Yeterince duydum traduction Portugais
90 traduction parallèle
Yeterince duydum, kahrolası!
Eu já ouvi bastante!
Yeterince duydum.
Já ouvi o suficiente!
Bunları oğlumdan yeterince duydum.
Já é o suficiente ouvir isto do meu filho.
- Teşekkür ederim, Hastings. Yeterince duydum.
- Obrigado Hastings, já ouvi o suficiente.
Sanırım yeterince duydum.
Acho que já ouvi o suficiente.
Yeterince duydum.
Já ouvi o suficiente.
Yeterince duydum.
Basta.
- Tamam, yeterince duydum. - Ah, anne, anne.
- Pronto, já ouvi bastante.
Konuşma bitmiştir, yeterince duydum!
A conversa acabou, minha filha, estamos conversados!
Tanrım, yeterince duydum!
Meu Deus, já me chega.
- Dün gece yeterince duydum.
Ontem já ouvi que chegasse.
Yeterince duydum.
Deus sabe que já ouvi o suficiente.
- Yeterince duydum.
- Ouvi o suficiente.
- Senin kaygılarını yeterince duydum.
Já ouvi o suficiente.
- Tamam! Yeterince duydum.
- Bom, já ouvi o suficiente.
Zalim cinayetlerini yeterince duydum.
Eu ouvi bastante sobre as suas mortes brutais.
Yeterince duydum.
- Basta.
! Yeterince duydum, oğlumu nasıl mıncıkladığını ve tehdit ettiğini.
Estou sentada há muito tempo a ouvir como ameaçaste o meu rapaz.
Yeterince duydum, oğlumu nasıl mıncıkladığını ve tehdit ettiğini.
- Já fiquei quieta tempo suficiente a ouvir falar de como assedia e ameaça o meu filho. Isso acaba agora!
Yeterince duydum.
Já ouvi o bastante.
Tamam, yeterince duydum.
Está bem, já ouvi que chegue.
Tamam, yeterince duydum.
- Já ouvi que chegue.
Asker, senin fikirlerini yeterince duydum. Teşekkürler.
Obrigado, Soldado, mas já ouvi demais das tuas opções.
Yeterince duydum.
Já ouvi que chegue.
Yeterince duydum.
Estou farta de ouvir essa.
Bu laflarını yeterince duydum.
Já ouvi o teu discurso vezes que cheguem.
Yeterince duydum. Oraya otur.
Já ouvi o suficiente.
Yeterince duydum.
- Ouvi o suficiente.
Sözünüzü yeterince duydum Jedi.
Já ouvi promessas que chegue, Jedi.
Tamam, yeterince duydum.
Ok, já ouvi o suficiente.
Ben sadece Jagade'nin ödeme konusunda yeterince bana yoğunlaştığını duydum.
Ouvi dizer que andou a discutir com esse Jagade!
Yeterince duydum.
Já chega.
Kehanet hakkında yeterince laf duydum.
Já ouvi demais sobre profecia.
Yeterince şey duydum.
Já ouvi o suficiente.
Güvenliğim konusunda yeterince şey duydum.
Já ouvi bastante sobre a minha segurança.
Ben yeterince konuşma duydum zaten.
Já ouvi conversa a mais.
Yeterince gördüm ve duydum.
Já vi ou ouvi que chegue.
Hakkında yeterince sızlanma duydum.
Tenho ouvido muitas queixas.
Senden yeterince laf duydum.
Você já me aborreceu.
Onun hayatını yeterince mahvetmeye yardım ettiğimi bilmelten gurur duydum ona yazmak için bir şey verdiğim için.
Senti certo orgulho ao saber que estraguei sua vida a ponto... BYR0N TILLER LÊ E AUT0GRAFA de lhe dar substância para escrever.
Bir gün için yeterince aşağılanma ve sızlanma duydum.
Estou farto das vossas lamurias!
- Onu yeterince açık duydum.
- Ouvi bem claro.
Bu kadarı yeter. Yeterince şey duydum.
Escutei o suficiente.
Yeterince şey duydum.
Bem, já ouvi o suficiente.
Onun hakkında yeterince şey duydum. Peki bu manyaklar neden düzenli trafik kontrolerini yapan polis aracının önüne atlayıp ateş etmek zorunda bırakmışlar?
Porque haviam esses abrunhos de se meter à frente de um carro da polícia a mandar parar um indivíduo e de começar a disparar?
Çünkü yeterince yetişkin saçmalığı duydum
Porque já estou pelos cabelos de adultos lunáticos.
- Pekala, yeterince duydum.
- Pode contar com isso.
Bugün ikinizle ilgili yeterince şey duydum.
Já ouvi o suficiente de vocês os 2 hoje.
Yeterince şey duydum.
Bem, já escutei o suficiente.
Burada bir katil aradığımıza inanmamı sağlayacak yeterince şey duydum.
Já ouvi o bastante para me convencer que procuramos - aqui apenas um assassino.
Yeterince şey duydum.
Já ouvi que chegue.
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
duydum ki 65
duydum seni 20
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69