma passagem para o Expresso do Oriente desta noite?
Dunn kodese götürülüyor. Sıkı İdare Birimi'nde eyaletin en tehlikeli suçlularıyla ziyaretinin keyfini çıkaracağı yer.
O Dunn está a ser transferido para a prisão central, onde vai desfrutar da estadia na ala de alta segurança com os criminosos mais perigosos.
Kuzey Su Kabilesi'nde birini arıyor. Orası ulaşabileceğimizin ötesinde ve su bükme alıştırmalarını rahatça yapabileceği bir yer.
Ele vai procurar alguém na Tribo da Água do Norte, onde vivem longe do nosso alcance e praticam o domínio da Água abertamente.
Chicago Emniyeti'nde hataya yer yoktur. Bir hata yapıldığında onu derhâl düzeltiriz.
Não toleramos erros na Polícia de Chicago, e quando acontece um, fazemos o possível para corrigi-lo.
Jedi'nin Dönüşü'nde, Harry Potter filmlerinde, Profesör Flitwick olarak yer aldım.
O Regresso de Jedi, nos filmes do Harry Potter, nos quais fazia de Professor Flitwick.
Chiang Mai Bölgesi'nde yer alan Laddaland, 8 numaralı evde bugün bir cinayet vakası yaşandı.
Durante este caso, a polícia investigou a casa no 8 de Ladda Land, situada no distrito de Chiang Mai.
Kervanların rotaları Hindistan'a mal taşıyan gemilerin birleştiği yer olan Basra Körfezi'nde kesişiyor.
As rotas das caravanas convergem para o Golfo Pérsico, onde fazem a ligação aos navios que transportam mercadorias para a India
"Beni Allardo Federal Cezaevi'nde tutuyorlar." "Maksimum güvenlikli bir tesis, dedikleri gibi beterin de beteri olan yer."
Estou presa na Prisão Federal Allarod, prisão de segurança máxima para, como dizem, a escória da escória.
Evet. İnsanlar Şükran Günü'nde kalan yemekleri yer.
A maioria aproveita os restos da Acção de Graças.
Malezyalı kokteyl tenisi'nde boş yer var.
Estimulante Ténis da Malásia tem vagas.