Çünkü öyle traduction Portugais
3,441 traduction parallèle
Gerçek şu ki, hizmet etmek için bu akademinin kapısını çalan her ruh aslında birer kahramandır. Çünkü öyle doğmuşlardır.
A verdade é... que cada alma que bate nas portas desta Academia a pedir para servir... eles já são heróis... porque nasceram assim.
Peki bize karşı gelirlerse ne yapacağız? Çünkü öyle yapacaklar.
O que fazemos quando nos traírem?
Çünkü öyle düşünüyorum.
Como em "trabalho banal".
Önce iyi haberle başlamayacağım çünkü öyle istiyorum.
Força, Garcia.
Çünkü öyle değilse, zehri şehir suyuna kattılar demektir.
Porque se não for o caso, está na água potável da cidade.
Çünkü öyle görünmek istemiyorum.
Porque não quero estar vestida.
Çünkü öyle bir söyledin ki sanki cinsel tacize karşı duyarlı olmamız-- -
Porque da maneira como o disse, soa como se tivéssemos que ser sensíveis ao assédio sex...
Çünkü öyle istiyorum.
Porque eu quero.
Çünkü öyle oldu.
- Porque foi isso.
Çünkü öyle yapmamı istemişti.
Porque ela me mandou.
Umarım özür dilemenin bir yolunu bulabilirim. Çünkü öyle çıkıp gittiğim için gerçekten çok üzgünüm.
Espero poder encontrar um modo de te pedir desculpa porque lamento imenso por ter saído a correr daquela maneira.
- Sen öyle söyle. Bilmiyordu çünkü kimseye söylemedim, bu benim problemim.
Não sabia porque eu não disse a ninguém, porque é um assunto pessoal meu.
Bana öyle bakmayı bırak. Çünkü benim bir işim var ve uyuşuk olmamam lâzım.
Pára de olhar assim para mim, porque tenho que ir trabalhar, e não posso ficar viciada nisto.
Çünkü ona öyle öğrettim.
Porque foi assim que o ensinei.
Öyle çünkü Val'in kurbanı olduğu bir şey varsa o da erkek seçimindeki beceriksizliğidir.
Se a Val foi vítima de algo, foi do seu mau gosto por homens.
Çünkü sana öyle olduğunu söylüyorum.
- Mas é. Porque te estou a dizer que é.
Gözünüze bakarak söylüyorum çünkü o sizin oğlunuzdu ve ben de diyorum ki ben öyle bir adam değilim.
Estou a olhar-vos nos olhos porque era o vosso filho e estou a dizer-vos que eu não sou desse tipo de homem.
Öyle görünüyor ki haklı olarak olay çıkamrış çünkü Crowley bir müsabakadan sonra oğlunu taciz etmiş.
Acontece que ela fez uma cena, justamente por isso. Porque... O Crowley tinha-o molestado depois de uma competição.
Benim de gitmediğimi sanıyor çünkü ona öyle söyledim, ama aslında gittim.
Ele pensa que eu também não, porque eu disse-lhe que nunca tinha ido, mas eu fui.
Evet öyle çünkü bir şey bildiğin yok.
Porque você não sabe nada!
Hayatta kalacağım, çünkü bu savaşta yalnız değilim, öyle değil mi, Böcek?
Eu sobreviverei porque não estou só nesta batalha. Estou, escaravelho?
Marshall, dans yarışması olmayacak çünkü isim öyle kalacak.
Marshall, não vai haver uma disputa de dança, porque o nome vai se manter.
Çünkü bir anlık gazla kadınlar öyle şeyler hep yaparlar da ondan. - Bir takım içi boş laflar edebiliriz.
Porque é isso que fazemos no calor do momento.
- Çünkü ben öyle söylüyorum.
- Porque eu estou a dizer.
Çünkü hoşuma gidiyor. Senin de öyle.
É porque gosto, é porque tu gostas.
Çünkü ancak öyle durdurabilirsin.
Porque é o que vais ter de fazer.
Sana yetişkin biriymiş gibi göründüm, çünkü sen öyle görmek istedin.
Pareço-te madura porque é assim que me queres ver.
Hayır, öyle oldu çünkü yas tutmak için bir geceye ihtiyacın vardı.
Não, é porque precisas de uma noite de pausa no teu luto.
Çünkü bence öyle de ondan.
Porque acho que estamos.
Çünkü ben öyle istedim.
Porque eu digo que devem estar.
Çünkü o öyle.
Porque é o que ele é.
Çünkü öyle değilim.
Porque nem sempre.
Her gün öyle zaten. Çünkü her gün ölü bebek günü, evet!
Oh, não, espera, isso é todos os dias, porque todos os dias é dia do bebe morto, yay!
Çünkü o öyle istedi.
É porque ele queria isso.
Çünkü sadece sekreter değilsin, öyle değil mi?
Não és uma secretária qualquer. - Sou o quê?
- Öyle değil. - Öyle değil çünkü biliyoruz.
- Estás enganado.
Olmaz öyle şey, saçmalık bu. Çünkü evin her yerini alt üst ettik.
Percebes que isso é um disparate porque viramos de cabeça para o ar toda a casa.
Çünkü ben onu yazdigimda, öyle hissederim.
A sério? Porque quando vejo isso escrito, sinto que estás.
Çünkü canavarlar öyle yapar.
Porque é o que os monstros fazem.
Çünkü ben öyle düşünmüyorum.
Porque acho que não.
Çünkü... öyle bir şey yapabileceğini hiç düşünmedik.
Porque nunca pensámos que ele tivesse coragem.
- Çünkü kardeşin öyle istiyor.
Porque a tua irmã to diz.
- Öyle mi? Çünkü ne zaman ağzını açsan hayatım daha da kötüleşiyor.
Todas as vezes que dizes alguma coisa, a minha vida piora.
Shirley, buraya kadar gelmen çok hoş çünkü canımız çok sıkkındı öyle sıkkın ki, anca senin gibi şefkatli bir sağlık çalışanı kaygılarımız ve "partilerimiz" için bir şeyler bulmamıza yardımcı olabilir.
Shirley, foste muito fixe em teres vindo cá, porque estávamos mesmo muito preocupadas, tão preocupadas que uma profissional cuidadosa como tu provavelmente nos ajudava com algo para a nossa ansiedade ou festas.
Ama öyle tercih ediyorum. Çünkü son anlarında çok acı çekmene sebep olacağını biliyorum.
Mas escolho isso, sabendo que irá tornar os teus últimos momentos em pura agonia.
Öyle söylemek istemezsiniz çünkü hastalıklı vampirler ufak kasabaların birinden diğerine gezip duruyorlar. Tehlikeliler.
Não devia dizer isso, porque os vampiros infectados que andam de vila em vila, são perigosos.
Andrew seçim gezisinde benimleydi çünkü benim Amerika vizyonumla aynı görüşteydi ve hala öyle. - Tamam.
Andrew acompanhou-me na campanha, porque partilhava e ainda partilha a minha visão para a América.
Ama öyle sanıyor. Çünkü Travis'ten öyle gördü.
Mas ela pensa que é, porque é o que ela sabe do Travis.
- Çünkü ben öyle istedim.
Porque te pedi.
Çünkü aynen öyle. Nasıl göründüğü umurumda değil.
Porque é isso que é.
"Bunu için çünkü ben öyle istiyorum."
Beba isto porque estou a mandar. "
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öylesiniz 29
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öylesiniz 29