Anlıyorsunuz traduction Russe
406 traduction parallèle
Sonunda, Lydia ve Jackson arasındakinin gerçek aşk olduğunu anlıyorsunuz.
В конце мы видим, что у Лидии и Джексона настоящая любовь.
Harika. Yani ne söylediğimi anlıyorsunuz.
Отлично, ты понимаешь, к чему я клоню...
Size verdiğim görevin ciddiyetini anlıyorsunuz. Güzel...
Так что вы понимаете, насколько важное у вас задание.
Anlıyorsunuz ya, kulak vermedim. Ama biri diğerinden bir şey yapmasını istiyor gibi geldi.
Но мне показалось, что кто-то из них хотел, чтобы другой что-то сделал.
Gazete yönetmekten gerçekten bunu mu anlıyorsunuz?
По-твоему, так руководят газетой?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Да. Вы понимаете.
- Anlıyorsunuz, değil mi?
- Вы ведь понимаете меня?
Ben yolumu bulurum. Durumumu anlıyorsunuz, Doktor.
Bы пoнимaeтe мoю пoзицию, дoктop.
Bayanlar ve baylar, bu harika çifte baktığınızda bütün dünyada herkesin dilinde olmalarının şaşılacak bir şey olmadığını anlıyorsunuz
Дамы и господа, при взгляде на эту очаровательную пару вас не удивляет то, что их имена на устах всего мира.
- Anlıyorsunuz, o benim...
Слушайте, - он не мой...
- Peki siz nasıl anlıyorsunuz?
- А как еще можно истолковать?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Вы уловили смысл?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Понимаете?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Вы же понимаете?
Anlıyorsunuz, değil mi?
Вы понимаете? Ведь это так, так!
O halde beni anlıyorsunuz.
Тогда, Вы меня понимаете.
Anlıyorsunuz değil mi? Teşekkür ederim.
Вы понимаете?
Bilmek de istemeyiz. Umarım anlıyorsunuz.
Каковы ваши перспективы там, мы не знаем.
- Beni anlıyorsunuz, değil mi?
- Вы не понимаете меня, ведь так?
Siz dinliyor ve anlıyorsunuz. Bu bizim kadınlarımız için nadir bir avantaj. Annelerin, düğünden önce bazı güzel görüşleri var,
Вы слушаете и понимаете редкое достоинство для наших женщин для наших однообразных красавиц которые до свадьбы придерживаются мнения своих матерей а после свадьбы мнения своих мужей
Memleketle ilgili, anlıyorsunuz. Hoş ve genç çift Orta Batı'dan gelirler.
- Его мышка-женушка увлекается...
Anlıyorsunuz, elbette.
Вы же понимаете.
Böylece geçen hafta size yaptığımızı anlıyorsunuz.
Тогда происходит то, что произошло у нас на прошлой недели. Он сам этого захотел.
Bizimkinin daha iyi bir yol olduğunu elbette anlıyorsunuz.
Вы же сами видите, наш способ лучше. Нет.
Mr. Chekov, bundan ne anlıyorsunuz?
Мистер Чехов, что вы скажете на это?
Ne söylediğimi anlıyorsunuz.
Вы- - Вы понимаете, о чем я.
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz?
Далеко. Понимаешь, о чем я?
- Niye vermediğimi anlıyorsunuz şüphesiz.
Вы ведь понимаете, почему.
Olabilir, ama ben kurallara uyarım. Anlıyorsunuz değil mi?
Но я хочу, чтобы все было по закону, вы понимаете?
Anlıyorsunuz değil mi?
- я понятно говорю?
Beyler, yanlış anlıyorsunuz.
Парни, вы ошибаетесь.
Anlıyorsunuz değil mi, Bay Caul?
Вы же понимаете, м-р Кол?
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi?
Ну, вы понимаете...
Sanırım anlıyorsunuz.
- Ну, Вы понимаете.
Aslına bakarsanız, bir şeyi yayınlamadan önce doğrulatırız. Paranın hırsızlık için kullanıldığından emin olamam, anlıyorsunuz değil mi?
Я не могу подтвердить, что эти деньги были использованы для взлома, Вы понимаете?
Bana mı dediniz? " Çünkü zor durumda kalmak acı verir, anlıyorsunuz, değil mi?
Потому что попадать в неудобное положение - это неприятно, правда?
Anlıyorsunuz ya, Bay Dorsett, ben sadece onun konuşması için bazı kayıp parçaları birleştirmeye çalışıyorum.
Понимаете, мистер Дорсетт, я просто хотела связать концы с концами, как говорится.
Anlıyorsunuz ya, bu anlaşmamızın bir parçası. O, kitlesiyle görüşmez.
Понимаете, у нас с ним договоренность, что он не будет встречаться с покупателями.
Kimin kazandığını nasıl anlıyorsunuz?
Как бы вы узнали кто победил?
Hesaptan iyi anlıyorsunuz.
Вы прекрасно считаете, мистер Джонстон!
Demek istediğimi anlıyorsunuz.
Вы понимаете, к чему я клоню?
Anlıyorsunuz değil mi, Mr. Poirot, bu son derece hassas bir mevzu.
Но это очень деликатный вопрос. Вы понимаете, месье Пуаро?
Diğer adamın zayıflığı, sizi büyülemeye başlıyor ve bir akşam, kumar oynayıp her zamankinden daha ağır bir yenilgi aldığınızda bundan nasıl faydalanacağınızı anlıyorsunuz.
Слабости других стали пленять Вас. И однажды вечером, когда Вы особенно сильно проигрывали Вы увидели, как воспользоваться ими.
- Beni yanlış anlıyorsunuz.
Вы не поняли.
- Neyi anlıyorsunuz?
Вы-то, откуда знаете?
Anlıyorsunuz...
Доктор Кельвин, понимаете, приходите через час, прошу Вас.
Anlıyorsunuz, değil mi?
У вас тоже могут быть ещё дети.
Korkarım delirecek, ne demek istediğimi anlıyorsunuz doktor.
Я могу вас успокоить, что пока нечего волноваться.
Şakadan anlıyorsunuz.
Мы взятки на следющей неделе даем.
Siz Edhanlılar iyi şaraptan anlıyorsunuz. - Seni buraya sarhoş etmeye getirmedim.
- Я тебя сюда привела не для того, чтобы ты напивался.
Ben anlıyorum ama siz anlamıyorsunuz.
Понимаю. Это вы не понимаете.
anlıyorsunuz değil mi 23
anlıyorsunuz ya 25
anlıyorum 6300
anliyorum 48
anlıyor musun 2047
anlıyor 18
anlıyorsun 149
anlıyor musunuz 440
anlıyor musun beni 45
anlıyoruz 49
anlıyorsunuz ya 25
anlıyorum 6300
anliyorum 48
anlıyor musun 2047
anlıyor 18
anlıyorsun 149
anlıyor musunuz 440
anlıyor musun beni 45
anlıyoruz 49