Aynı şey traduction Russe
4,188 traduction parallèle
Aynı şey yani.
Разницы никакой.
Seksi bir herif olmadığını söylemiyorum ama tam olarak aynı şey değil, değil mi?
Не скажу, что он не сексуальный парень, но... это не одно и то же, ага?
Ne zaman seninle bunu konuşsam aynı şey.
Каждый раз, когда я говорю с тобой об этом, все одно и то же.
Şuan hepsi aynı şey.
Сейчас это одно и то же.
Çok da aynı şey değil, değil mi?
Хотя, это едва ли то же самое?
Aynı şey gibisin...
Ты похож на короля
Belki aynı şey benim için de geçerlidir.
Наверное, то же можно сказать и обо мне.
Aynı şey, babamın işinde kendini yarandırmak için yardım etme mi?
Тоже самое... помогаешь мне, чтобы расположить к себе моего отца и войти в бизнес?
Aynı şey.
- Это то же самое.
- Aynı şey işte!
- Это одно и то же!
2.3 milyar ile 3.1 milyar dolar tamamen aynı şey değil mi?
Разве 2,3 млрд долларов и 3,1 млрд не одно и то же?
Neal, bahsettiğimiz şey kaynağını açıklamayı reddetmekle aynı şey değil.
Нил, мы говорим не об отказе от выдачи источника.
Aynı şey Robbie'nin İpek Yolundaki değerlendirmelerinde de 4 yerde var.
И такая же ошибка повторяется 4 раза в отзывах Робби на "Шелковом пути".
Bir anlaşma güvenceyle aynı şey değildir, öyle değil mi?
Договор не то же самое, что гарантия, понимаешь?
İnan bana Gloria, benim aklımdan geçen son ihtimal bu ama senin için aynı şey geçerli değil galiba.
Поверьте мне, Глория, этого даже не было в моих мыслях, но кажется, в ваших было.
Herkes aynı şeyi isteyecek diye bir şey yok elbet.
Ну, не все этого хотят.
Aynı şey ona da olmuş.
С ней случилось тоже самое.
Şu anda bana karşı hissettiğin kin hayatım boyunca halkın için hissettiklerimle aynı şey.
Ненависть, которую ты ощущаешь сейчас ко мне... лишь сопоставима с той, что я ощущал к твоему народу... всю жизнь.
Kabile konseyiyle Kızılderili konseyi aynı şey.
Совет племени и индейский совет - это одно и то же.
Evet, aynı şey ama.
Да, всё равно.
Uzanırsan da aynı şey olacak.
Будешь врать - будет то же самое.
Aynı şey başıma gelip duruyor.
Продолжает случаться. Я знаю. Я продолжаю натыкаться на..
- Aynı şey değil.
Почему нет?
Şu an dünyanın geri kalanı için ikisi de aynı şey.
Ну, сейчас для всего мира это одно и то же.
Annen söylemezsek yalan söylemekle aynı şey olacağını düşündü.
Мама подумала, не сказать тебе, то же самое, что солгать.
İstemek ve yapmak aynı şey değil.
Хотеть и делать - не одно и то же.
Aynı şey değil.
Это не одно и тоже.
- Diğer tarafla aynı şey, fark yok!
Посмотрим всё ещё раз тщательно!
Politika ve pis hileler aynı şey değil mi diyorsunuz?
Вы говорите, что политика и грязные трюки не одно и то же?
Aynı şey değil.
Это немного другое.
İkimiz de aynı şey için savaşıyoruz.
Мы сражаемся за одно и то же.
P, bir şeyin sahtesini görmek temelde aynısını görmekle aynı şey değil midir?
Эй, Пи, разве видеть подделку по сути не то же самое, что видеть настоящее?
- Aynı şey değil.
Это не тоже самое.
Peki mermiyle aynı hıza sahip olup mermi olmayan şey nedir?
Значит, что-то такое же быстрое, как пуля, но не пуля?
Arayış aynı, savaştığımız şey bu.
С исследованиями такая же ситуация. За это мы и боремся.
Ve kendini itiyorsun ve aynı anda her şey orada. Ay ve esen inanılmaz fırtına.
И продолжаешь ползти, а потом все и сразу : луна и этот невероятный штормовой ветер.
- Senin yapacağın şeyle aynı şey.
Ты выпустила вирус.
O günden beri hiçbir şey aynı gelmiyor.
С того дня все кажется другим.
Seninle aynı şarkıyı söylemek gibi bir şey, desene.
Это просто история твоей жизни.
Hanna, yapmak isteyeceğim son şey boşanmak üzere... olan iki kişinin arasına girmek, ve bu sadece mahremiyete aykırı değil,... aynı zamanda ihanet gibi.
Ханна, последняя вещь, которую я хочу сделать - это быть между двумя людьми, которые переживают развод. И это не просто вторжение в частную жизнь... это как будто предательство.
Çünkü senin istediğin şeyle benim istediğim şey aynı.
- Потому что мы с вами хотим одного и того же.
Ama aynı şehirde yaşayamayacağız, çok kötü olacak gibi bir şey bile demedin.
- Но ты даже не сказал что-то вроде : "Мы будем жить в разных городах – вот облом".
Hiçbir şey demezsen de aynısı olacak zaten.
Что так и так произойдет, если вы ничего не расскажете.
Her neyse John, o şey aynı zamanda benden.
Что бы это ни было, Джон, он наполовину мой.
Bununla aynı şey mi?
Друзья мои.
Evet, mermilerimizde kullandığımız kurşunun aynısı. Şey... Tamam.
Да, итак, это такой же свинец, который мы используем для пуль, но там... там что-то кровоточит.
Çoğunlukla aynı ama şifre kırıcılar hiçbir şey bulamadı- -
Практически одинаковые, но программа по взламыванию кодов ничего не нашла...
İkisinin aynı fikirde olduğu tek şey siz olmalısınız.
Похоже, они соглашались только насчет вас.
Dediğin iki şey aynı anda oldu.
- Это происходило одновременно. - Ага.
Ama McCombs ve Evans da aynı şirket için çalışmış. Irak'ta onlara bir şey oldu.
Но Маккомбс и Эванс тоже работали на эту фирму.
Senin de şu an aklından geçtiği gibi, ikimizin de aynı fikirde olacağı bir şey. Beni burada tutmak için elinde yeterince bir şey yok.
Пока Вы размышляете, я уверен, мы оба знаем, что у Вас недостаточно улик, чтобы держать меня здесь.