Çünkü ben traduction Portugais
14,396 traduction parallèle
O zaman benden bir adım öndeler çünkü ben hiçbir şey anlamıyorum.
Bem, então estão à minha frente, porque eu não compreendo nada disto.
Çünkü ben beceriksizin 51 tonuyum da ondan!
Porque sou 51 tons de fodido!
Çünkü ben seni hiçbir zaman anne ve babanın para göndermediği zaman eline baktığı bir kız olarak görmedim.
Porque eu nunca pensei que serias o tipo de rapariga que voltaria a rastejar para o pai e para a mãe assim que eles ameaçassem parar de enviar a mesada.
Çünkü ben senin arkadaşınım ve seni korumaya çalışıyordum.
Porque sou tua amiga e zelo pelo teu bem.
Çünkü ben yokmuşum gibi davranan bir kız için deli oluyorum.
Estou louco por esta miúda e ela age como se eu nem existisse.
Çünkü ben bu iş için orduya katıldım ve hâlâ da inancım sürüyor. - Mekan temiz.
Porque é o trabalho para o qual inscrevi-me e aquele em que ainda acredito.
Yaşadığın süre boyunca bana karşı koyamazsın çünkü ben hayatın özünde varım.
Ou seja, não tens poder, desde que estejas vivo, porque eu sou o tecido da vida.
Çünkü ben istedim.
Porque lhe pedi.
Çünkü ben görebiliyorum.
Porque consigo ver.
Biliyorum, çünkü ben İlk Meleğim.
Eu sei, porque sou o Anjo Original.
- Çünkü ben öyle istiyorum.
- Porque estou a pedir-te.
Hayatımdan da uzak dur, ki bu çok kolay olacak çünkü ben gidiyorum.
Fica bem longe da minha vida, o que deve ser fácil, porque vou embora.
İşimi yapmaktan feci zevk alıyorum çünkü ben de değişimi hemen görüyorum.
Fico tão excitada, pois vejo imediatamente as mudanças.
Çünkü ben de konseye gidebilir ve sen ve eşinin peşinde olduğu her şeyi açıklayabilirim.
Porque eu também posso ir ao Conselho. E conto-lhes o que tu e a tua esposa estão a tramar.
Güzel bir bakış açısıymış, çünkü ben çoğu zaman insanların hedef gruplar ile ilgili konuşmalarında...
É uma boa perspetiva, porque sinto que, muitas vezes, se fala desses grupos como...
Çünkü ben koymam.
Porque eu não.
Bu eller altına layık! Çünkü ben dünyanın sultanıyım!
As minhas mãos foram feitas para ter ouro porque sou a rainha do mundo!
Çünkü ben hep... hep seni arzuladım.
Eu sempre, sempre te quis.
Çünkü ben Güney Dakota'lıyım.
Eu sou do Dacota do Sul, está bem?
Ama yapamam Gus. Çünkü ben bir profesyonelim.
Mas não posso, Gus, porque sou profissional.
Bu yüzden bana ihtiyacın var. Çünkü ben alışılmış kuralların, uçurumun ötesine bakıp yapılması gerekeni yaparım o o lanet masayı eşitlemek için.
E é por isso que precisas de mim, porque estou disposto a olhar para o abismo para lá da moralidade convencional e fazer o que tem de ser feito para voltar a nivelar a mesa.
# Ömrümün çok uzun olmayacağını Bilirim çünkü ben de #
# Porque eu sei que a minha vida não será longa #
Çünkü Ben kesinlikle bilmiyorum.
É que eu não conheço.
" Benim adım Don Cheadle ve ben sinirliyim çünkü demir adam değilim.
Aumento a aposta.
Bunu yaptim çünkü seni seviyorum. " Baktım, dedim," Seninle dürüst olucam, oğlum. " Ben açıkçası çok sevdiğini düşünmüyorum.
Não vou mentir e dizer que não fiquei ressentido, porque fiquei, fiquei ressentido.
"Evet, ben koydum." "Ne için?" " Çünkü iki ay uzakta olucaksın.
Desliguei o telefone, desfiz a mala e coloquei a vagina de bolso na mesa.
Ben buradayım çünkü kendine çok yüklendiğini düşünüyorum ve bunu görmek istemem.
Estou aqui, pois acho que podes piorar as coisas e não quero ver isso.
Çünkü Duncan'a bir şey olursa, arkadaşım ve ben Çöl Yağmuru operasyonuyla ilgili bilgilerin insanlara duyurulmasını sağlayacağız.
Porque se acontecer alguma coisa ao Duncan, eu e os meus sócios vamos garantir que os detalhes sobre a operação "Desert Rain" vem a público.
Çünkü sen anlatmazsan ben anlatacağım.
