Yapmayacak traduction Russe
1,098 traduction parallèle
Konuşmayı yapmayacak.
У него что, есть выбор?
Ne demek konuşmayı yapmayacak?
Он не хочет произносить речь?
Yani dernekten korkup hiçbir şey yapmayacak mıyız?
Мы должны склонить голову перед ложей и ничего не делать?
Dinle Ally, birbirimizi numara yapmayacak kadar iyi tanıyoruz.
Элли, послушай... Мы знаем друг друга слишком хорошо, чтобы притворяться...
Anket yapmayacak mısın?
Раздаешь опросники?
Tamam, fazla gururum yok ama, bunu yapmayacak kadar gururum var.
Ладно, у меня ее не очень много, но достаточно чтобы этого не делать.
- Eee, şekerleme falan yapmayacak mısın?
- Может вздремнёшь или...
Demek istediğim, bu yeni herif- - Bu James Hammerton seninle birlikteyken hata- - yapmayacak mı?
А твой Джеймс Хамертон не ошибается?
Nate bunu yapmayacak kadar zeki.
Нат для этого слишком умный.
Kimse yetkim dışında bir şey yapmayacak.
Они не пойдут на штурм без моего приказа.
Elimdekileri tutmak istiyordum. Karşımdaki sıradan biri olsa bütün paramı sürüp ona tuzak kurardım. Ama KGB bunu yapmayacak kadar akıllıdır.
ам гтам аккос, ха помтаяа кица йаи ха пежте стгм пацида.
Peki ya hâlâ birbirinden etkilenen ama bir şey yapmayacak kadar sorumluluk sahibi iki yetişkinlerse?
А двое взрослых, которые могут себя контролировать свое притяжение друг к другу...
Yapmayacak olman harika.
Факт, что ты не стала бы, очень радует.
Bu akşam prova yapmayacak mıydınız?
Вы случайно не репетируете сегодня?
- Seks yapmayacak.
- Она раздразнит...
Hokkabazlık yapacak, sihirbazlık yapacak, ama bunu yapmayacak.
- Она готова жонглировать, танцевать голой, но только не это.
Bu yüzden kötü tanrılar gelip kötülük yapmayacak.
Чтобы не пришли другие злые боги.
Kimse size birşey yapmayacak.
Никто вас не тронет.
Sadece gelecek sene bir film yapmayacak.
Но брать на себя новые мисс Скотт не желает.
Şimdi, bu işi yapacak mısın, yapmayacak mısın?
Так вы дадите интервью или нет?
Hey onun sana korkak demesine izin mi vereceksin? Hiçbir şey yapmayacak mısın?
Совершишь настоящее преступление - будешь иметь право разговаривать с мужиками.
- Ne kaçırıyorum? Bunu yapmayacak olması yalan makinesine girmesi halinde geri çekeceği sözleri söylemekten alıkoymuyor
Ему не следует говорить то, что он не посмел бы сказать, если бы проходил детектор лжи.
- Dinleyin. Avukatıık yapmayacak. Sadece getirdiği davalardan pay alacak.
Все ее дела принесли деньги.
Bir şey yapmayacak mısın?
Ты собираешься что-нибудь сделать?
Bir sorumluluğumuz var ve biz yapmazsak başka kimse yapmayacak.
Мы взяли на себя ответственность, если мы провалим задание, никто другой его не выполнит.
Sen yapmayacak mıydın?
Хочу ли я?
- "Bir daha yapmayacak" dersin.
- "Он обещает больше так не делать". - Я серьезно, они там смеются.
Hiçbirşey yapmayacak.
- Ничего он мне не сделает.
Naomi hiç seks yapmayacak gibiydi.
Наоми как будто никому не дает.
Lütfen, affet onu, bir daha yapmayacak.
Прости его, он больше так не будет.
- Başka bir şey yapmayacak mısın?
- И это все? - Все.
Artık bale yapmayacak, ve eğer ona bir daha yaklaşırsan, seni tokatlarım, seni orta sınıf ineği!
Он больше не занимается проклятым балетом, и если ты к нему подойдёшь, я въебу тебе, корова средне классовая!
Bu adam bunu asla yapmayacak.
Этот парень никогда этого не сделает.
- Daphne artık temizlik yapmayacak. Geri çekiliyorum bayım.
Снимаю перед вами шляпу, сэр.
O zaman, zaten yapmayacak olduğum... bir şey için beni suçlama.
ЭЙ, НЕ НАДО МЕНЯ ОБВИНЯТЬ В ТОМ ЧТО Я ДАЖЕ НЕ СОБИРАЛСЯ ДЕЛАТЬ.
Kimse sana birşey yapmayacak. Söz veriyorum.
Никто тебя не тронет, обещаю.
- İşbirliği yapmayacak, O'Neill.
- Он не будет сотрудничать, О'Нилл.
- Orduda kariyer yapmayacak mısın?
— Вы не хотите сделать карьеру в армии?
Radikal ve yeni haberler, Tanrının Ordusunu yapmayacak...
Это совсем не понравится радикальной Армии Бога,..
Buradaki onca kişi sana bir şey yapmayacak ve sen de... elini kolunu sallayarak bulutların üzerinden uçup gidecek misin?
И что ты обрекаешь меня на такую же смерть, как и себя. Думаю, ты сошел с ума! Сюда скоро ворвутся войска.
Peki vuruşunuzu yapmayacak mısınız?
- Но вы собираетесь делать ваш удар? - Да.
Sana söyledim, bunu yapmayacak kadar kontrollü.
Я уже говорил, для этого он слишком сдержан.
Hepsi bu. Şimdi, bunu yapacak mısın, yapmayacak mısın?
Вы будете это делать или нет?
Panamalı bir uyuşturucu müptelası ile tekrar iş yapmayacak bir Amerika Birleşik Devletleri başkanı olmak istiyorum.
Я хочу стать Президентом Соединенных Штатов и гарантировать, что мы никогда больше не будем иметь дел с панамским наркодиктатором.
- Öğlen yemeğini de o yapmayacak ya.
Жалко, что не приготовлением ланча!
- Yapmayacak.
- Он не станет этого делать.
- Hayır, yapmayacak Quentin...
Мы будем входить по очереди!
Hiçbir şey yapar gibi yapmayacak.
Нет, oн не делает финт.
Yapmayacak kadar kurnaz.
Тот изощреннее.
Gösteri yapmayacak mıyız?
- Разве мы не будем показывать номера? - Мы делаем это в баре.
Yapmayacak.
Oн не сделает мне больно.
yapmayacaksın 53
yapmayacak mısın 22
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmayacak mısın 22
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42