A lot of them tradutor Turco
2,432 parallel translation
I've been with cougars before, a lot of them.
Daha önce bir çok kez genç erkek avcısı kadınla yattım.
I had her grab one of the cameras from the C.I.A. outpost... and take pictures - a lot of them - of everyone and everything.
CIA görev yerindeki kameralardan birini kaptığı gibi sürüyle fotoğraf çekti. Herkesin ve de her şeyin fotoğrafını.
A lot of them thought that this tan's company could take them feel deeply in love.
Bir çoğu, böyle bir adamın eşi olmanın aşkın derinliğini hissetmelerini sağlayacağına inanırdı.
A lot of them were starting to drink and smoke and ride motorcycles and have premarital sexual experiences and all that.
Çoğu içki ve sigaraya kullanmaya motosikletlere binip evlilik dışı cinsel deneyimler gibi şeylere başlamışlardı.
Well, they're on a tight schedule, and, uh, there's a lot of them to meet.
Programları doluymuş. Ayrıca tanışmanız gereken çok kişi var.
Wow, there's a lot of them.
Onlardan bir sürü var.
That's what a lot of them are calling it back home.
... ama dünyadakilerin çoğu böyle diyor.
- A lot of them here? Forty three.
- Tayland'daki bütün Basque'lılar oradaydı.
So, you think there will be a lot of them?
Sence kalabalıklar mıdır?
A lot of them, I've known since I was a kid.
Çoğunlunu, çocukluğumdan beri tanıyorum.
You know, a lot of them head to Chicago, St. Louis, Nashville. The guy who works this corner- -
Bilirsin birçoğu Chicago, St. Louis, Nashville'e giderler.
They sure sent a lot of them here.
Amma çok göndermişler.
Captain, it is a lot of them
çok fazlalar kaptan
I killed a lot of them.
Birçoğunu öldürdüm.
A lot of them are foreign, many of them are dirty and unfortunately all of them are smelly.
Çoğu yabancı, çoğu pis ve ne yazık ki çoğu da leş gibi kokuyor.
Yeah. McCann had a lot of them stashed away in his cell.
McCann'in hücrelerinde bolca bundan vardı.
There's a lot of them inside.
Çok yavrusu var.
A lot of them had pretty hard core images on them... that were against everything in society that we supposedly hold dear... religion, politics.
Pek çoğu politika, din gibi toplumun çok yüksek tuttuğu değerlere şiddetle muhalefet yapan resimler içerirdi.
Michael, I... I know there are others who are... waiting to see which one of us will prevail, and a lot of them are betting on Thomas.
Michael, ben hangimizin galip geleceğini bekleyen kişiler olduğunu biliyorum.
A lot of them just disappeared.
Bir çoğu birden gözden kaybolmuş.
Well, there are a lot of folks who don't like people they don't know around them and their families, and farms and such.
İşin aslı, burada kendileri, aileleri ve çiftlikleri etrafında tanımadıkları insanları sevmeyen pek çok kişi var.
A lot of white people are afraid of black people. Won't look them in the eye.
Siyahlardan korkan, gözlerinin içine bakamayan çok beyaz var.
Look, I may be a lot of things, but a liar isn't one of them.
Bana bak, ben birçok şey olabilirim ama asla yalancı değilim.
There's a lot of them out there.
Hepsini haklamak zorunda değiliz.
Well, we know a hell of a lot more about them today than we did yesterday.
Onlar hakkında dünden çok daha fazla şey biliyoruz bugün.
A lot of people had a lot worse things than that happen to them.
Birçok insanın başına çok daha kötüleri geldi.
Got a lot of holes in it, but I think we can fix them and maybe make some money here.
Birkaç boşluğu var ama doldurulursa para kazanabiliriz.
Which is why at the end of the day we may have to help them, which would be a lot easier if we didn't publicly state that...
İşte bu yüzden onlara yardım etmemiz gerek, eğer böyle bir bildiri vermeseydin- -
There's not a lot of alcoholics who don't have them.
Orada çok fazla alkolik yok.
Well, so far, we're stuck at the "she said, they said." And there are a lot more of them, and they're coming off a little more - -
Şimdilik durum o öyle dedi bu böyle dediden daha ileri gitmedi ve onlardan daha bir sürü var ve tutumları sanki biraz...
