Çünkü sen traduction Portugais
8,933 traduction parallèle
Ben mezun oldum, sen ise olmadın, çünkü sen benim yaptığım bir şeyin kötü sonuçlarına katlandın.
Eu formei-me e tu não porque foste prejudicado por algo que eu fiz.
Pek de umursamayacağını düşündüm çünkü sen Harvey'le Louis'i kapıştırmakla meşguldün.
E pensei que não tinhas feito porque estavas ocupado a meter o Harvey contra o Louis.
Çünkü sen iyi bir şeyler yapan bir adamla birlikte olmak istediğini söyledin, ve ben öyle değilim.
Porque disseste que querias um homem que fazia algo bom com a vida, e eu não fazia.
Sadece ikili oynamak istiyorsun, çünkü sen hain bir faresin.
Queres ter os dois lados, porque és um rato desleal.
- Çünkü sen bayağı uzattın.
- Também estás a tomar o teu tempo.
Aslında neredeyse çok sıcak. Çünkü sen...
- Até está demasiado quente...
Çünkü sen büyük bir bilim insanı olabilirdin Lana.
Porque podias ter sido uma grande cientista, Lana!
Çünkü sen iyi birisin ve onların yaşamasını istedin.
Porque és o bom da fita e queres que eles vivam.
- Önemi var çünkü sen bu kadını acı son gelene kadar herkesi kendinden uzak tutmak için kullanacaksın.
- Importa porque receio que vais usar essa mulher para afastar todos, directamente até ao amargo final.
- Çünkü sen o ara casusluk yapıyordun.
- Porque estás a perturbar-me.
Çünkü sen şu anki hâlinle iyisin.
Porque eu acho que estás bem como estás.
- Çünkü sen yaptın ve ben de...
- É muito cedo para isso.
- Şimdi de ağlamak istiyorsun çünkü sen sürekli ağladığın için o ağlamıyor.
E agora tu queres chorar porque ela não chora, porque tu estás sempre a chorar.
Sen, çünkü sen sihirlisin.
Tu, porque tu és mágica.
Hayır, dinlemeyeceğim çünkü sen artık benim dünyamda yoksun.
Não, não, não, não vou escutar, porque já não existem no meu mundo.
Evet, çünkü sen ve ailen her türlü sorunu çözmüş durumdasınız.
Porque tu e tua família têm tudo resolvido.
Seni biliyorum çünkü sen benim memleketlimsin.
E eu conheço-te porque és da minha cidade natal.
- Çünkü sen öksüzsün.
Porque és um órfão.
- Çünkü sen herkese güveniyorsun!
Porque tu confias em todos!
Çünkü sen deli değilsin.
Isso é porque tu não és maluca.
Çünkü sen hata yapmazsın...
É que não te enganes...
Çünkü sen arkadaşımı öldürdün.
Porque mataste o meu amigo.
Hayır çünkü sen benim dostumsun.
Não, não posso, porque sou teu amigo.
Söylüyorum çünkü sen ne yapacağını bulabilirsin.
Estou a dizer isso porque sei que irás descobrir isso.
Ya da sen kendine bunu söylüyorsun çünkü Daniel Hardman'a karşı çıkmak istemiyorsun.
Ou só estás a dizer isso para não confrontar o Daniel Hardman.
Çünkü babamız orada ve sen burada ailenin imajını düşünürken ve yalancı hüznüne ekleme yaparken o oğlu için gerçek bir yas tutuyor.
Porque o nosso pai está lá fora de luto pela morte do seu filho, enquanto tu estás aqui preocupada com a imagem da família, e a cobrir o rosto de maquilhagem.
Çünkü en azından, sen evdesin ve güvendesin diye.
Porque quando faço isso, sei que estás em casa e estás seguro.
Yapabilirsin fakat yapmazsın sen. Anlaşmıştık çünkü, öyle değil mi Joe?
Pois podes, mas não o farás, porque temos um acordo, certo?
Sakin ol moe, kardeşine ulaşman lazım, PIN numaranı o biliyor çünkü, sen unuttun.
Muito bem, Moe, tens que chegar ao irmão, porque ele sabe o meu PIN, e eu esqueci-me dele.
Amirim, adımı yemeğimin üzerine yazıyordum çünkü onu hep sen yiyordun.
Chefe, coloco o meu nome no almoço porque você está sempre a comê-lo.
Belki Lana ile çıkmanı umursamadığım içindir. Çünkü onunla benim yaşadıklarımı sen asla yaşayamazsın.
