Imkansız traduction Russe
6,661 traduction parallèle
Sonrasında yaşanan bir kaza beni de imkansız yaptı.
А в результате несчастного случая я сам стал чем-то невероятным.
Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum. Koş Barry, koş!
В детстве я видел, как мою маму убило что-то невероятное.
Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum.
В детстве я видел, как мою маму убило что-то невероятное.
- Bu imkansız.
Это невозможно.
- Zor dedim imkansız demedim.
Слушай, я сказал "трудно", а не "невозможно".
Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğünü gördüm
В детстве я видел, как мою маму убило что-то невероятное.
Bu imkansız.
Это невозможно.
Bu imkansız.
Это невозможно. Это...
Durdurmak imkansız.
В любом случае я не смог бы их все отключить.
Sen bu reçeteleri böyle pervasız kullanırken babanın tıp lisansını koruması imkansızdı zaten.
Ему не сохранить медицинскую лицензию после всех ваших выкрутасов с его рецептурными бланками.
Biz onlar hakkında konuşuyorduk biliyordu eğer yardımcı olacağını ama açıkçası, bu imkansız.
Помогло бы, если бы мы знали, о чём они говорят, но, очевидно, что это невозможно.
Imkansızı mümkün hale geldiği Peki, bu.
Ну, вот где невозможное становится возможным.
Çocukken, annemin imkansız bir şey tarafından öldürüldüğüne şahit oldum.
Когда я был ребенком, я увидел, как мою маму убило нечто невозможное.
Sonrasında yaşanan bir kaza beni de imkansız yaptı.
А потом несчастный случай сделал меня невозможным.
Bunu demek benim için imkansız, ama size kurbanın sarhoş olduğunu söyleyebilirim.
Мне трудно сказать, но, судя по анализам, погибший был весьма пьян.
- Şüphelidir... ama imkansız değil.
Сомнительно... но это не невозможно.
Kayıplarını tarif etmek imkansız.
Их потерю невозможно описать.
Ama imkansız değil mi?
Но возможно же?
- Bu imkansız.
Ни за что.
Bu anatomik olarak imkansız.
Это анатомически невозможно.
Senden imkansız olanı istedim.
Я просил у тебя невозможного.
Odin'in gazabını üzerine çekmeden ona yaklaşmak neredeyse imkansız.
К нему практически невозможно приблизиться, не вызвав гнев Одина.
Zaman geçtikçe biri sevdiklerimizin seçimlerini kontrol etmenin imkansız olduğunu öğrenir.
Как бы то ни было, со временем понимаешь, что выбор тех, кого мы любим, невозможно контролировать.
Aramıza katılmasının imkansız olduğunu söylemeliydim size.
Следовало сначала вам сказать. Его не завербовать.
Bir ay neredeyse imkansız olur.
За месяц вряд ли удастся.
- Bu imkansız.
- Это невозможно.
Ama bu imkansız.
Но это невозможно.
Bu imkansız!
Это невозможно.
Şüphelinin av alanını daraltmak imkansız gibi.
It's nearly impossible to narrow down the unsub's hunting ground.
Hayır, hayır, hayır.Petey bu imkansız olurdu. Bizim adam Duffy'i vermek, o her zaman bir kütük kadar aptal olmuştur.
Нет, нет, нет, Пити, это было невозможно, учитывая, что наш паренек Даффи всегда был туп, как пробка.
Seni üç kere inkar edeceğimi söylediğinde imkansız gözüyle bakmıştım.
Когда ты сказал мне, что я трижды отрекусь от тебя, я думал, что это невозможно.
Elektrik gidince dışarıdaki dünyaya ulaşmak imkansız diye korkmuşlardı yeterince.
Они и так уже напуганы из-за того, что нет электричества, и нет возможности связаться с внешним миром.
İki tane sapığım olması imkansız.
Не может быть, чтобы у меня было два сталкера.
- Ama imkansız da değil.
Но не невозможным.
Yerlerini bulmamız imkansız gibi bir şey.
Найти женщин... Это будет почти невозможно.
Yarın olmayacakmış gibi parti yapmak imkansız.
Невозможно тусить, словно завтра не наступит.
Çünkü bizim planımızı bilmek imkansız mı?
Потому что наш план непознаваем?
Hayır, hayır bu imkansız.
Нет. Нет, это невозможно.
Bakması zor ama, başını çevirmesi de imkansız.
На это тяжело смотреть, но невозможно отвернуться.
Bir tedavi bulmak veya aşı yapmak neredeyse imkansız. Fakat yapabileceğimiz şey, bu salgını nasıl durdurabileceğimiz hakkında elimizdeki her bilgiyi toplamakla başlamak.
Найти лекарство или изготовить вакцину практически невозможно, но нам под силу вспомнить все, что мы знаем о том, как остановить эпидемию, и использовать эти знания,
İmkansız bizim için bir sonraki Salı günü kadar muhtemel, unuttun mu?
Невозможно для нас лишь будни, помнишь?
Bu imkansız.
Невозможно.
İmkansız böyle bir şey.
Невозможно.
İmkansız efendim.
Неудача, мэм.
İmkansız.
Невозможно.
İmkansız diye bir şey yoktur, Dobrynin.
Всех можно завербовать, Добрынин.
İmkansız. İmkansız. İmkansız, adamım!
Ни в коем разе, братан!
İmkansız!
Невозможно!
İmkansız.
Это не так.
İmkansız olduğunu bilsem de geri dönüyorum.
Я возвращаю утраченное, зная, что это невозможно.
İmkansız olan şeylerin olacağını ummaktır.
Говоря простыми словами, это надеяться на что-то невозможное.