Çok erken traduction Portugais
2,736 traduction parallèle
Birinin gelip kahve yapması için bile çok erken bir saat.
Sabes que é muito cedo, quando não há cá ninguém para fazer o café.
2016 seçimleri hakkında yorum yapmak için çok erken sayılmaz.
NÃO É CEDO PARA REFLETIR SOBRE AS ELEIÇÕES DE 2016.
Daha çok erken, değil mi Marshall?
Ainda é muito cedo para isso.
Çok erken yaşta başladım.
Comecei muito novo.
Bilmiyorum belki de sana tavsiye vermek için henüz çok erken falan ama bence her zaman doğruyu söylemek en iyi seçenektir.
Não sei se, é demasiado cedo para te... aconselhar e tudo mais, mas, acho que o melhor... é contar sempre a verdade.
Daha çok erken herhalde.
É demasiado cedo, acho eu.
Hayır, daha çok erken!
- Não, é demasiado cedo.
Söylemek için çok erken.
- É muito cedo para dizer.
Daha gece yarısı oldu bizim gibi dört yalnız kız için çok erken.
Esperem, ainda nem é meia-noite... É muito cedo para quatro raparigas solteiras como nós.
Bunu yapmak için çok erken.
- É muito cedo para isso.
Vay, geceyi bitirmek için vakit daha çok erken.
É tão cedo para acabar a noite.
Geceyi bitirmek için vakit daha çok erken.
É tão cedo para terminar aqui a noite.
Henüz çok erken.
Ainda é cedo.
Büyük kayıp, çok erken öldü.
Para mim, é uma perda tremenda, demasiado cedo.
Peki bunun için de çok erken mi?
Bem, será que é cedo demais para isto?
Okula çok erken gidiyorsun.
Vais para a escola muito cedo.
Henüz saat çok erken ama bir saat içinde tam tekmil orada oluruz.
Aqui é de madrugada... mas poderemos estar prontos no local dentro de uma hora.
Sizin için sevindim, ama "Konuşmak için çok erken değil mi" biz...
Isso é bom para ti, mas tu não achas que é muito cedo para falar sobre "Nós"
Çok erken.
É demasiado cedo.
Henüz çok erken.
É muito cedo.
"Çok erken gittiniz." Hayır... "Biz çok erken gittik."
"Fui cedo demais". Não, "fomos cedo demais".
Griffin buraya maç için geldiyse, ya çok erken geldi ya da çok geç.
Se o Griffin veio ver o jogo, ou veio cedo demais ou tarde demais.
Çünkü daha çok erken.
Porque é demasiado cedo.
Çok erken biliyorum. Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama... Sarah Ryan'ı tanıyor musun?
Sei que é cedo, desculpe incomodá-la, mas... conhece uma Sara Ryan?
Ya çok erken davranıyorum ya çok geç.
Ou chego cedo, ou tarde demais.
Ama işe gitmem lazım çünkü çok erken bir toplantım var.
Mas tenho de ir trabalhar porque tenho um encontro super cedo. Tenho de ir.
Pekâlâ, sanırım kimin karıştığıyla ilgili tahminlerde bulunmak için henüz çok erken, ancak bombalamanın özellikleri, gerçekten de içimizde büyüyen İslami terörü işaret ediyor.
Bem, acho que é muito cedo para estarmos a especular sobre quem está envolvido, mas as marcas do atentado, na verdade apontam para o crescente terrorismo islâmico interno.
- Saat çok erken
- É muito cedo para isto.
Kimse bilmemeli, henüz çok erken.
Ninguém sabe. Ainda é muito cedo.
Biliyorum saat çok erken.
Sei que é cedo.
Aman Tanrım, aramam için saat orada daha çok erken.
Céus! É muito cedo aí para te estar a ligar.
Ve alevin sönmesi için daha çok erken.
E muito cedo a chama queima.
Ama azizim, çok erken gitmişsin.
Mas meu amigo, foi embora tão cedo.
Veda etmek için daha çok erken.
É muito cedo, muito cedo para dizer adeus.
Yapma, Bits. Daha çok erken.
Vá lá, Bits, é muito cedo.
Çok erken gitmek istemiyorum.
Não quero chegar muito cedo.
Çok erken.
Ainda é cedo.
Bakın, daha çok erken, ama geçirdikleri zamanın özel olduğundan emin olmak istiyoruz. Değerli.
Ainda é cedo, mas queremos ter a certeza que o tempo deles juntos é especial, precioso.
Eğer senin sahip olduklarına sahip olsaydım, daha erken kalkar daha çok çalışırdım.
Se eu tivesse o que tu tens, trabalharia ainda mais e acordaria mais cedo.
Düşündüm ki, o gün erken kalkayım motoruma atlayıp şehrin çok uzaklarına gideyim.
Pensei em levantar-me cedo... montar numa moto... e sair para bem longe da cidade.
Erken gelenler çok büyük bir riske giriyor.
Aqui, as aves que chegam cedo correm grandes riscos.
Çok mu erken?
- Muito cedo?
Seninle daha erken konuşmama müsaade etmedikleri için çok üzgünüm.
Lamento que não me tenham deixado falar consigo antes
Daha çok erken.
É muito cedo.
Çok erken indik!
Ei!
Yani çok iyi gidiyoruz. Buradan erken kaçabiliriz.
Quero dizer, como estamos a ir bem, podemos sair daqui mais cedo.
- Şampanya için çok mu erken?
- Não é cedo demais para champanhe? - Não, nem por isso.
Bu kadar erken geldiginiz için çok tesekkürler, beyler.
Actualização. Pessoal, obrigado por terem vindo tão prontamente.
Erken saatte buluşmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim Bay Ogden.
Muito obrigada por se encontrar comigo mais cedo, Sr. Ogden.
Henüz çok erken.
Não diga mais nada.
- Çok erken.
- É muito cedo.
erken 21
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erken döndün 21
erkencisiniz 19
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erken döndün 21
erkencisiniz 19
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150