Yürüyor traduction Russe
1,040 traduction parallèle
Kowalski de kalktı ve motoruna yürüyor, şimdi yarışa kaldığı yerden devam edecek.
Ковальски всё ещё на ногах и двигается к своему мотоциклу, заводит его и возвращается в гонку.
Lansdowne'da işler böyle yürüyor.
Такой уж здесь, в Лэндсдауне, порядок.
Bu yaratık yeryüzünde yürüyor.
Это существо и сейчас бродит по Земле.
Evet, cehaletin gölgelerinin vadisinde... yürüyor olsam da... hukuk konusunda, şeytanla... birlikte olmaktan hep korkacağım.
Да, когда я иду через долину... в тени невежества... Я не должен бояться дьявола... так как со мной всегда закон и право.
Yer altı mezarlarının önünde dolanıp duruyorsun gidip Eyfel Kulesi'nin önünde dikiliyorsun birkaç anıtı ziyaret ediyorsun tüm köprülerden geçiyor, rıhtımın önünde yürüyor, Keşif Sarayı'nı Trocadero Akvaryumunu, tüm müzeleri ziyaret ediyor Bagatelle'in Gül Bahçesi'ni, geceleyin Montmartre'ı günün ilk ışıklarında Les Halles'ı en yoğun saatlerinde Saint-Lazare garını 15 Ağustos'un gün ortasında Concorde Meydanı'nı izliyorsun.
Ты прошёл мимо входа в Катакомбы, постоял под Эйфелевой башней, взобрался на кое-какие памятники, перешёл через все мосты, прошёл по всем набережным, зашёл во все музеи, во Дворец открытий и изобретений и в Аквариум Трокадеро, посмотрел на розы в парке Багатель, ночной Монмартр, Ле-Аль на рассвете, вокзал Сен-Лазар в час пик, площадь Согласия в полдень 15-го августа.
Yürüyor ya da yürümüyorsun.
Ты идёшь и не идёшь.
Yürüyor, duruyor... oturuyor, bir masa buluyor üzerine yaslanıyor, uzanıyorsun.
Идёшь, стоишь, садишься, занимаешь место за столиком, опираешься на него, распрямляешься.
Uyuyor, yürüyor, yaşamaya devam ediyorsun dalgın bir bilim adamının laboratuarında, bir labirente terk edilmiş fare gibi.
Ты спишь, ешь, идёшь, продолжаешь жить, как подопытная крыса, забытая в своём лабиринте рассеянным учёным.
Issız caddelerde yürüyor bodur ağaçların, boyası dökülen duvarların karanlık sundurmaların yanından geçiyorsun.
Идёшь по пустынным проспектам, мимо чахлых деревьев, облупившихся фасадов, тёмных подъездов.
İki kişi sürekli daireler çizerek yürüyor kalabalığın içine ve dışına.
Два человека постоянно двигаются по кругу, заходят в толпу и выходят.
Yürüyor...
И вот однажды...
Belki yürüyor olacaksın. Belki baharın ilk güneşli günü olacak.
Ты будешь прогуливаться, будет первый солнечный день весны, и рядом с тобой притормозит машина.
Bununla bir ilgim olmadığını bilmeni istiyorum, sadece işler böyle yürüyor.
Просто так всё идет. Само по себе. Извините, что помешал.
Yürüyor, ama şaşkın.
Он идёт. Слегка растерян.
Evet, yürüyor.
Он идёт вдоль стены.
3. Cadde'nin ulaşım evriminde her adım bir öncekini muhafazakar bir şekilde takip ederek 17. yüzyıldan geleceğe yürüyor.
Каждая транспортная инновация 3-й Авеню не была радикальной, она базировалась на том, что было заложено ещё в 17-м веке.
Ray Robinson parmaklarının ucunda yürüyor. O bir dans ustası. Hırçın La Motta ise çoğu zaman ayaklarını yerden kaldırmıyor.
Робинсон активно двигается, а Ла Мотта напирает.
Bütün Hindistan yürüyor!
Вся Индия пришла в движение!
Bütün ulus yürüyor.
Но вся нация сейчас на демонстрациях.
