Gerekıyor traduction Russe
498 traduction parallèle
Ödemene gerek yok, bey ısmarlıyor.
Денег не надо, хозяин заплатит.
Gerek yok, teşekkürler. Kocam yardım edilmekten hoşlanmıyor. Sekizinci kompartıman.
— Спасибо, дальше муж справится сам.
- Dora onu iyi tanıyor olsa gerek.
Не говори ерунду, твой отец был рабочим. Ну и что?
İçmemem gerek aslında. Midemde asit yapıyor.
Мне бы не стоило это пить, начинается изжога.
- Yanılıyor olabilirim ama- - Saat sekizde olması gerek, yedi değil.
- Может, я ошибаюсь... - Было восемь.
- Onu ciddiye almana gerek yok. Sadece seni korkutmaya çalışıyor.
Не принимайте его слова всерьез, он еще не отошел от драки.
Don Domenico'nun arabayı ve diğer şeyleri bilmemesi gerek. Anlıyor musun beni?
Дон Доменико ничего не должен знать об этом, ты понял?
Mahkeme üyeleri kanıt birçok şeyi su yüzüne çıkarıyor. Bu adamın suçlu bulunması gerek. Ek olarak psikometri incelemesinin sonucunda, bu topuzun tutuklunun sağ elinde bulunduğuna dair bir kanıt var.
Участники nрибунала, доказательств уже более чем достаточно для вынесения приговора этому человеку, но важно добавить, что психометрической экспертизой установлено, эта булава была в правой руке заключенного.
Okuldan daha muhteşem bir şey daha bilmiyorum bir politikacıdan bunu duymak sizi şaşırtmıyor olsa gerek.
Я не знаю ничего более чудесного, чем школа, что не удивительно слышать от человека, вовлеченного в политику.
Anlıyor musun? Sinirlerinde, kan damarlarında basınç değişimleri yapmam gerek.
Я могу вызвать изменения в ваших нервах, кровеносных сосудах.
Artık kapatmam gerek Dışarıda insanlar sabırsızlanıyor
Мне пора заканчивать, другие торопят.
Kişilik değişiminin etkilerinden kaynaklıyor olsa gerek tavırları.
Так что он должен чувствовать полное изменение личности.
Ancak bu insanların yaşıyor olmaması gerek.
Эти люди не должны были выжить.
Onlar genel merkezde Litovski Yarımadası'na.. güçlerinin sevkedilmesine gerek olmadığını tartışıyor.
Сейчас в штабе дебаты... нужно ли снимать отсюда части и переводить их на Литовский полуостров.
Beni tanıyor olman gerek.
Ты знаешь меня лучше, чем это.
Özür dilemene gerek yok, çocuklarımız bu hayvanlara bayılıyor.
Этот Омм - паразит! Hаши дети любят этих зверьков.
Bunu anlamamız gerek, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
Это нам надо выяснить, понимаешь о чём я?
Birkaç belge imzalıyor ve sonra dinlenmesi gerek. Çünkü hava çok sıcak olmuş.
Подписала несколько документов, а потом должна отдохнуть, потому что сейчас "ужасно жарко".
Yıldızımı izlemem gerek, dediğimi hatırlıyor musunuz?
Помните, я говорила, что я должна следовать за своей звездой?
Ona para ödemene gerek yok, herkesle yatıyor.
Она ничего не стоит. Её все трахают.
Bu gemiler Romulan akıncı güçlerini taşıyor ve durdurulmaları gerek.
Эти корабли несут в себе ромуланские силы вторжения и должны быть остановлены.
Çirkin kızlarla çıkıyor olmamız gerek.
Правильно.
Gözlerimi yakıyor. Nicholas Cage tarzından olsa gerek. Neyse şu sızlanıp durduğun sağlık sorunu da nedir?
Все эти листы ожидания, и еще куча, куча документов, если я не смогу найти почку вовремя - я труп.
Görünüşe göre, şair İtalya'da epeyce seviliyor... ve, bu kadının coşkulu sarılmasına bakılırsa... bu sevgi yalnızca onun etik erdemlerinden kaynaklanmıyor olsa gerek.
Поэт очень любим здесь и по страсти, которую проявляет обнимающая его красивая женщина, понятно, что не только за свои моральные заслуги.
Hayatı dolu dolu yaşamak gerek, anlıyor musunuz?
Жить надо на полную катушку, усекли?
Buradaki tek yetişkin olduğundan eğlenmemek için çabalıyor olsa gerek.
