Ilginç traduction Russe
11,474 traduction parallèle
Hampstead ilginç insanlarla dolu.
В Хэмпстеде полно интересных людей.
- Kabul ediyorum, çok ilginç görünüyor.
– Я признаю, звучит очень интересно.
Aslında bu ilginç bir soru.
Кстати, интересный вопрос!
Çok ilginç diyecektim.
Это было интересно
Richard bazen ilginç fikirlerle gelir...
Так вот. Некоторое время назад у Ришара появилась интересная идея.
Bu ilginç görünüyor. Bir Gchat'ten geliyor.
Вот это смешно...
Senin kadar ilginç bir rol yaratırsın ve bu zırvalıklar için seçmelere gelmezsin.
Написать то, что интересно именно тебе И не нужно будет прослушиваться во всей этой херне.
Bunların içinde ilginç bulduğun tek şey var.
Только один момент в этом деле ты находишь интересным.
İşler gittikçe daha ilginç hale geliyor.
Это становится еще интересней.
Güzel, güzel, konuya bir de onun bakması işleri ilginç hale getirebilir.
Хорошо. Этот вброс сделает все интересней.
Bu küçük gezinti çok daha ilginç bir hâl aldı.
Эта поездочка только что стала намного интереснее.
Bu senin için ilginç bir gün olsa gerek.
Насыщенный у тебя день.
Ama küçük Angus ilginç bir şekilde büyük kafayı doğruluyor.
Но у Ангуса действительно чрезвычайно большая голова.
Mösyö Duverney'in ilginç bir beyefendi olduğunu duydum.
Я слышала, месье Дюверне очень занимательный господин.
Yaşadığım en ilginç olaydı.
Нечто совершенно невероятное.
İşinizi ilginç bir şekilde tasvir ettiniz.
Как интересно вы описываете то, чем занимаетесь...
Yine de ilginç bir teklif olduğunu kabul ediyorum.
Тем не менее, это интересное предложение.
Hayatımdan daha ilginç oldukları için.
Они интереснее, чем реальность.
- Aman Tanrım. - Çok ilginç bir hikaye. - Öyle.
Ну и дела...
Çünkü çok ilginç bir hikaye anlatacağım sana.
Я могла бы тебе много рассказать.
- Sevgini gösterme şeklin çok ilginç.
- И ты это хорошо демонстрировал.
Size çok ilginç bir şey göstermek istiyorum.
Хочу вам показать кое-что очень интересное.
Ailenle beraber olmak yerine burada bana besin önermeyi tercih etmen çok ilginç.
Вам важнее быть здесь, давать пищу мне, а не вашей семье.
Eşin ve oğlunla beraber olmak yerine burada olmayı tercih etmen çok ilginç.
Занятно, что вы охотней будете здесь со мной, чем с вашими женой и ребенком.
- 25 isim buldum, Biri diğerlerinden daha ilginç.
- У меня 25 имен, но одно интереснее, чем остальные.
Bazı ilginç makaleler var.
Попались очень интересные статьи.
Savunma ilginç bir şeyler sunduğunda, jüri aralarında üç taş oynamaktansa bunları dinlemek istiyor.
Так что, когда защита выходит на публику с чем-то экзотическим, жюри умолкает и слушает, и перестаёт играть друг с другом в крестики-нолики.
En ilginç tarafı ise Watson-Crick tipi olmayan çiftlerde.
Так, а неоднозначные пары оснований представляют особый интерес.
1985'de ilginç bir şey yaşandı.
Кое-что любопытное произошло в 1985 году.
Mahkemede coşkulu sevinç gösterileri gördük. Mahallesinde nasıl bir tepki olacağını görmek ilginç olacak.
Всё это удивительно напоминает о той погоне по шоссе, медленной погоне, которая имела место 17 июня 1994 года...
İlginç olduğunu söyledim ve bence havalıydı.
Я сказала, что это было интересно и, на мой взгляд, клёво.
İlginç.
Интересно
- İlginç birşey görmek ister misin?
- Хочешь увидеть кое-что безумное?
- İlginç bir seçim.
- Это странный выбор.
O kadını hiç duymadım. İlginç.
Никогда о ней не слышал.
İlginç.
Ингтересно.
İlginç.
Интересно.
İlginç yerleri ziyaret edeceğim.
Вот, хочу посмотреть достопримечательности.
İlginç.
Интересно...
İlginç biri.
Он интересен.
- Önceki mi? Tamam. - Evet, çok çok ilginç.
Людям это будет интересно, увлекательный репортаж получится.
İlginç bir şey duymak ister misin?
Знаешь, что смешно?
İlginç bir bilgi vereyim gelmiş geçmiş en büyük bong olabilir bu.
Просто к сведению... это может быть самым большим кальяном в истории.
İlginç olan... kimsenin Daniella'yı kayıp olarak bildirmemesi.
Странновато, что никто не заявил о пропаже Даниэллы.
- İlginç görünüyor.
- Звучит интересно.
İlginç bir şey var mı?
Есть что-нибудь интересное?
İlginç görünüyor.
Звучит интересно.
- İlginç. - Neden?
- Даже как-то странно.
İlginç diye düşünmüştüm.
Хотя есть интересный момент.
İlginç bir fikir, O.J. Buna karşı değilim.
Любопытная мысль, О. Джей, я не против.
Bu karar LAPD'nin geleceği için neyi ifade edeceğini görmek ilginç olacak.
Джонни Кокрэн пролил свет на издавна утаиваемую практику применения излишней силы.