Bir iş traduction Russe
21,921 traduction parallèle
Ayrıca Westchester'da bir iş ortağı var.
Ещё есть деловой партнёр в Вестчестере.
Önemli ve zor bir iş.
Важная, сложная работа.
- Çok basit bir iş var.
- У меня есть кое-что плёвое.
Çocukların arkamdan bir iş çevirmediğini söylemiştin.
Ты сказал, что у парней нет левых дел.
- Karışık bir iş demek.
Попахивает проблемами.
Birlikte yapmak için bir iş bulurum.
Я обязательно найду для нас с тобой дело.
Yani, bu büyük bir iş.
Это просто большое дело.
Başka bir iş düşünmüyorum.
Я не думаю о другой карьере.
Sormamın sakıncası yoksa, ne tür bir iş yapıyorsunuz?
А чем вы занимаетесь?
Öyle bir iş mi var ya?
Это работа?
Çok önemli bir iş.
Это очень важно.
Ama yapmamız gereken bir iş var ve eğer yapmazsak işleri çok daha kötü hale getirebiliriz.
Но нам надо сделать дело. И если мы его не выполним, всё может стать куда хуже.
Bu tam da Supergirl'e göre bir iş gibi duruyor.
Кажется это работа для Супергёрл.
Ben bir iş adamıyım. Federaller de işime zarar veriyor.
Я - бизнесмен, а федералы, что ж, они плохо влияют на бизнес.
Scudder dün gece eski bir iş ortağınızı öldürmeye çalıştı.
Скаддер пытался убить одного из ваших партнёров.
Bunun kolay bir iş olmayacağını anlamalılar.
Эти ребята должны понимать, что будет нелегко.
Görünüşe göre Amertek'le aramızı düzelterek yanlış bir iş yaptık.
Кажется, задача предстоит не из лёгких. Трудно будет расположить Амертек.
Bu da karlı bir iş anlaşması için neden bu kadar istekli olduklarını açıklıyor.
Поэтому им было так важно провести публичное мероприятие. И поэтому они готовы передать всё оружие
Bir iş.
Я про работу.
Quentin'e yönetimde bir iş vermemeni söylemiştim.
Я говорил, что не надо предлагать Квентину должность в администрации мэра.
Speedy, bu- - bu iyi bir iş.
Спиди... отличная работа.
Ben de "endişelenme, sana bir iş vereceğim bu sayede onlar dönene kadar idare edersin" dedim.
Я сказал, "не волнуйся Я дам тебе работу, чтобы ты содержала себя ожидая их возвращения."
Başkanlık zor bir iş biliyorum. Ama tanıdığım herkesten daha fazla içmeye ihtiyacın var gibi görüyor.
Я знаю, быть мэром очень тяжело, но тебе явно нужно выпить больше, чем любому из ныне живущих.
Biliyorum, biliyorum. Seninle gelmeyerek iyi bir partner olmanın ilk kuralını çiğnedim ama çok önemli bir iş teslimim vardı.
Знаю, я уже нарушила первое правило хорошей спутницы – не прибыла вместе с тобой, но у меня сроки на работе горят.
Anladığıma göre bir iş bitirici
В общем, решает проблемы.
Oh, bekle, aa, yani çalışan bir Işın kılıcı dahi İstemiyor musun?
Погоди, то есть ты бы даже не пожелал настоящий световой меч?
Gerçek bir iş yapıyoruz burada.
У нас тут частный бизнес.
Dinle dostum, karına bunun gerçek bir iş olduğunu söyle ve 14. maddeye göre ifade özgürlüğü ile meme göstermeye dair her türlü hakkımız var.
Друг, скажи своей жене, что это — законный бизнес, и согласно 14-й поправке, у нас есть право пользоваться своим правом на свободу слова и показ сисек.
Meksika Hükumetiyle görüştüm. Orada bulaştığı bir iş onu buraya kadar takip etmiştir belki dedim ama bu konuda bir şey bilmiyorlar.