Talvez seja porque não me importa que estejas com a Lana, porque nunca terás o que nós tivemos.
Aslında hiç şaşırmamıştın Frank çünkü en başında o kartı ona sen vermiştin.
Bem, tu não estavas surpreso porque foste tu que lho tinhas dado.
Çünkü belki de sen haklısın.
Bem, porque talvez tu tivesses razão.
Evet atıyorum çünkü bundan önce iyiydik sen ve ben.
Sim, estou, porque tínhamos um esquema bom lá fora, tu e eu.
Çünkü inşa etmeme izin verdikleri tek şey oydu, sana soruyorum nefes almana izin vermeselerdi, sen ne yapardın?
Porque foi tudo o que me permitiram construir. Eu pergunto-lhe, o que faria se não lhe permitissem respirar?
Hayır, buradayım çünkü Sherlock'u tutuklattıran tanığın sen olduğunu biliyorum.
Estou aqui porque sei que és a testemunha que fez o Sherlock ser preso.
Lily istediği şarkıyı söyleyecek. Sen de Andrew'la olan olayı bir kenara bırakacaksın çünkü yetişkin bir adamın can düşmanı olmaz. - Çok saçma.
A Lily vai cantar o que quiser e tu vais ultrapassar isso com o Andrew, pois um adulto não deve ter um némesis.
Çünkü aynı şeyi sen de yaptın dostum.
Porque também o fizeste, amigo.
- Peki sen neden biliyorsun? - Çünkü biliyorum.
- Como é que sabes?
Bak, ben söyleyemem çünkü zaten bilmemem gerekiyor, ama sen söyleyebilirsin.
- Não é isso. Olha, não lhe posso dizer porque não devia saber, mas tu podes.
Çünkü bu bir hata olurdu, ve bunu sen de biliyorsun.
Teria sido um erro e tu sabes disso.
Pek uyumlu değiliz çünkü restoranlar batar ve bu batınca, sen de gideceksin.
Porque os restaurantes falem. E quando este falir, vai-se embora.
Çünkü asıl işi sen hallettin.
- Porque foste mais tu que ele.
Çünkü Lily'nin önünde ağlamayı planlıyorsan unut bunu. Sen duygusal olarak fazla kabızsın.
Pois se o teu plano é chorar em frente da Lily esquece, sofres de obstipação emocional.
Seni gemide hiç görmediğini söylüyor çünkü liman amiri öldüğünde onu sen öldürmüş olacaksın.
Ela disse que nunca te viu no barco e que se o chefe portuário apareceu morto, é porque deve tê-lo morto.
Hemen gülümseme. Çünkü Sophie bana, sen ona harika bir zevk anlayışı olduğunu söylediğin için elbiselerimizi kendisinin tasarladığını söyledi.
Não sorrias ainda, porque a Sophie disse-me que como disseste que ela tinha bom gosto, ela mesma está desenhando os nossos vestidos.
Senin için söylemesi kolay çünkü onu temizlemesini hatırlatmak zorunda kalacak sen değilsin.
- Isso é fácil de dizer, porque não vais ter de ser tu a lembrá-la de limpar.
Bart'a söyle sen onu çünkü bu benim kalemin ve kalemimi o çaldı!
Diz isso ao Bart, porque esse lápis é meu e ele roubou-o!
Onları sen bul çünkü görünüşe bakılırsa ne yapacağını biliyor gibisin.
Tu vais encontrá-las, porque parece que sabes o que fazer.
Sen bana yardım ve merhamet için elini uzatırken bense karşılığında yüzümde kocaman bir gülümsemeyle ölümünü izliyor olacağım çünkü öldüğünde şunu gayet iyi bileceğim ki giydiğin o güzelim kıyafetteki kanı ve boku temizlemek için fırsatım olacak.
E o senhor gritará por mim, por ajuda e piedade, e em troca, assistirei à sua morte com um sorriso no rosto, porque saberei que, quando estiver morto, terei a oportunidade de limpar o sangue e a merda dessa sua roupa tão formal.
Yakalanmayacaksın çünkü bu olaydaki baş dedektif sen olacaksın.
Não serás apanhado, porque serás o detective principal do caso.
çünkü seni seviyorum 120
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
senatör 298
senator 30
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
senatör 298
senator 30
seni çok özledim 187
sense 26
senpai 28
seni 1182
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
sense 26
senpai 28
seni 1182
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
sence 570
sen benimsin 132
seninle olmak istiyorum 35
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
sence 570
sen benimsin 132
seninle olmak istiyorum 35