Neyse, sen söyle şimdi, hala yürüyor musun?
Не будем об этом. Скажи, ты все еще идешь?
Piel "wah-wah" sesi çıkaran biriyle yürüyor.
Пьель гуляет с кем-то, кто делает "Уи-Уи".
Galiba son bir kaç gündür eskisinden daha yavaş yürüyor anne.
Но знаешь, мама, он стал ходить как-то потише, чем всегда... в последние дни.
Karl-Evert ipte yürüyor!
Карл-Эверт на веревке.
Neden yürüyor?
Воттормоз.
Ama işler nasıl yürüyor bilirsin.
Ну ты знаешь, как такие вещи делаются.
Yüzünde küçük bir kene yürüyor.
Этo жe икcoдoвый клeщ.
Bay Overstreet, daha yürekten bir güçle yürüyor.
А мистер Оверстрит... Его вела другая сила. - ( смех )
"Güzellikler içinde yürüyor, gece gibi."
"Плывёт, как ночь".
"Güzellikler içinde yürüyor, bulutsuz"
" Плывёт, как ночь, красива и стройна,
- Çocuklar yürüyor ve hep birlikte el çırpıyordu.
- Да. Мальчики маршировали. - Хлопали в ритм.
Bu iş yapabilirlerle mi yürüyor?
Это что за бред еще? ! Может!
Yürüyor muyum?
Я иду?
Şimdi zorla biri yürüyor.
Никто не шевелится.
Soholu fotoğrafçı Times Meydanı'nın çamurlu yollarından ağır adımlarla yürüyor... kalçadan çekiyor ve tüm pisliklerin bir anlık görüntülerini yakalıyor.
Фотограф из Сохо пробирается сквозь грязь и слякоть Таймс-сквер, снимает от бедра и фиксирует на пленку все оттенки мусора.
Öğlen olmadan, şehir düşecek ve bizler bir kez daha Arlington'ın kutsal topraklarında yürüyor olacağız.
К полудню он падёт. И наши ноги вновь смогут ощутить возлюбленную землю отчих полей!
Evet ama yürüyor mu?
24 года! Ну и как?
Sanırım iki gecedir biraz daha yavaş yürüyor.
По-моему, в последние дни он стал ходить как-то медленнее.
Konuştukça konuşuyorsun, Quimby, ya yürüdükçe yürüyor musun?
Болтаешь много, а делаешь ли дела?
Herşey planlandığı gibi yürüyor.
Всё идет по плану.
Sekerek yürüyor.
Они дрожат при походке.
Şuna bak azametle etrafta yürüyor. Aynı kümesin horozu gibi.
[Skipped item nr. 273]
Ben nasıl yürüyor muşum?
И как я хожу?
O etraftayken sanki ince buz üzerinde yürüyor gibiyim.
Когда она рядом я хожу по тонкому льду.
Sokakta üç domates yürüyor.
Идут три помидора.
- Uykusunda yürüyor, seni ahmak.
- Он лунатик, дура.
- Olamaz! Koridorun sonuna doğru yürüyor.
Она идет по квартире
Yürüyor, yürüyor...
Она идет, идет
Yani bando neden yürüyor?
Действительно, почему оркестр должен маршировать?
Bir insanın isteyebileceği... en iyi ekip ve geminin komutasındayım, ve günışığı ile gölge arasında 200 derecelik bir farkın olduğu bir yerde yürüyor olacağım.
Я командую лучшим кораблём... с лучшим экипажем, который кто - либо мог желать... и я прогуляюсь в месте, между светлой и тёмной стороной... разница температур 400 градусов.
Bankaya doğru yürüyor.
А его напарник...
Yollar, sudan yapılmış, rüzgar ve soğuk Yaşlı bir adam yol boyunca yürüyor, mutsuz ve sıkıntılı. Kutsanmış anne Victoria için zafer!
дорожки были сделаны из воды, ветра и холода старик шел очень грустный и обеспокоенный слава к счастливой славе матери Виктории к рожденному новому, славе
yürüyorum 69
yürüyordum 18
yürüyoruz 17
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyelim mi 17
yürüyordum 18
yürüyoruz 17
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyelim mi 17