Yaptığım bu traduction Russe
4,393 traduction parallèle
Bu şartlarda azizim, Gordon için yaptığım bu olağanüstü sırt desteğini takmak zorundasın.
Так что, друг мой, некоторое время ты будешь носить этот чудесный спинной корсет, который я сделал для Гордона.
Tek yaptığım bu.
Я... только это и делаю.
Benim yaptığım orijinal bir tarifti. Yani bu konuda başarısız olursan cazibeni kaybedeceksin.
Это настоящая причина, а значит, если ты облажалась, тогда утратила свою силу.
Evet, bu maçta koçluk yaptığım için çok dikkat çekiyorum.
Знаете, да, я получаю много внимания участвуя в игре
- Moral desteği vermek. Toby, bir kaç hafta önce hastanede göğsümdeki şarapnel çıkartılıyordu ve o halimle bile senin yaptığından daha çok katkım olmuştu bu projeye.
Тоби, пару недель назад я был в больнице, где из моей груди доставали шрапнель, и я все равно сделал больше, чем ты.
Ben Franklin hakkında yaptığımız konuşmadan biliyorum, zeki çocuksun bu yüzden sana anlayacağından emin olduğum bir açıklama yapacağım.
Из разговора о Бене Франклине я знаю, что ты умен, так что я кое-что тебе объясню, я знаю, что ты поймешь.
Suratıma karşı hata yaptığımı söyledin bu hiç mi hiç yağcı birinin yapmayacağı bir şeydi.
Ты в лицо сказала мне, что я совершил ошибку, а это максимально не похоже на подлизывание.
Herkes korkar fakat bunu senin yaptığın gibi itiraf etmek seni daha çok cesaretli yapar ve bu olumlu bir adım.
Все боятся. Но если ты признаешься в этом, как ты только что сделал, это сделает тебя только храбрее, и ты сделаешь шаг вперёд.
Birkaç yıl önce yaptığımız barbeküden kalma. Ben sağlıkta Casey de bu doktorla birlikteyken.
Она... она с барбекю пару лет назад, я тогда была парамедиком, а Кейси был помолвлен с доктором, и,...
Yaptığım şey bu.
Такой уж я человек.
Hayır, bu yaptığım bir kadının bir kadına moda önerisi yapması ve hafif bir alkol alma konusunda tavsiyesiydi.
Нет, это как-будто одна женщина дает другой женщине, модные советы и советы как употреблять алкоголь.
Bu zamana kadar yaptığım çoğu şey içinde senden özür dilerim. Arabana zarar verdiğim için ve eski fotoğraflarını yüklediğim için ve alerjini bilerek tetiklediğim için özür dilerim. Ah.
И я ещё много о чём сожалею. что выложила старые фотки прости. как толкаю тебя в океан и убиваю.
Bu sebepten yaptığımız çalışmalar onun biyolojisini öğrenmek ve onu tanımak üzerineydi.
Вот почему наша миссия в том, чтобы взять его живым,. Для изучения их биологии, чтобы понять.
Yaptığım işte beni harika kılan şey bu.
Поэтому я так хорош в том, что делаю.
Farklı kullanım ve kalite seviyeleri var ancak bu Abrasax Hanedanı'nın yaptığı en saf ve en değerli çözüm.
Оно бывает разного качества и с разными свойствами, но это самое чистое и ценное вещество, найденное Домом Абрасаксов.
Bu filmi nasıl kurtaracağımı çözmeye çalışırken olmaz. Bu film şimdiye dek yaptığım en önemli yatırım.
Не в то время, как я пытаюсь понять как спасти этот фильм, который является самой важной инвестицией моей жизни.
Mühendisliğe saygım sonsuz ama burda yaptığımız şey bu değil.
И я уважаю проделанную работу, но это не совсем то, что нам нужно.
Bu bizim yaptığımız bir şey.
у нас так принято.
Bu bizim tek yaptığımız şey, kardeşim.
Mы только так и ездим, братан.
Bu şimdiye kadar yaptığım en iyi şey. daha önceki yaptıklarıma kıyasla.
Это один из лучших поступков, который я когда-либо совершал.
Bunun gibi kitlesel yıkımlar bize burada yaptığımız araştırmaların ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü bu depremleri önceden tahmin edebilmeliyiz. Öyle değil mi?
Подобные массовые разрушения показывают важность наших исследований, ведь мы должны уметь предсказать их.
Bu yaptığımız budalalık dedim.
Я говорил, что это глупо.
Bu yaptığım şey her neyse eğlenceliydi.
