English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ö ] / Öyle demek

Öyle demek traduction Portugais

4,576 traduction parallèle
Hayır, öyle demek istemedim...
Não, não queria dizer...
Öyle demek istemedim.
Não foi isso que quis dizer.
- Üzgünüm, ben öyle demek...
- Desculpa, não quis...
Bakın, bu olayla kişisel olarak ilgilendiğinizi... Öyle demek hafif kalır.
Sei que está pessoalmente envolvido neste caso.
Hayır, Dedektif Vega öyle demek istemedi.
Não, o Detective Vega não quis sugerir isso.
Öyle demek istemedim.
Não quis dizer isso.
Öyle demek istemedim.
Eu não queria dizer isso.
- Öyle demek istememiştim.
Estás a ver? Não falei nesse sentido.
Hayır, ben öyle demek istemedim.
Não, não se trata disso. - De todo. - Não?
Öyle demek istemedim.
Não queria dizer isso.
Bağışlayın Sayın Başkan, öyle demek istemedim.
Desculpe, Sr. Presidente. Eu não quis dizer isso.
Pardon öyle demek istememiştim.
Desculpe. Não quis dizer isso.
Öyle demek- - Tabii ki öyle demek istemedim. Tamam mı?
Claro que não quis dizer isso...
Öyle demek!
Isso faz sentido.
Öyle demek?
Estão?
Öyle demek istemedim.
Não era essa a intenção.
Hayır, öyle demek...
- Não, não é esse...
Öyle demek istemedim...
Não... queria...
Öyle demek istememiştim.
Não foi isso que quis dizer.
- Öyle demek istemedim.
- Sai do meu carro!
Öyle demek istemedim.
Não foi o que quis dizer.
- Öyle demek?
- Sim?
Hayır, Jody, bak öyle demek istemedim...
Não, Jody, olha, não quis...
Hayat, sana sorulmasını beklemek demek değildir ve bu dans da öyle.
A vida não se resume a esperar por um convite, e este baile também não.
- Demek ev temiz, öyle mi?
- Acha que está limpa?
Demek öyle. Yapacak bir şey yok.
Ah, estou a ver...
Öyle diyorsun demek.
Então estás a dizer.
- Öyle sandın demek.
- Foi isso o que pensaste?
Demek istediğim, öyle açık seçik bir şekilde değil hadi ama!
Não com essas palavras, mas, então!
Demek sen bunu İzci kursşarında öğrendin öyle mi? evet
- Aprendeste isso nos escoteiros?
Pula va cadea. O ne demek öyle?
Que diabo foi aquilo?
Beni bebek tekmeleri ile oraya çekmeye mi çalışıyorsun? Öyle oldu demek?
- Oh, estás a tentar seduzir-me com promessas de pontapés fetais?
Demek insanları yaratıklara çeviren sıvı bu öyle mi?
Então é isto que transforma as pessoas em monstros?
Demek öyle?
Foi?
Demek ki ağabeyi öldükten sonra günlüğü buldu ve diğer üyeleri öyle tespit etti.
Evan achou isso depois que o irmão morreu, e descobriu quem eram os outros.
- Hayır, hayır, hayır. - Öyle bir şey demek istemedim.
Não quis dizer nada disso.
Demek öyle?
Ai sim?
- Ne demek. Üstündeki ne öyle?
- Que roupa é essa?
- Demek öyle? Seni kaybedeceğim diye endişeleniyordum.
Eu tive medo de te perder.
Demek öyle...
Assim, isto é...
Öyle demek istemedim. Öyle olmaz çünkü şey...
Não quis dizer nada.
- Öyle yapardın demek. - Ben olsam böyle yapardım.
- Sim, se eu fosse a si.
Demek "Crank" bu, öyle mi?
- Sai daqui. Isto é que é o The Crank?
Demek ben boş konuştuğumda dinliyorsun beni öyle mi?
Então, ouves mesmo quando eu declamo alguma coisa.
- Öyle duydun demek...
Ouviu isso, foi?
Demek öyle.
- Uma apreensão de cidadão?
Yani demek istediğim, bu berbat bir plan olabilir ama kamyonetin üzerine atlayacağım. Ve bu durumda senin direksiyona geçmen gerek, aynen öyle.
Mas o que quero dizer, e este pode ser plano mau, eu vou saltar para a carrinha, e preciso que agarres o... volante, exacto, por isso...
Yani trenle gitmemi, ki arabandan çıkıp beni öyle izlemen gerekecek, istiyorsun demek?
Vais fazer-me ir de comboio, para me seguires.
Öyle demek istemedi anne.
Ela não quis dizer isso, mãe.
Öyle demek?
Certo.
O ne demek öyle? Selam?
Ela deixa-nos abandonados?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]