Öğrendim traduction Portugais
7,786 traduction parallèle
Ama bir şey sakladıklarını öğrendim inanılmaz derecede güçlü bir şey.
Mas descobri que estão a esconder alguma coisa, algo muito poderoso.
Storybrooke dışına yaptığım gezi sırasında kendimle alakalı bir sürü şey öğrendim.
Aprendi um pouco sobre mim, na minha viagem fora de Storybrooke.
Karanlık olmaktan ne öğrendim biliyor musun?
Sabes o que aprendi ao ir para o lado sombrio?
Bunu seni izlerken öğrendim.
Aprendi a observar-te.
Aldous'un yanında öğrendim.
- Eu conheci o Aldous.
Bak şunları öğrendim.
Certo, eis o que descobri...
Evet ama yarına kadar ertelenebilecekken bugün bu tatsızlıkla yüzleşmenin yersiz olduğunu da senden öğrendim.
Sim. Mas também aprendi contigo que não há necessidade de de encarar o desagradável hoje quando se pode encarar amanhã.
Az önce Joy'un Paul'den ayrılacağını öğrendim.
Descobri à pouco que a Joy está em pensar em deixar o Paul.
Bill, toplantıyı 30 dakika önce öğrendim.
Bill, só soube dessa reunião há 30 minutos.
Annem hakkında kötü bir şey öğrendim.
Descobri uma coisa muito má sobre a minha mãe.
- O sıralar soruşturmaya fesat karıştırıldığını bir katilin suçunu örtbas etmesine yardım ettiğimi öğrendim.
No momento em que percebi que a investigação tinha sido... adulterada, já tinha ajudado a encobrir um homicídio.
Her şeyi öğrendim.
Descobri tudo.
Ve bir çok şey öğrendim.
E aprendi muito.
Söylemiştim, öğrendim.
Eu disse-te. Aprendi.
Sadece bizim diyarımız için... bir tehdit olduğunu öğrendim.
Acabei de saber de uma ameaça no nosso Reino.
O benden sakladı ama büyükannemden öğrendim.
Ele ocultou-o de mim. Mas eu descobri através da minha avó.
Son zamanlarda seninle ilgili çok ama çok enteresan bir şey öğrendim.
Recentemente descobri uma coisa muito, muito interessante sobre ti.
Nijmegen'de onu görmeye gittiğimde 20'li yaşlardaydım ve "manik depresif" ile "bipolar" terimini ilk kez orada öğrendim.
Só quando já estava na casa dos 20 e a fui visitar em Nijmegen é que aprendi os termos "maníaco-depressivo" e "bipolar".
Nihayet neden bir jaguar hayal ettiğimi öğrendim.
Finalmente pude entender porque imaginei uma onça.
Yola çıktığımızda öğrendim.
Só descobri quando estávamos a caminho.
Uzun zaman önce bir çingeneden hediye kabul etmemeyi öğrendim.
Aprendi há muito tempo a não aceitar nada de graça de um cigano.
Onu yan taraftaki mum mağazasında öğrendim aslında.
Não! Por acaso, foi na loja das velas, ao lado.
SAT puanımı öğrendim.
Tenho a pontuação do meu teste SAT.
Eşimin bir süredir beni aldattığını öğrendim.
Descobri que a minha esposa já me anda a enganar há algum tempo.
O zaman diğer işini öğrendim.
Foi quando descobri o outro negócio dele.
Sonradan öğrendim.
Após o facto.
Ablamın bana karşı olan gerçek hislerini öğrendim.
Descobri o que realmente a minha irmã sente por mim.
Ben de yeni öğrendim.
Acabei de saber.
Patronum uzun zamandır beni iyi davaların hiçbirine atamıyor. Öğrendim ki bir polisle sevgiliyim diyeymiş. Ne?
O meu chefe não me tem dado casos bons e descobri que é porque namoro um polícia.
Olay şu ki Joe, gerçeği zaten biliyordum ve akla hiç gelmeyecek birinden öğrendim.
eu já encontrei a verdade, e soube pela pessoa que menos esperava.
- Kendi kendime öğrendim diyebilirim. Ben de.
Sou quase que uma autodidacta.
cennetin gerçek olduğunu öğrendim.
aprendi que o Céu é real.
Senden çok şey öğrendim.
Eu aprendi bastante contigo.
Babam sürekli çalışıyordu. Ben de peynirli makarna yapmanın 101 yolunu öğrendim.
O meu pai estava sempre a trabalhar, então inventei umas 101 formas diferentes
Bu tecrübeden çok şey öğrendim ama.
Aprendi muito daquela chamada.
Bir şeyler öğrendim.
Eu soube de algo.
Son zamanlarda öğrendim ki, gerçeğin... anlaşılması zorlaştı.
Ultimamente, acho que a verdade se tem tornado tão ilusória.
Babamdan Fulfude'yi ve Arapça'nın nasıl yazılıp okunduğunu öğrendim.
Através dele, eu aprendi "Fulfulde" e como ler e escrever em árabe.
- Ben de yeni öğrendim.
- O quê? - Acabei de descobrir.
İçmekten daha önemli bir şey olduğunu öğrendim.
Aprendi que há algo mais importante que beber :
Alfabeleri saymayı annemin yattığı adamların isimleriyle öğrendim.
Só aprendi o ABC decorando os nomes de todos os tipos com que a minha mãe dormiu.
Daha şimdi kedimin öldüğünü öğrendim!
Não! O quê? Acabei de saber que a minha gata morreu!
Kale de seni arıyordum, o zaman buraya, kasabaya taşındığını öğrendim.
Procurei por vós no Castelo, e, quando soube que vos tínheis mudado para aqui, para a vila...
Sahip olamayacağım şeyleri isteyerek yaşamayı öğrendim.
Aprendi a viver a querer coisas que não posso ter.
Bunlar olup biterken mali durumlarının çok kötü olduğunu ve benden çaldıkları paranın durumlarını düzeltmeye yardımcı olduğunu öğrendim.
Entretanto, descobri que estavam numa situação financeira desastrosa, vi que o dinheiro que me roubaram, os ajudou a resolver os problemas deles.
Ticaret gemisine dil döktüm ve taverna işini burada New York'ta öğrendim.
Consegui entrar num navio de comércio e aprendi o negócio das tabernas aqui em Nova Iorque.
Çok gaza geldim çünkü tüm süperliğimle bir sürü yerel ve yasal bürokratik engeli aştım ve geçen sene St. Paul'de Sarah Young adında bir fahişenin öldürüldüğünü öğrendim.
Estou só super animada porque usei a minha completa e total habilidade para penetrar através de camadas da burocracia jurídica local, e descobri que a Sara Young, uma prostituta de rua em St. Paul, repitam isso 5 vezes mais rápido... foi morta o ano passado.
Günah çıkarma sırasında öğrendim ;
- Soube das novas em confissão.
- Geç saatlere kadar çalışmayı öğrendim.
Aprendi a trabalhar até tarde.
Ben ilk elden öğrendim, Conners da öyle.
Aprendi isso à primeira, tal como aqui o Conners.
- Bunu anneannemden öğrendim.
Aprendi com a avó.