Это было прикольно все это. Да, это было весело.
Okurlarımıza bu konuda açık olmak zorunda kalacağız, Mike ki bu da az bir utaç değil. Ne yaptığını açıkla.
Нам придется открыть читателям правду, Майк, и это большой конфуз.
İşte burada hayatım boyunca yaptığım hataların bir listesi var. Böylece kendimi bulduğum bu yola nasıl ulaştığımı daha iyi anlayabilirim.
Здесь список всех проступков, которые я совершил в жизни, и, возможно, так я лучше пойму, как я встал на этот путь.
Cinayetleri çözüyoruz. Yaptığımız şey bu.
Наша задача - раскрывать преступления.
- Yaptığım şey bu zaten.
- Так уж я хочу.
Bu kasette ne yaptığımı anlamamız gerekiyor, değil mi? Yani...
Надо понять, как я оказался на этой записи.
- Sadece bana güvenin. Cidden, yaptığımız şey bu mu?
Ты что, серьёзно?
David, ne var biliyor musun? Yaptığımız şey tam da bu!
- Именно этим ты и занимаешься!
Evin sadece ön yüzünün küçük bir kısmını gördüğümüzün farkındayım... ama küçükler de büyükler de Noel Baba'nın sihir yaptığı günde olduğumuzu biliyor... bu yüzden bu evin gerçek bir eve dönüşmesini sağlayabiliriz.
Да, сейчас вы видите маленькую часть фасада дома, но вы знаете, что это волшебное время Санты, поэтому превратим его в настоящий дом.
Bu yaptığımız işe yaramıyor.
Ничего не получается.
Bu yaptığımız eğlenceliydi.
Мы веселились.
Bu Glasgow'da yaptırdığım vana kontrol cihazı.
Почта это регулятор клапана, который я заказал в глазго.
Ve bugün bu çalışmamın karşılığını aldım. Firmam beni ortak yaptı.
Сегодня этот труд оправдался, меня только что сделали именным партнером.
Bu öylesine yaptığım bir şey olurdu.
Просто сделала бы это и всё
Ancak yüzüme gülümsüyorken kemiksiz dişetlerinden mememi çekip alır da parçalayıp dağıtırdım beynini. Yemin etmiş olsaydım şayet bu iş için senin yaptığın gibi.
Клянусь, не пожалев невинного младенца, я б вырвала сосок из мягких дёсен и ударила если бы обещала то что обещал мне ты.
Yaptığımız şeyin ne olduğunu net olarak bilmeden bu konu hakkında kimseyle konuşmanızı istemiyorum.
Прошу не распространяться о произошедшем, пока не будем уверены на все сто.
Bu sana yaptığım son iyilik. - Bunu yanına bırakmayacağım.
- Тебе это с рук не сойдет.
Bu ilişkiler için yaptığım bir ibre hareketi de.
- Это я так изображаю отношения.
- Ama bu kadehimi geçirdiğimiz yıllarda yaptığımız ne var ne yoksa, onlara kaldırıyorum.
- до самого конца мы будем вместе. - О-о!
Burada ne yaptığımı bile bilmiyorum. Hayatımda başka planlarım var ve bu iş planlarımda yoktu. Baban özel biriydi.
Я правда не знаю, что я тут делаю у меня были другие планы на жизнь и бокс не был их частью.
Zaten şimdi de yaptığımız bu değil mi?
В общем-то, то, что мы уже делаем?
Yaptığım şey bu.
Вот что.
Bu benim yaptığım çerçevelenmiş olan tek parça.
Это единственная, которую мы поставили в рамку.
- O nedenle, bu ülke için bizim de onun kadar şey yaptığımızı söylemek istiyorum.
Потому я и хочу доказать ему, что мы делаем для нашей страны не меньше чем он.
Sence bu yaptığın akıl kârı mı?
По-твоему, это умный ход?
Yaptığımız işte kendinizi korumanız gereken şeylerden biridir bu.
В нашей работе надо быть осторожным с такими вещами.
Bu saatten sonra artık sadece ne düşündüğümü ve ne yaptığımı dert edeceğim.
С этого момента меня волнует только то, что я думаю и делаю.
Sanırım bu tip şeyler söylememem gerekiyor ama röportaj yaptığım Korkunç Korsan Roberts'ı oldukça sevdim.
Я думаю я не должен говорить такие слова, но мне очень нравилось разговаривать с Ужасным Пиратом Робертсом.
Sana yaptığım şeyi bu yüzden söyleyemedim.
Но я не рассказала, что делала с тобой.