Я говорил с правительством Мексики...
Bir şeylerin yolunu yaptığını anlayabiliyordum ve sonunda daha iyi para getiren bir iş isteyip istemediğimi sordu.
Мне было ясно, что он к чему-то клонит, и в конце концов он меня спросил, не ищу ли я работу подоходнее.
İş bittikten sonra bir 50 bin daha alacaktı.
Ещё 50 тысяч он получил бы по завершении.
Bu iş senin için çok iyi bir fırsat Hayes.
Эта работа — замечательная возможность, Хэйс.
Geçmişten gizemli bir şekilde ortaya çıkan bu adamlar ne iş acaba?
Что не так с мужчинами из прошлого, что они таинственно появляются.
İş için bir yere gittiğinde çocuklarını bir şey getirirsin.
Когда ты путешествуешь по работе, то привозишь что-нибудь домой для ребёнка.
İş için bir fikrim var.
У меня есть отличная идея.
Bir dakika. Ne zamandan beri aile dışından kişilerle iş yapar olduk?
С каких пор мы ведем дело с людьми, которые не входят в семью?
Evet, Baz bize iş vermeseydi bir ev soymak mükemmel olurdu.
И мы бы не парились из-за ограбления дома, если бы Баз нас не впрягал. - Да.
İş için bir fikrim var.
Они тоже были близки? Есть идейка для дела.
Hayır, yapamam, yapamam. Yapmam gereken bir sürü boktan iş var. Beş dakika.
Нет, я не могу, у меня полно дел.
Nate bana iş verdi, çünkü o iyi bir adam.
Нэйт дал мне работу потому что он хороший парень
İş yerinde adını bile bilmediğin bir adam mı vardı?
У тебя на работе появился совершенно новый человек, о котором ты не знал? – Ага.
Joe'yla Iris konuşmuyor iş yerinde senden hoşlanmayan bir adam var Iris'i hiç öpmemişsin ve Cisco'nun da ağabeyi ölmüş.
Джо с Айрис больше не разговаривают, на работе есть новый сотрудник... который тебя недолюбливает. Ты не целовал Айрис, а брат Циско мёртв.
Ya da ek iş olarak başkanlık yapan bir kahramana sahip olmanın.
Или мститель подрабатывает мэром.
Bir anlamda iş arkadaşı sayıIırız.
Мы же коллеги.
İki iş arkadaşı... Benim için bir iyilik yapabileceğini umuyorum.
И как коллега коллегу я хотела попросить об услуге.
O askerler uyanırsa yapacakları ilk iş John ve diğer mahkumları daha güvenli bir yere taşımak olur, ve biz de şansımızı kaybederiz.
Когда охрана очнётся, первое, что они сделают – переведут Джона и других заключённых в более охраняемое место, и мы упустим наш шанс.
Hala yapmam gereken ne kadar iş olduğunu hala yapmamız gereken ne kadar çok iş olduğunu hatırlattı bana ve şehrimizi, yuvamızı daha iyi ve güvenli bir yer yapmak adına kendimi buna daha çok adamam için bana ilham verdi.
И он напомнил мне, как много работы мне ещё предстоит, всем нам, и он вдохновил меня ещё раз дать обещание превратить наш город, наш дом, в безопасное место.
- Bir arkadaş sadece. Ama iş merkezinin nerede olduğunu bilmiyorum.
Но я не знаю, где находится её офис.
Jane is the executive assistant Jane, bir dışmekan yaşam stilistinin yönetici asistanı.
Джейн исполнительный помощник свободного предпринимателя.
İhtiyatlı bir iyimserlik mi iş başında?
Будет ли уместен осторожный оптимизм?
İş arkadaşım lanet olası bir melek ve oğlunun yolu onunla kesiştiği için şanslısın.
Моя коллега... грёбаный ангел, и вашему сыну повезло, что он её повстречал.
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37