English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ö ] / Öğreneceksiniz

Öğreneceksiniz traduction Portugais

377 traduction parallèle
Elbette bu ufak bir görev sayılır. Çok şey öğreneceksiniz.
Mas é apenas uma campanha menor para lhe dar um bom nome.
Siz içki kaçakçıları bu yasanın cezası olduğunu öğreneceksiniz.
Vocês, contrabandistas, vão aprender que a lei está a ser aplicada.
Bir gün öğreneceksiniz yüce kralım... insanların saygı duyduğu üç şey vardır : Can yakan bir kırbaç, durduran bir boyunduruk ve öldüren bir kılıç.
Vai aprender um dia, grande rei, que só existem 3 coisas que os homens respeitam, o chicote, a autoridade, e a espada.
Çok yakında öğreneceksiniz. Bugün unutulmaz olacak.
Vais descobrir muito em breve, Hoje é dia de festa.
Beyazlar öğrenecekler. Siz de öğreneceksiniz.
Os brancos vão aprendê-lo e tu irás aprendê-lo.
Nasıl yapılacağını öğreneceksiniz şimdi.
- Quem é esse?
Bunu, müvekkilimin yararına olduğu zaman öğreneceksiniz.
Vai descobrir quando joga com o interesse do meu cliente.
Er ya da geç bunu öğreneceksiniz nasılsa.
Tarde ou cêdo acabariam por sabê-lo de qualquer modo.
Birazdan bunun sebebini öğreneceksiniz.
Daqui em diante, vai saber porquê.
Benim herşeyimi kabul edeceksiniz ve beni böyle sevmeyi öğreneceksiniz.
Por isso farás o que eu disser e aprenderás a gostar disso.
Bütün o yıllar boyunca nasıl bir yanardağ üzerinde oturduğunuzu öğreneceksiniz.
Foram todos embora. Já estão instalados.
- Elbette. Bir gün öğreneceksiniz.
- Claro, um dia, saberás a vantagem de não teres sido mimado.
Eğer şans benden yana olursa, hiç birşeyin düşündüğünüz kadar değişmediğini öğreneceksiniz.
Bem, se tiver sorte, descobrirá que as coisas não mudaram tanto como pensa.
Korkarım bir sonraki gösterimimize kadar bekleyecek ve Kontu kimin öldürdüğü hakkında çok daha fazla şey öğreneceksiniz.
Receio que terão de esperar pelo episódio seguinte para descobrirem quem matou o Conde.
Mahkumun, 56 yaşındaki Emily French'le nasıl dostluk kurduğunu öğreneceksiniz.
Ouvirão como o acusado fez amizade com Sra. Emily French, uma mulher de 56 anos.
Oh, nasıl olsa öğreneceksiniz, değil mi?
Oh, você sabe muito bem, não sabe?
Kısa süre sonra aynaya bakmadan giyinmeyi öğreneceksiniz.
- Logo aprenderão a se vestir sem espelhos.
Yarın burada cemaatimizi yöneten Kutsal Kural hakkında... çalışmaya başladığımızda öğreneceksiniz... ilk şartlardan birisi sessizlik kuralıdır.
- Então aprenderão amanhã quando começarmos a estudar a Ordem Sagrada... - que governa nossa vida aqui na comunidade... - uma das primeiras condições é a regra do silêncio.
Küçük düşmenizin derecesine göre içinizde ne kadar gurur kaldığını öğreneceksiniz.
- O grau de submissão vai dizer quanto orgulho ainda existe em você.
Yağlanacaksınız, yıkanacaksınız, vücudunuza masaj yapılacak... kafanızı kullanmayı öğreneceksiniz.
Vão aplicar-vos óleo, dar-vos banho... barbear-vos, massajar-vos e ensinar-vos a usar a cabeça.
Bunu kendiniz öğreneceksiniz.
Vai poder saber por si próprio.
Kendinize güvenmeyi öğreneceksiniz, ve bizler kendimize güvenmeye devam edeceğiz.
Confiem em vocês mesmos e nós confiaremos em nós mesmos
Hazır olduğumda öğreneceksiniz, bunu için hiç endişeniz olmasın.
Saberão quando for a altura. Isto não é assunto vosso.
Bu işte uzun süredir çalışmıyorsunuz. Ama öğreneceksiniz.