Нашёл себе единственного взрослого, чтобы мужественно не веселиться.
- Biz konuşuyoruz. Çoğu zaman ona bile gerek kalmıyor.
- Мы разговариваем.Просто многое говорим не вслух.
Havada o kadar tatlı bir nem var ki, pulu yalamana bile gerek kalmıyor.
Где воздух так влажен и сладок, что нет нужды лизать марки.
Chief, çalışıyor olman gerek.
Шеф, предполагалось, что ты работаешь.
Artık kim olduğumu bile hatırlamıyor. Yeniden başlatılması gerek.
Если вы здесь пролетите, вы сообщите моим людям?
Şey, yıllar geçiyor ve size artık gerek kalmıyor, peki ya daha sonra?
Пройдут годы, вы не будете нужны больше, что тогда?
Ne yazık ki, Teal'c şu an incelemeye uygun yaşayan tek Goa'uld'u taşıyor ve onu incelememiz gerek, efendim, bu konuda hata yapmayın.
А мы обязаны их изучить, сэр.
Benim yaşam tarzımı onaylamıyor. Ve söylememe gerek yok, ben de onunkini onaylamıyorum.
н не oдoбpяет мoй oбpaз жизни, нa чтo я, кaк oчевиднo, oтвечaю взaимнoстью.
Önce bir kaç okaliptüs mumu almak gerek çünkü daireme yosunsu bir hava katıyor.
Сначала я куплю эвкалиптовые свечи чтобы в моей квартире приятно пахло.
Birinin ona söylemesi gerek. Bu isim kimsenin yüreğine korku salmıyor.
Надо бы сказать её людям, что от этого имени сердца не трепещут от страха.
Tamam, bay. yeni patronum arıyor, gitmem gerek.
Хорошо, пока. Звонил мой новый босс, мне пора.
Kalbin annelik duygularıyla dolup taşıyor olsa gerek.
- Уберите лужу! - Где же ваши материнские чувства?
Ben gelirdim ama ailem şehir dışına çıkıyor. Kardeşime göz kulak olmam gerek.
Я бы пошла, но мои родители уехали из города и я должна присматривать за своим младшим братом.
Artık gitmem gerek. Başım çok ağrıyor.
Знаешь что, я пойду, жутко раскалывается голова.
Adamın birinin evinde kalorifer yanmıyor diye ağlamamız mı gerek?
Мы что, должны распустить, блин, сопли из-за того, что кому-то отопление включили?
Hararetle bizim karı koca olduğumuza inanıyor, ona göre ilişkimizi yenilemek için hafızalarımızı geri kazanmamıza gerek yok.
Он уверен, что мы были мужем и женой и... нам не надо дожидаться восстановления памяти, чтобы возобновить отношения.
Bugün kursum başlıyor, gitmem gerek.
Я должна идти. Мои занятия начинаются сегодня. "Как удовлетворить мужчину".
- Toparlanıyor mu? - Evet. İyileşmesi gerek çünkü ona ihtiyacımız var.
Нам нужно, чтобы он появился.
bu orospu çocuğu yaşlanıyor olsa gerek.
Этот сукин сын должно быть линяет.
Bazı sebeplerden dolayı olsa gerek, bir kaç tane metal kafayla takılıyor ve ona nasıl ulaşacağım konusunda en ufak bir ipucum bile yok.
По каким-то причинам он в банде Сталеголовых. И я не знаю как до него добраться.
Buna gerek yoktu, evet. Ama yüzyılın yemeğini kaçırıyor değiliz.
Необходимости, конечно же, нет, но в конце концов мы же не пропускаем вечеринку столетия.
- Göstermene gerek yok, Ross'u tanıyor.
Показывать не обязательно. Она знает кто такой Росс.
Ama iyi. Resim yapıyor olsa gerek.
Но он в порядке, рисует, наверное.
Meydana çıkıyor. Yukarıda binalar olması gerek.
Здесь раньше были дома.
Yıllardır, çocuklara yatırım yapıyor gerek manevi olarak gerekse maddi olarak.
Только упомяну тот факт, что он является... все годы, он вложил... ужасно много чувств и, ну, в общем, финансов в мальчиков.
Komutan ayrılıyor. Gitmem gerek.
- о диоийгтгс жеуцеи, пяепеи ма жуцы.
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerek kalmadı 36
gerekirse 81
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerek kalmadı 36
gerekirse 81