Imkanı yok traduction Russe
1,944 traduction parallèle
Olmaz, Peter imkanı yok rutininden şaşamaz.
Нет, Питеру с его работой не вырваться.
Bu güzel, ilham verici insanoğlunun kendi hayır kurumundan çalmasına imkanı yok.
Да ни за что на свете этот прекрасный, вдохновляющий человек не стал бы красть из собственной благотворительности. Точно.
- Neyin imkanı yok?
Ни в коем случае, что?
Ama onları kullanmamızın imkanı yok.
Знаю, но мы не можем их оставить.
Son bir kaç haftadır yaptığın iyilikleri ödemenin imkanı yok.
Не лучший способ отблагодарить тебя за доброту в последние недели.
Bunu devletten almanın imkanı yok.
Но ведь до них невозможно добраться.
Hayır, hayır, imkanı yok.
Ну нет, ни за что.
şimdi, belki de adamının bi üçkağıtçı olmuş olacağı fikrini düşünmeye başlamalının vaktidir imkanı yok.
Может уже пора начать рассматривать вашего агента как возможного пособника. Ни за что.
Bunun işe yaramasının imkanı yok.
Это ни за что не сработает.
Söylemiştim- - imkanı yok.
Говорю тебе... не может быть.
Oraya şimdi gitmemizin imkanı yok.
Нет способа добраться до этого адреса прямо сейчас.
İçeri girmemizin imkanı yok.
Там нет пути, мы хотим получить здесь.
Senin gibi dürüst birinin adi bir dedikoduyla işini ciddi şekilde sekteye uğratmama izin vermesinin imkanı yok.
Вряд ли это тот вариант, когда чья-то порядочность будет скомпрометирована на работе такими гнусностями, как сплетни.
Yeterli A vitamini almasının imkanı yok.
Где совсем нет витамина А. Плати.
Bir yargıcın, kişilik bozukluğunu psikiyatrik hastalık olarak nitelemesinin imkanı yok.
Ни один судья не признает расстройство личности за психическое заболевание.
Yaptığımız şeyden sonra iyileşme imkanı yok.
Она не срастется, когда мы всё закончим.
Hayır, imkanı yok.
Нет, это невозможно!
McClaren olabilir ama bunu bilmenin imkanı yok.
Это мог быть Макларен, но узнать это мы не можем.
Bu kadar şeyi birbirinize daha kısa sürede söylemenizin imkanı yok, öyle değil mi?
Нет никакой возможности, чтобы вы успели сказать друг другу всё это, верно?
Bu arada, bu kadar yemeği bitirmenin hiçbir şekilde imkanı yok.
Хорошо. Знаете, мы ни за что не сможем доесть всю эту еду.
Dün gece sokaklarda bir hayvanı kovalar gibi kimin onu kovaladığını kurban bize söylemezse ateş eden adamı bulmamızın imkanı yok.
Есть единственый способ, которым мы собираемся найти стрелка. Если их пациент, т.е. мой потерпевший, скажет нам, кто, черт побери, пытался выследить его, как зверя, на улице прошлым вечером.
İmkanı yok, imkanı yok.
Ни в коем случае. Ни в коем случае.
Bundan "A" almamamın imkanı yok.
Я ни за что не получу пять
Bilmemin bir imkanı yok, çünkü senden daha yeni öğrendim.
Я то никак не могу этого знать, так как только услышала об этом.
İmkanı yok.
Ну уж нет.
Steven'la ayrıldığımızda, çift olarak yapacaklarımızı bölüşmüştük. Bu düğün de bana kaldı. Ama, gitmeme imkan yok.
После расставания, мы поделили все наши парные обязательства, и мне досталась эта свадьба, но...
İmkanı yok!
Не может быть.
Kirayı ödememe imkan yok.
Как теперь мне платить?
İmkanı yok.
О, этого не может быть.
- İmkanı yok.
Ни за что!
Kan bağlarının olmasına imkan yok.
Быть того не может, что они родственники.
Benden olmasına imkan yok. Hep korunurduk.
Вы были в ее новом доме?
İmkanı yok.
В мае.
Bunun rastlantı olmasına imkan yok.
Нет шансов, что это было случайно.
İmkanı yok.
Ни шанса.
İmkanı yok!
Ни за что!
Şifre kırıcı olmadan açmalarına imkan yok.
Они не смогли влезть в него с консервным ножиком.
Oraya geri dönmeme imkan yok.
Никогда в жизни туда не вернусь.
Böyle bir şeye karışmasına imkan yok.
Невозможно, чтобы он мог быть вовлечен во что-то подобное.
Bu çok büyük bir jest Lavon. George'un gözünden kaçmasına imkan yok.
Это огромный жест, Левон!
İsa'nın Tanrı'nın oğlu olmasına imkan yok, değil mi, Butters?
Бог не посылал Иисуса, правда, Баттерс?
İmkanı yok lan!
Хрена лысого!
Şelaleye gitmeme imkan yok.
Добраться до водопадов не удастся
Onun veya arkadaşlarının o videoyu göstermelerine imkan yok.
Она или ее друзья никак не могли появится в том видео.
- İmkanı yok.
- Так что, ты встретишься с ним.
İmkanı yok.
Конечно, нет.
"Yürümesine imkan yok ama seni her zaman seveceğim."
"У нас ничего не получится, но я всегда буду испытывать к тебе чувства".
Birinin bana yardımcı olması gerek çünkü herkesin önünde çıkabilmesine ve beni takdim etmesine imkan yok.
Кому-то придется его отвлечь, он просто не в состоянии выйти перед всеми и представить меня.
100 yaşında olmasına imkan yok.
Не может быть, что бы ей было 100 лет.
Bize bir şey söylemesinin imkanı yok.
Нихрена он нам не скажет.
İmkanı yok.
Ни в коем случае.
imkânı yok 55
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73