Alış traduction Russe
17,866 traduction parallèle
Buna alışığım.
Я привык.
Anlaşma şöyle : insanlar tanrılara talep etmeye alışmış birşeylerin olabilmesi için rüyasını bile göremeyeceğimiz şeyler için.
Значит так, люди постоянно обращались к богам, просили придать им сил справиться с такими вещами, о которых мы даже не мечтали.
Sanırım insanların gecenin bir yarısında beni bırakıp gitmelerine alıştım.
Я уже привыкла, что люди по ночам исчезают.
Borja, Ziklon'lara ait binaların yerine inşa ettiği apartman kompleksi ile alışveriş merkezi arasında küçük bir park için yer ayırmış ve parka Şef Taylor'ın adı verilecek.
Борха собирается разбить парк между торговым центром и жилыми домами, на месте зданий Циклона, и он хочет назвать его в честь шефа Тэйлора
İlk alışı ve kanuna uygun.
Куплен впервые, легально.
Bu ondan son haber alışım oldu.
Тогда я последний раз с ним разговаривала.
Chopper, buraya alış veriş yapmaya gelmedik.
Чоппер, нам некогда.
Bu durum nasıl çalışır ; birçok ilçede kar amacı güden şirketlere gitmeleri için koruyucu bakım sözleşmelerinin belirli ve sınırlı sayıda olmalarına izin verilir, Arbiter gibi şirketler nasıl oluyorsa kar amacı gütmeyen şirketler kuruyorlar ve sözleşmeleri alıyor, sonra kar amacı gütmeyen bu şirketler Arbitor gibi şirketleri kiralıyor, çocukları yerleştirme ve bakımı bu şirket yapıyor ve parayıda onlar alıyor.
Это работает так : в большинстве округов количество контрактов на опекунство через коммерческие компании ограничено, и такая компания, как Арбитр, обходит это правило.
Amerika daha nonoşların varlığına bile yeni yeni alışıyor.
Америка недавно к тому, что пидоры женятся.
Fikir alış..
Обме...
Kaptanımız alışveriş sırasında bizi teknenin içindeki kafese kapatırdı.
Капитан всегда запирал нас в клетках под палубой, пока шла передача.
Cuvette'te douche alıp athléteni giydikten sonra cache-colunu ve béretini de takarsın ve valise'in fermoirını birlikte kapatmaya çalışırız.
... что если ты наденешь свои брюки достаточно низко, то я увижу Лондон, я увижу Францию, а потом да, я увижу твоё нижнее бельё.
Görevden alındığı sırada Ajan Knox'la konuşuyordum ama John Doe davasından hiç bahsetmedim.
- Я общался с агентом Ноксом, пока он был отстранен, но я никогда ему об этом не говорил.
Daha önce kontrol altına alınmış insanlar gördük ama bu sefer farklı.
Мы видели одержимых людей раньше. Но это другое.
Birisi sana yardım eli uzattığında, şu boktan davranış şeklini bırak artık. ve yapabiliyorken verdikleri yardımı al.
Поэтому, когда кто-то протягивает тебе руку помощи, засунь поглубже свой гонор и прими её, пока ещё можешь.
Bana yılmış, yıkılmış halde geliyorlar yanlış yaptıkları için suçluluk duyuyorlar ben o suçluluğu onlardan alıyorum.
Они приходят разбитые, сломленные, полные вины за проступки, и я забираю их вину.
Joan demiş ki, alıntı yapacak olursam "Ona şeytan yaptırtmış."
Джоан сказала, и я цитирую : "Дьявол толкнул его на это".
Eminim hepimiz Bay Cooperman'ın bir an önce iyileşmesini diliyoruz ama davanın sürekliliği açısından kendisinin ifadesi alınmadan devam etmek durumundayız.
Все мы желаем мистеру Куперману скорейшего выздоровления, а тем временем рассмотрение дела необходимо продолжить. Поэтому мы должны обойтись без показаний мистера Купермана.
Düello seni onursuzluktan kurtarır, ama senin hayatını, sığır, sonsuza dek elinden alır.
Дуэль хотя избавит тебя от бесчестия, но жизни тебя, скота, лишит навсегда.
"Ödünç alınmış"'ın.
Что-то "взятое в залог".
Alışırsın.
Привыкнешь.
Regan, birliğe katılmamış olsaydım... benim için de önlem alır mıydın?
Реган, если бы я не вступил в отдел, ты бы и меня ликвидировала?
Musa's yaralandı, içeri alın.
Муса ранен, несите его внутрь.
Diğer bütün kurbanlar alım sırasında hala hayattaydı.
Остальные жертвы в это время были ещё живы.
Herkesin bildiği kadarı ile hiç bir şey alınmamış.
Насколько нам известно, ничего не было украдено.
Perry'le konuştum şimdi ve görünüşe göre dün size bayağı alınmış gibi.
Итак, я только что говорила с Перри и похоже, что ты действительно оскорбила его вчера.
Sıradakini alırsın.
Ты получишь следующую.
Mağdur alan bütün hastanelerle konuştum. Şuana kadar gizemli adamımızın açıklamasına uyan hiç kimse alınmamış.
