English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ U ] / Uzatmak

Uzatmak traduction Russe

242 traduction parallèle
Hayatımı uzatmak istemiyorum.
Я не хочу продлевать жизнь.
Aylardır onu gözlemliyor olmalısınız. Sakalı bu şekilde uzatmak çok süre alır.
Вы должны были знать его, месяца три растя бороду.
İşi uzatmak için bir dolu numaran var.
Вы замечательно увиливаете от моих вопросов.
Bu mevzu hakkında tartışmayı uzatmak sadece vakit kaybı olacak.
Дальнейший спор - пустая трата времени.
İnsan hücresinin hayatını uzatmak için virüslerin zincirleme reaksiyonu.
Цепную реакцию вирусов, способных продлить жизнь человеческой клетки до бесконечности.
Elini illa oraya uzatmak zorundasın, değil mi?
Хотелось бы его к рукам прибрать, да?
Tanrılara dil uzatmak mı?
Богохульство?
Ama yaşam uzatmak?
Но долголетие? Дудки.
Sevgililer sık sık tereddüt ederler, çekingenlikten değil bekleyen mutluluklarını uzatmak için.
Часто влюблённые медлят не из робости,.. ... а чтобы продлить предвкушение счастья.
Hadi ama... " Uzatmak istemiyor.
С наступающим тебя!
Belki ellerimizi uzatmak yerine lazer silahları ile karşıladığımız içindir.
╨ сыс циати тоус йакысояисате ле опка.
Galactica'da kalış süresini uzatmak istiyorsa bu sayede yapabilirdi.
- йолг ╨ лпкис! апо поу еявесте ; - поиос бяисйетаи се ауто то кеыжояеио ;
Saçımı, uzatmak istiyorum Düz, kıvırcık ya da dalgalı
Длинные, красивые, пушистые, кудрявые. Вьющиеся, сальные Льняные, кучерявые.
Belki bu zevki uzatmak da isteyebilirler.
Но они, несомненно, захотят продлить это удовольствие.
Toplantıyı uzatmak istemiyorum.
Я хочу решить всё поскорее.
Kısa pantolonumu uzatmak zorundaydım.
Пришлось сдвинуть штаны, они были тесные...
Boynunu ileri uzatmak O'nun mezhebine aykırıdır.
– исковать своей шеей противоречит его религии.
Konuyu uzatmak istemiyorum.
Не хочу сильно светиться пока.
- Şunu bana uzatsana ( hand : üstünlük / uzatmak )
- Hand me that, would you?
Estella'nın önünde bu kadar uzatmak zorunda mısın?
Вам обязательно продолжать это на глазах Эстеллы?
Buradaki her şey acımızı uzatmak için tasarlandı.
Всё здесь сделано для того, чтобы продлить наши мучения.
Kendi yaşamını uzatmak için başkalarını öldüren bir bilim adamı.
Учёный, убивавший других для продления собственной жизни.
Yaşam sürelerini uzatmak için deuridium'a ihtiyaçları var.
Им нужен дейридий для стабилизации клеточной структуры. Он увеличивает продолжительность их жизни.
Onlar hakkındaki sorulara cevap vermem Hatta bu güzel bir kadın bile olsa. Pekala Bu işi daha fazla uzatmak istemiyorum.
И если бы я начал отвечать на все расспросы про них, даже такой привлекательной женщине, я бы не задержался в бизнесе достаточно долго.
Saçını böyle uzatmak ne kadar sürdü?
Сколько нужно времени, чтобы отрастить такие волосы?
Benim gibi birine ketçap uzatmak ister misin?
Не хочешь ли ты передать кетчуп кому-нибудь вроде меня?
Bütün nüfuzumu senin göletteki tatilini uzatmak için kullandım
Это было непросто, но мне удалось продлить ваше проживание в лагуне.
Uzatmak için kullandığımız malzeme buharlaşıyor.
Тут сложно провести нормальный химический процесс
Malı uzatmak için yaparlar. Değeri artar.
Он в четыре раза увеличивает его стоимость
Uzatmak mı?
Что значит очистить?
Lucy saldırıya uğradı... bir yaratık tarafından... hayatta kalmak için kan emen bir yaratık... Yaşamını uzatmak için sürekli kan emen bir yaratık.
На люси напала тварь... которая встает из могилы... чтобы высасывать кровь живых... и таким образом продлять свое нечестивое существование.
Bu şekilde uzatmak anlamsız.
Глупо продолжать так говорить.
Yankee Stadyumundaki tuvaletlerin kapılarının altlarını yere kadar uzatmak.
Продолжить двери в туалетных кабинках на стадионе Янкис до самого пола.
Stadyumdaki tuvalet kapılarının altlarını yere kadar uzatmak mı?
Продолжить двери в туалетных кабинках на стадионе Янкис до пола?
Biliyor musunuz eğer bu sahneyi uzatmak isterseniz, mesela taksi kazası eklemek gibi yaralılarla ben ilgilenebilirim çünkü bir tıbbi oyunculuk geçmişim var.
Что если расширить эту сцену, добавить аварию мою первую помощь жертвам... Я специализировался по медицинской драматургии
Aboneliğini uzatmak ister mi?
Он будет продолжать подписку?
- Hayatı uzatmak.
"Продление жизни".
Bu vedalaşmayı uzatmak saçma.
Не затягивай прощание.
İkinciye uzatmak istedim ve koşarak ayağım önde kaydım.
Я делаю отличное скольжение прямо к базе.
Yemek ve sentezleme oranlarımızı uzatmak üzere bir plan üzerinde çalışıyorum.
Я спланирую, как растянуть наши запасы еды и репликаторные рационы.
Kulaklarından, ayağına kadar bir şakül uzatmak lazım.
Должна быть прямая линия от ушей, через бёдра, к ступням.
Tabiî bu işi uzatmak istemiyorsan.
если только ты не захочешь потянуть время.
- Uzatmak çok hoşuna gidiyor, değil mi? Bir parçam uzatmak istiyor.
- Часть меня хочет потянуть время.
Kalp atışı ve solunumu yavaşlatan meditasyon teknikleriyle bu süreyi uzatmak mümkün.
Конечно, это время может быть продлено за счет медитации и понижения частоты пульса и дыхания.
Onunla yatmadın çünkü uzatmak daha eğlenceli.
Ты не спишь с ней, потому что приятней, когда ты это оттягиваешь.
çok güzel bir kadınla tanıştığını ve buradaki süresini uzatmak istediğini söylemişti... sanırım, bu bayan sizsiniz, değil mi?
Говорил, что встретил замечательную девушку, и хотел бы продлить срок пребывания, так это, наверное, вы?
Ne yani tırnaklarını uzatmak için mi göz ameliyatı oldun?
Ты перенесла операцию для того, чтобы отрастить себе ногти?
- İşi uzatmak için hangi bağlantıyı yapmadığını.
- Какой провод ты оставил разьединенным, чтобы продолжать меня доить?
Bunu uzatmak için uğraşıyorum.
Я работаю над продлением этого срока.
Sör Thomas Fairfax bu Meclisin beş para etmez onursuz hayatını daha da uzatmak için teklif veriyor!
Сэр Ферфакс предлагает вернуть постоянное членство,... развивая деятельность бесчестную и постыдную.
Bir süreliğine ayaklarımı uzatmak istedim.
Точно, пора вставать на ноги.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]