Está há pouco tempo neste negócio, mas aprenderá...
Yakında paraşütle atlamayı öğreneceksiniz çok çabuk.
Daqui a dois dias, aprenderão a saltar de pára-quedas e aprenderão rapidamente.
Kendinize bakmayı öğreneceksiniz.
Vocês vão aprender a tratar de vocês mesmos com nossa ajuda.
Kendiniz için yapı yapmayı, düşünmeyi ve çalışmayı öğreneceksiniz. Yarattığınız sizindir.
Aprenderão a construir por vocês mesmos, a pensar por vocês mesmos, e o que criarem será vosso.
Erkek ve kadınlar hakkında da bir şey öğreneceksiniz.
E vão aprender uma coisa sobre os homens e as mulheres, o modo que eles devem ser...
Yani hepiniz öğreneceksiniz.
Todos a aprenderão.
Sevgili eşime iyi bir koca. Çocuklarıma iyi bir baba. ... geride bıraktığım böyle düşünerek ve hepiniz, öğreneceksiniz bunu...
Um bom marido para a minha querida mulher, um bom pai para os meus filhos, que deixo, esperando que eles e todos vós aprendam...
Gemiye bindiğimizde öğreneceksiniz.
Será informado a bordo.
Size şunu söz verebilirim ki,... bilmeniz gereken her şeyi gerek duyulursa ve duyuldukça öğreneceksiniz.
Prometo-lhe o seguinte. Saberá tudo o que precisa de saber caso e se surgir a necessidade.
Bunu nasıl öğreneceksiniz?
Como soube isso?
Öğreneceksiniz.
Há de aprender.
Ama hayatta kalan bizler yeni bir ırk yaratacağız, sen ve seninkiler tekrar değersiz hale getirileceksiniz, ve bir köle olmanın ne demek olduğunu tekrar öğreneceksiniz.
Mas nós, sobreviventes, criaremos uma nova raça. E tu e os teus serão rebaixados. Aprenderão de novo... o que é ter um senhor.
- varsa da ne planlıyorlar öğreneceksiniz.
- e se está, quais são os seus planos?
Bu kaydı dinleyeceğiz, siz de işaret yerlerini öğreneceksiniz.
Vamos ouvi-la para que possam aprender as vossas deixas.
Öğreneceksiniz, bayan Davenport.
Saberá no devido tempo, Srta.
Ama öğreneceksiniz. Aynı insanlarınızın öğrendiği gibi.
Mas vai aprender, tal como o seu povo está a aprender.
Ben öğrenince, siz de öğreneceksiniz. Hepsi bu kadar.
Quando tiver mais, terão mais.
# Hayatımın bu çok tuhaf kısmını da yazmaya başladım... #... okuyup öğreneceksiniz, size söz veriyorum.
Também comecei esta estranha história da minha vida, a qual lerão e decifrarão, prometo.
Beyler, yakında bana saygılı davranmayı öğreneceksiniz! - Yaşasın!
Vamos, eu mato-te.
Bu sefer siz kamyoncular yolların size ait olmadığını öğreneceksiniz.
É altura de os camionistas saberem que as estradas não lhes pertencem.
Bir gün doğru yolu bulup, düzgün bir hayat sürmeyi öğreneceksiniz.
Algum dia vao ter de endireitar e ganhar a vida decentemente.
Bu nedenle iki oyla kazanırsam, bunların kimlerin oyu olduklarını öğreneceksiniz.
Se ganharmos por dois votos, já sabemos de quem são.
Nasıl olsa öğreneceksiniz, ben bilgisayarda yokum.
Vão acabar por descobrir. Eu não estou no computador.
- Zamanı gelince öğreneceksiniz.
- Saberá no altura devida.
- Öğreneceksiniz.
- Depois vê.
Ne zaman öğreneceksiniz?
Nunca aprendem?
Geleceği öğreneceksiniz Kaptan Kirk. O kadar insan oldunuz. Bu kadar güzelliği tanıdınız ve yarattınız.
Quase acredito que, se o chamasse daqui, ele ouviria o meu convite e ficaria connosco por mais tempo.
Ama yazi tahtasiz nasil yazmayi ögreneceksiniz?
Não podem estudar bem se não tiverem uma ardósia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]