Я поговорила со всеми больницами, куда привезли пострадавших, никто не подходит под описание нашего таинственного человека.
Birkaç dakika kan kaybetmiş ardından katil risk alıp mermiyi çıkarmış.
Он истек кровью за считанные минуты, затем убийца рискнул потратить время, чтобы извлечь из него пулю.
tüm yaşamın boyunca hokeyle ilgilenmeyip aniden bir maçı bile bırakamaz oldun belki de batıl inançlarını bırakması gereken sensin tamam bekle hele burda bir şeyler buldum sanrım son sinyal bir wi fi den alınmış hesap adı XYZ123 perşembe gecesi 10 da bu emilin canlı görüldüğü
Хоккей тебя не заботил всю твою жизнь, а сейчас, ты внезапно интересуешься именно этой игрой. Возможно, тебе просто стоит отказаться от своих примитивных примет. Хорошо, подожди секунду.
yol kenarındaki çöpleri alırken yuhalanacağını hayal ediyorum bu çok anlamsız toplum hizmetinin yaygın disiplin cezası olduğunu sanırdım bu değil kurbanın fraktal kemiğinde tuhaf bir yanık var beden araba yanıgının içindeydi yanıkla kaplanmamış santim yeri yok fakat bunlar ölüm sonrası oluşmuş nekrotize olmuş kemik yandığında
Могу только представить, как вам будут присвистывать, когда вы будете убирать мусор у дороги. Это... бессмыслица какая-то. Я думал, общественные работы – обычное дисциплинарное взыскание.
Göz alıcısınız.
Вы будто светитесь.
Bu sadece Kraliyet ve Kraliyeti temsil eden insanlar hatalar yaparsa ve yanlış kararlar alırsa gerçekleşir.
Только если корона и люди, представляющие ее, совершат ошибку, оплошность в суждениях.
Suçlamalardan oluşan uzunca bir liste var. Yasa dışı öğrenci alım yöntemleri de dâhil.
У них длинный список обвинений, включая незаконные тактики рекрутинга.
Okul parasını alıyor ve bizimkiler okulu bıraktıklarında ya da atıldıklarında her zamanki gibi iş bulamaz hâlde oluyorlar. Ama şimdi borca batmış oluyorlar.
Школа получала деньги и, когда мои ребята выпускались или выбывали, они были такими же безработными как и всегда, только еще и по уши в долгах.
Öğrenci Alım Müdür Yardımcısı idi.
Дэннис Хикс.
Büyük babam Al Capone'un mafyasına karşı kullanmış.
Мой прадед стрелял из него по людям Аль Капоне.
Babanın tekerlekli sandalyesini alır mısın evlat?
Принеси папину коляску, хорошо, сынок?
Her malın bir alıcısı var.
Он бросил её.
Görevin konusunda sana katılmış olabilir fakat yine de Ezra'yı da yanına alıp gidiyorsun.
Она понимает суть твоего задания, но ты улетаешь... и забираешь Эзру с собой.
Fakat şu an yeni kaçış koordinatları alıyorum.
Но скоро мы получим новые координаты.
Jack'in de, ilçe tarafından koruyucu lisansı evlatlık çocuklarını istimar etmesi yüzünden elinden alınmış Pearson isimli bu adamın yanına yerleştirilmesi bu şekilde oluyor.
Именно так Джека отдали человеку по имени Пирсон, человеку, чья лицензия на опекунство была изъята властями за плохое обращение с его приемными детьми.
İstediğini alıp çöpe atmış bile olabilir.
Он мог взять то, что хотел и выбросить её.
Nişan al ve sıkıştır.
Направил и нажал.
Şimdi pozisyon al, kollarını üst üste at ve bana o sert bakışı ver, tamam mı?
Хорошо, а теперь я хочу, чтобы ты сгруппировался, руки на груди, сделай такую стойку, хорошо?
Hiç olmadığı kadar akış alıyoruz.
У нас трафик больше чем когда-либо.
Haddads ile ilgili elimizde ne varsa hepsinin çıktısını alın. 6 ay önceki yer keşfi de değil.
И скинь копии всего, что мы добыли на Хаддад, включая полугодичные разведданные.
Annemi de alıp kasabadan ayrılmalısın.
Бери маму и уезжайте из города.
Alınmış gibi davranma.
О, не делайте оскорблённый вид.
Kocası Bo, Pam hortumdan sonra serseme dönmüş domuz yavrularını etraftan toplarken eşyaların yarısını alıp gitmiş.
Её муж, Бо, исчез с половиной их имущества, когда она собирала полубессознательных поросят после урагана.
# Şeytan kahvaltısını bitirdi Ve kötülük alıp başını gitmekte #
♪ Дьявол окончил завтрак и его зло вышло из-под контроля ♪
alison 97
alissa 18
alistair 20
alışveriş 36
alışkanlık 24
alıştım artık 16
alışırsın 47
alışılmadık 16
alışkanlık işte 20
alissa 18
alistair 20
alışveriş 36
alışkanlık 24
alıştım artık 16
alışırsın 47
alışılmadık 16
alışkanlık işte 20