The way I do these colt classes, you guys, you'll have to get them exposed to a lot of things that seem perfectly normal to you, but it doesn't seem normal to the horse.
Taylar için vereceğim bu derslerde, size oldukça normal gelen, fakat atın hiç de alışkın olmadığı birçok yeni şey göreceksiniz.
I was showing horses and thinking that everything was cool, the way I was doing things and the way I saw things being done, and I'm proud of a lot of those prizes that I won, but I'm equally ashamed of a lot of them too.
Atları sergiliyordum ve her şeyin çok havalı olduğunu düşünüyordum. Yapmakta olduğum şeylerin... Yapıldığına şahit olduğum şeylerin...
Besides, that arsehole kills a lot more of them than we do.
Ayrıca, o ibne bizden daha çoğunu öldürüyor.
Oh, Mia, I've known you for nine years, and you've worn a lot of pants in that time, and none of them have changed you in any way.
Mia, seni dokuz yıldır tanıyorum, ve bu süre içinde bir sürü pantolon giydin, ve hiç biri aslında kim olduğunu değiştirmedi.
Learning from those that came before- - them that had a lot of blood on their hands.
Bizden önce gelen o elleri kanlılardan öğreniyorduk.
The Klan boys are in our corner, There's a lot more than 10,000 of them.
Klanın adamları bizim tarafımızdalar. Onlar 10.000'den çok daha fazla.
A lot of different tracks in this one area, like a bunch of them pulled over at once.
Burada bir bölgede sürüyle kamyon izi var bir sürü kamyon aynı anda park etmiş gibi.
I've been with a lot of guys, Daniel, a lot... but none of them have touched me the way that you have.
Çok adamla birlikte oldum, Daniel. Hem de çok. Ama hiçbiri senin bana dokunduğun gibi dokunmadı.
You brought a lot of people here because of me, and you are trying them.
Benim yüzümden bir çok insanı buraya getirdiniz, yargılıyorsunuz.
A lot of guys in this town have them.
Bu şehirde bir çok adamda o dövmeden var.
Yeah, we had a lot of friends before you came along and scared them off.
Evet, sen doğup da onları korkutmadan önce bizim de bir sürü arkadaşımız vardı.
Hey, that's true. A lot of waiters say, "No substitutions," but I actually encourage them.
Ben hariç birçok garson böyle söylüyor ama yine de onları destekliyorum.
I-I-I-I have a lot of friends who do it, and they're willing to do it around me all the time, because they know I'm so cool about it and I don't judge them.
Benim bunu yapan cok arkadasim var. ve yaparken her zaman benim yanimda olmaya istekliler. Cunku benim onunla hicbir sorunum olmadigini biliyorlar.
A lot of foods require additives to keep them fresh.
Bir çok gıda taze kalması için takviyeye ihtiyaç duyar.
A lot of people are very mad that Tim has lied to them.
Bir çok insan Tim onlara yalan söylediği için kızgın.
Either into one of them or something a lot less than the person you were.
Ya onlardan biri oluyorsun ya da insanlığını kaybediyorsun.
Put in a request to the prosecutor... for arrest warrants for the lot of them?
Hepsini tutuklayabilmemiz için Savcılığa dilekçe yazın o zaman.
Hetty, you're a lot of things, but a psychic isn't one of them.
Hetty, senin bir çok yönün var ama psikoloji onlardan biri değil.
Must have taken a lot of work for them to keep you under wraps.
Seni gözlerden uzak tutması meşakkatli bir iş olmuş olsa gerek.
You spend a lot of time watching them kiss, do you?
Onların öpüşmesini izlemekle fazla meşgulsün, değil mi?
Both of them are saying that their symptoms are decreasing and they are looking a lot more happy than they did about half an hour ago.
İkisi de belirtilerin azaldığını söylüyorlar ve yarım saat öncesine göre çok daha mutlu görünüyorlar.
a lot 1589
a lot has happened 22
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
a lot more 90
a lot of money 87
a lot better 53
a lot of times 55
a lot of 45
a lot has happened 22
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
a lot more 90
a lot of money 87
a lot better 53
a lot of times 55
a lot of 45
a lot of fun 24
a lot of it 93
a lot of the time 18
a lot of stuff 16
a lot of blood 23
a lot worse 20
of them 508
a lot of it 93
a lot of the time 18
a lot of stuff 16
a lot of blood 23
a lot worse 20
of them 508