Doğru traduction Russe
104,507 traduction parallèle
İşe yararsa, ayarları doğru olarak yaptığımı varsayabiliriz.
Если сработает, значит, я верно уловила принцип настройки.
Hayır Beş, korkarım ki bu doğru değil.
Нет, Пятая. Боюсь, что это не так.
Elbette, ama doğru ekipmanlara ve bitirebilmek için iki güne ihtiyacım olacak.
Конечно. Но мне нужно оборудование 2 дня времени.
O zaman, doğru şeyi yaptığımıza güvenmese bizimle olmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorsun o'nu.
Значит, ты знаешь, что он не примкнул бы к тем, кому нельзя доверить правое дело.
Sana doğru geliyorlar.
Они идут к тебе.
Aslında doğru anlıyorum.
Да нет, я-то как раз вправе.
Sanırım ikimizde doğru şeyi yapmanın her zaman için doğru şey olmadığını... öğrenmiş olduk.
Кажется, мы уже убедились, что поступать правильно - не всегда правильный выбор.
O zaman bir parçan söylediklerim doğru diyor.
Значит, ты и сама знаешь, что я права.
- Doğru. Yani az önce yarım ışık yılı seyahat mi ettik?
Значит, мы сместились всего на пол светового года?
- Doğru. Bu zaman diliminde böyle sinyaller yayan bir teknoloji yok.
Подобной технологии не должно существовать в этот исторический период.
Gezegenler arası bir müttefikliğe doğru yol almamız... bu müttefiklik bizi...
Главное, что мы приближаемся к созданию единого фронта.
Eğer dağınıklığa doğru gidiyorsan, yeniden düşünebilirim.
Если идёшь в кают-компанию, я не советую.
Nerede olduğunu biliyorum ve ona doğru yola çıktım.
Она хороша, но я всё же лучше.
Doğru olmasa bile sırf emin olmak için ödeyeceklerdir.
И даже если неправда, наверное - лишь бы убедиться. 2-АЯ : Угу.
Doğru, Beş'in de gelmesi gerekecek.
Ну да. Пятой придётся лететь со мной.
O zaman burada bulunmanız doğru değil.
Значит, вам нельзя здесь находиться.
İyi haber, doğru dosyayı almış görünüyoruz çünki Ferrous'un askeri seviye şifrelemesi yapılmış.
Хорошая новость - похоже, мы нашли нужный файл, он закодирован военным шифром Рудной корпорации.
Görünen o ki kabarcık kendi içine doğru küçülüyor.
А то, что, похоже, теперь он сжимается. Схлопывается внутрь.
Dışarıdaki o beyaz duvar her neyse üzerimize doğru geliyor.
Чем бы ни была эта белая стена снаружи, она приближается.
Belki de mürettebattan bir insanla konuşsam daha doğru olacak, iki ile konuşmama izin ver.
Наверное, лучше мне пообщаться с живым членом экипажа. Позови Вторую.
Yırtığa doğru modifiye edilmiş takiyon ışını gönderiyorum.
Я посылаю в разлом модулированный луч тахионов.
Her neyse, kutlamayı ertleyelim çünki bir kaç Ishida kruvazörü hızla bize doğru geliyor.
И всё же, пока рано радоваться. К нам быстро приближаются несколько крейсеров Ишиды.
Alacaksan canımı al yaptığım şeyin İmparatorluk için doğru olduğunu bilerek canımı memnuniyetle teklif ediyorum.
Если хочешь, возьми мою жизнь. Я отдам её, с радостью. Зная, что сделала это на благо Империи.
Bu, doğru şeyin yapılmasına yardım etmek için bir fırsat.
Это - наша возможность помочь людям, сделать доброе дело.
Tehlikeli olduğu doğru ama bu doğru seçenek biliyorsun.
Да, это опасно, но так будет правильно, и ты это знаешь.
Belki de sorgulayanlar... doğru soruları sormuyorlardır.
Возможно, следователи задают не те вопросы!
Doğru. Pek işinize yaramadığı için üzgünüm.
Жаль, для тебя оно кончилось плохо.
Onları umutlandırmak doğru olmazdı diye düşündüm.
Не хотела давать ложных надежд.
Bunca zamandır insanlara yardım etmekten bahsediyorsun bizi doğru şeyler yapmaya ikna etmeye çalışıyorsun ve tam yardım etmek istediğimizde sen izin vermiyorsun.
Ты постоянно нам талдычил, что надо помогать людям, убеждал нас поступать правильно, а теперь мы хотим помочь, но ты нам не даёшь.
Belki şimdi de çok farklı değilsindir, yani hala doğru şeyi yapmaya takıntılısın ve bu bize epeyce pahalıya mal oluyor ailene de bağımsızlığını ilan eden dış kolonilere de.
Ты не так уж изменился. По-прежнему одержим своими принципами. И не думаешь о том, как это отразится... на нас, на твоей семье,
Doğru bir karar vererek başlamaya ne dersin?
А как насчёт того, чтобы сразу поступить правильно?
Doğru karar bu.
Я поступаю правильно.
Ya Beş haklıysa, toksin doğru karar verme yeteneğini yok ediyorsa?
Что, если Пятая права? И отравление мешает тебе рассуждать здраво?
Bu doğru değil.
Неправда.
Sadece, bir şeyin doğru olmadığını hissediyorum.
Просто... что-то здесь сильно не так.
Doğru ama genelde öfke, hayal kırıklığı, gücenme ve dikkate alınmayacak çocuksu bakış açılarıyla tepki verirdin.
Верно, но обычно твоя реакция - гнев, разочарование, раздражение и почти ребяческое нежелание считаться с другими мнениями.
Tesisin derinliklerine doğru artıyor fakat tam yerini belirlemek zor.
АНДРОИД : Она находится в глубине платформы, но точнее сложно определить.
Doğru, yine de, gemisi olmayan ordu olmaz.
Да, но что за армия без кораблей?
Çok doğru.
Чертовски верно.
- Bu yaptığın doğru değil.
Это неправильно.
Bu doğru olsa bile, oraya 100 metre yaklaşmadan tepemize binerler.
Даже если это так, нам не пройти и ста метров - они нас настигнут.
Üzgünüm, ama bu doğru.
Прости, но это правда.
Doğru olan şeyi yapmaya çalışıyorduk, İçine ettik.
Мы пытались сделать правильную вещь, но облажались.
Bu doğru değil!
Так нельзя! Пожалуйста!
Ama şunu anlaman için yalvarırım, olanlar göründüğünün tam tersine bu kayıp bir ruhun cennete doğru yol bulmasına yardım eden bir hayır işidir.
Но я прошу вас понять, что все было наоборот, что это было милосердием, помощью заблудшей душе на пути к Господу.
Eğer 30 saniye içinde saldırmazsa,... doğru yolda olduğumu anlayacağım.
Если он не атакует через 30 секунд, я буду знать, что нахожусь на верном пути.
Çekilin! Polis'e doğru gidiyorsanız? Bizi de bırakabilir misiniz?
Не подвезете нас до Полиса?
- Doğru.
Можно мне в туалет?
Lütfen doğru bir dağıtım yapın.
Разделите поровну.
- Doğru, var.
Общее.
Doğru. O çok bilgisiz.
Верно.
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187