Porque se não o fizeres, eu vou.
Ben de çok üzgünüm. Çünkü silahının bir cesetle bağlantısı varmış.
Também lamento, porque a sua arma tem um corpo sobre ela.
Ben yazdım çünkü.
Sim, fui eu que escrevi.
Çünkü acıyı ben de hissetmiştim.
Porque o senti.
Çünkü eğer başka biriyle sikişmek istiyorsa ben kimim ki engel olacağım?
Se ela quer foder com outro homem, quem sou eu para impedi-la?
bunu benim gözetimimde benim okulumda... yapma. Senin yanlış seçimlerinin ceremesini ben çekeceğim çünkü
Mas não o faças no meu turno, na minha escola, quando sou a única que tem de responder pelas tuas más escolhas.
Çünkü sen Avrupalarda saklambaç oynarken ben bu oyunu Japonlarla oynuyordum.
Porque, enquanto brincavas às perseguições no continente, eu já brincava a isto com os japoneses.
Ben de sizi seçtim çünkü diğer ajanlar görevlere giderken ben burada oturmaktan fazlasını yaparım diye düşündüm.
E eu a vocês porque pensei que faria mais do que ficar num lab. enquanto outros agentes saem em missões.
Görünmezlik konusunda şunu söylemek isterim ki bu çok güçlü bir metafor çünkü bir bakıma 1950'lerde kadınlar görünmezlerdi. Evet, ben... Ben de pek istemedim.
Pois, eu não estava nessa onda.
Çünkü bütün arkadaşlarım benden nefret ediyor çünkü Taylor Swift'le ben tanıştım.
É o meu melhor amigo, pois todos os meus amigos me odeiam porque conheci a Taylor Swift.
Beni çok iyi hissettiriyor. Çünkü onun iyi olduğunu düşündüğünü biliyorum. Bu da demek oluyor ki ben de iyiyim, senin iyi listendeyim.
Faz-me sentir bem, porque sei que achas que ele é simpático, ou seja, achas que sou simpática, o que me põe na tua lista.
Ben menüye hızlıca bir göz gezdireyim. Çünkü ne sipariş vereceğime hemen karar vermek isterim. Eğer biz şeye devam edersek, benim için odaklanmak zor olacak.
Vou ver a ementa porque quero mesmo decidir o que vou pedir e é difícil concentrar-me se...
Ben aşmaya çalışıyorum bunları çünkü Hannah'ı seviyorum, Alex'e de iyi davranıyorum.
porque eu estou a tentar. Eu gosto da Hannah, e estou a ser bonzinha com a Alex.
düşündüm ki, belki, geçmişimizi göz önüne alırsak belki nihayetinde sana ulaşan ben olabilirim, ama... yapamam çünkü bunlar gerçeklerle ilgili değil... sadece seninle alakalı.
Eu pensei, talvez, dada a nossa história, que eu podia ser o único a finalmente chegar até ti, mas... não consigo, porque isto não se trata da verdade... isto trata-se só de ti.
- Seni orada yalan söylerken görmek çok üzücüydü, Alex... Özellikle de ben haklı olduğunu bilen tek kişiyken... Çünkü en başından beri aradığın benim.
Foi tão triste ver-te mentir lá em cima hoje, Alex... especialmente quando eu sou a única pessoa que sabe que tu tinhas razão... porque sou aquele de quem andas à procura este tempo todo.
İyiymiş, ben bu silahı kullanıyorum çünkü.
Óptimo, porque eu posso matar-te com a minha arma.
Ben dışarıda bekleyeyim. Çünkü bana da bir şeyler yaptırmaya kalkabilirler.
Eu espero cá fora porque podem forçar-me a fazer algo.
- Çünkü onu seven biri öldürmeliydi. Ailesinden biri yapmalıydı. Ben senin için yaparım bunu mesela.
Porque devia ser alguém que a amava, alguém da família e eu fá-lo-ia por ti.
Ben korkmuyorum çünkü.
Eu própria não tenho medo.
Hayır, çünkü aptalım ben.
Não, porque sou um idiota.
Çünkü ben duymaktan sıkıldım.
É que eu estou farto de ouvi-lo.
Kafam almıyor çünkü sen içki içtin, ben de ne isem oyum işte.
É incrível porque tu bebeste de mais e eu sou o que sou. Pois és.
Bunu nereden biliyorsun? Çünkü ben hiçbir yere gitmiyorum.
Porque não vou a lado nenhum.
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
ben seni seviyorum 69
bentley 21
benes 21
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
ben seni seviyorum 69
bentley 21
benes 21
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
ben de seni özledim 83
beni hatırladın mı 260
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
ben de seni özledim 83
beni hatırladın mı 260