English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ö ] / Öldürmeyeceğim

Öldürmeyeceğim traduction Portugais

562 traduction parallèle
- Bu herifle daha fazla vakit öldürmeyeceğim.
Eu não vou perder mais tempo com este gajo.
- Kimseyi öldürmeyeceğim.
Não quero mortes!
Artık kimseyi öldürmeyeceğim.
- Ninguém. Não vou matar ninguém.
Seni öldürmeyeceğim.
Eu não te vou matar.
Seni öldürmeyeceğim.
Não te quero matar.
Hayır, seni öldürmeyeceğim.
Não, não quero matá-lo.
Hayır, onu öldürmeyeceğim!
Não, não vou matá-lo!
Seni öldürmeyeceğim!
Não o mato!
Seni öldürmeyeceğim!
Não o vou matar!
Seni öldürmeyeceğim. Çünkü sen ölürsen ben kaybederim.
Mas se você não montar o potro, eu atirarei em si.
Seni öldürmeyeceğim ama bunu yapmalıydım.
Não o vou matar, mas devia.
Onu öldürmeyeceğim.
Não irei matá-lo.
Söz veriyorum, sen söyleyene kadar onu öldürmeyeceğim.
Tem a minha palavra. Não o matarei enquanto você não disser.
Seni bu sebepten şimdi öldürmeyeceğim.
Só por isso não dou cabo de ti agora.
Kendimi öldürmeyeceğim.
Não me vou matar.
Bir keresinde sana "İnsan'bugün öldürmeyeceğim'deyince... ilkelliği geride bıraktı" demiştim...
"O homem deixou o estado primitivo... ao jurar : Uma vez, eu disse : Nao matarei hoje."
Seni öldürmeyeceğim ama cezasız da bırakmayacağım.
Não o matarei, mas não ficará impune.
Hayır! Öldürmeyeceğim!
Não, não matarei!
- Ve tabii ki sizi öldürmeyeceğim.
- E naturalmente não o mato?
Seni öldürmeyeceğim, kıpırdama
Eu não te vou matar, não se mexa.
Henüz altına eden bir çocuğu öldürmeyeceğim.
Não vou matar um miúdo que ainda mija nas calças.
Anlıyorum ve ben de payımı almak istiyorum ama bunun için bir fili öldürmeyeceğim.
Compreendo, também quero a minha parte. Mas não vou matar um elefante para isso.
Seni öldürmeyeceğim.
Não te vou matar.
Bu yüzden seni yavaş yavaş öldürmeyeceğim.
Só por isso, não terás uma morte lenta.
Hayır, seni öldürmeyeceğim.
Não, não vou matar-te.
Lanet olsun, öldürmeyeceğim.
O raio é que não vou.
Benim odamsa, onu öldürmeyeceğim.
Se o quarto estiver bem, não o mato.
Kimse için adam öldürmeyeceğim.
Não cumpro perpétua por ninguém.
Seni öldürmeyeceğim çünkü gidip Marston'a peşinde olduğumu söylemeni istiyorum.
Não te vou matar. Diz ao Marston que serei eu a ir atrás dele.
İyi numara. Tamam, seni öldürmeyeceğim.
Truque sujo...
Seni öldürmeyeceğim gibi görünüyor.
Parece que afinal não te vou matar.
- Kendimi öldürmeyeceğim.
- Eu não me vou matar.
Kendimi senin için öldürmeyeceğim! Lanet olsun Jim!
Não me vou matar por causa de ti.
Sizi öldürmeyeceğim, tamam mı?
Não os vou matar, está bem? Não vou.
Onu öldürmeyeceğim.
Não o mato.
Öldürmeyeceğim.
Não te vou matar.
Acı çektirmeden seni öldürmeyeceğim.
Não te irei matar já... Não antes de te fazer sofrer.
Düğün günümüzde kimseyi öldürmeyeceğim.
Não vou matar ninguém no dia do nosso casamento.
Hiç kimseyi öldürmeyeceğim.
- Eu cá não mato ninguém.
Gizlice yatak odasına süzülüp "kah'plakt" gibi onu öldürmeyeceğim.
Não vou entrar sorrateiramente e matá-lo como um "kah'plakt".
Merak etme, Güvenlik Şefi, bu gün başka müşteri öldürmeyeceğim.
Não se preocupe, não vou limpar o sebo a mais nenhum cliente hoje.
Ama yuvasını savunan iyi bir adamı öldürmeyeceğim.
Mas não vou matar um homem bom.
Onu öldürmeyeceğim.
Não o vou matar.
Ne kadar istersen iste... seni hemen... öldürmeyeceğim.
Não vou matar-te depressa. Ainda que desejes... que eu o faça!
Seni bir kadın yüzünden öldürmeyeceğim.
Não te vou matar por causa de uma mulher.
- Hayır, onu öldürmeyeceğim.
Não, Harry, não vou "limpá-la", certo?
Yani seni öldürmeyeceğim.
Por isso não o mato.
"Öldürmeyeceğim." Bana böyle demiştin.
"Não matarei." Foi o que tu me disseste.
Seni öldürmeyeceğim.
Não o vou matar.
Savaşacağım ama öldürmeyeceğim.
E vou lutar.
Kendimi öldürmeyeceğim.
Não, eu não vou suicidar-me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]