English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / All rise

All rise tradutor Turco

832 parallel translation
All rise!
Herkes kalksın!
You will please me much better, if you will all rise.
Sizlerde ayağa kalkarsanız, bizi memnun edersiniz.
Shall we all rise and sing?
Hep beraber ayağa kalkıp söyleyecekmiyiz?
All rise until His Honor has left the courtroom.
Sayın Yargıç salondan ayrılana kadar herkes ayağa kalksın.
Be quiet. - All rise!
- Herkes kalksın.
All rise!
Ayağa kalkın!
All rise.
Herkes ayağa.
The earth shall rise on new foundations We have been naught, we shall be all
Bizi hiçe sayanlar bilsin Bundan sonra her şey biziz
All rise!
Herkes ayağa.
But there's an energy crisis. We must all rise above our self-interests.
Fakat enerji krizi kişisel çıkarlarımızı unutmamızı şart koşuyor.
All rise.
Ayağa kalkın.
All rise.
Herkes ayağa kalksın.
The only reason why I was able to... tell you to get lost all this time without any fear... was because I knew... without a doubt in my mind... that you'd rise again by my side.
O zamanlar sana korkusuzca defol deme nedenim kesinlikle yanımdan gitmeyeceğini bildiğim içindi.
The only reason why I was able to... tell you to get lost all this time without any fear... was because I knew without a doubt... that you'd come back to me and rise again as the sun in my life.
O zamanlar sana korkusuzca defol deme nedenim kesinlikle yanımdan gitmeyeceğini bildiğim içindi.
Do we really have to go all the way out to the ocean just to see the sun rise?
Okyanusa gidip güneşin doğuşunu izlememiz gerekiyor mu?
I'm on my way now to Glen Arden... all set to prove they'll rise to a Parmacheene Belle.
Glen Arden'a gidiyorum... Parmacheene Belle iğnesine takılmalarını izleyeceğim.
And now, children, on this happy occasion I ask you all to rise and drink a toast to the happiness of this family.
Şimdi çocuklar, bu mutlu vesile ile hepinizin bu ailenin mutluluğuna kadeh kaldırmanızı rica ediyorum.
France is once again today the land of reason and benevolence because one of her sons, through an immense work and a great action gave rise to a new order of things based on justice and the rights common to all men.
Fransa bugün bir kez daha mantığın ve iyiliğin merkezi durumunda. Çünkü onun evlatlarından biri, adaleti ve insan eşitliğini arkasına alarak, yeni bir düzenin yükselişinin mimarı oldu.
Men like yourself — German, or of German ancestry — rise up with all the might and power of the great German people behind you conscious of the sacred duty that binds us all together... and in the knowledge that he who doesn't forget his people... will not by his people be forgotten.
Sizin gibi insanlar — Alman ya da Alman soyundan gelenler — bütün büyük Alman halkının gücü ve kuvvetini arkanıza alarak bizi bir araya getiren korkunç görevlerin bilinciyle... onun halkını unutmayacağını ve ve halkının da onu unutmayacağını bilerek.. ayaklanın.
Good. You know, even if the spirit of adventure should rise up before me and beckon, even in the form of that alluring young woman in the window next door, I'm afraid that all I'll do is clutch my coat a little tighter, mutter something idiotic and run like the devil.
Macera ruhu karşıma çıkıp beni çağırsa bile, hatta yan dairenin penceresindeki çekici, genç bir kadın şeklinde bile olsa sanırım sadece paltomu biraz daha sıkı örter, aptalca bir iki söz fısıldar...
Joyful, all ye nations rise
Yükseliyor bütün uluslar sevinçle
All rise!
Herkes ayağa kalksın!
Foul deeds will rise... though all the earth o'erwhelm them to men's eyes.
Kötü işler gömülse de yerin dibine, çıkar bir gün insanların gözü önüne.
Doctor, I have seen her rise from her bed, throw her night-gown upon her, unlock her closet, take forth paper, fold it, write upon't, read it, afterwards seal it, and again return to bed ; yet all this while in a most fast sleep.
Doktor, yatağından kalktığını gördüm, hırkasını giydi, çekmecesini açtı, bir kağıt çıkarıp katladı, birşeyler yazdı üstüne, mühürledi ve yattı. Derin uykular içindeydi bütün bunları yaparken.
All right, Charley, rise and shine.
Pekala Charley, kalk bakalım.
"Joyful all ye nations rise,"
"Siz milletlerin yükselişi ne mutlu..."
"Joyful, all ye nations, rise,"
"Siz milletlerin yükselişi ne mutlu..."
I simply couldn't rise to the occasion, that was all.
Ortama ayak uyduramadım o kadar!
"Foul deeds will rise, though all the world o'erwhelm them, to men's eyes."
"Bütün dünya istilaya uğrasa bile, pis işler artacak, erkeklerin gözlerine."
Would you rise and move forward to join the rest of us as we will all move forward during the coming term in the eternal search for truth and beauty.
Ayağa kalkıp ilerleyerek bize katılırmısınız hepimizin önümüzdeki dönem boyunca gerçeği ve güzelliği arayıp ilerleyeceği gibi.
Early to bed, early to rise and never known sickness at all,
# Erken yatar, erken kalkar Hastalık nedir bilmez hiç
Let's hope no wind will rise All that wheat...
Dua edelim de rüzgar yön değiştirmesin. - Bütün tahılımız burada- - - Umalım da rüzgar yön değiştirmez!
On behalf of all the city a monument of honor will rise.
Tüm şehir adına burada bir onur abidesi yükselecek.
All right, you birds, rise and shine!
Tamam sabah kuslari uyanin!
Angel voices bid ye rise Oh come ye all where Jesus lies
Meleklerin şarkı sesleri yükselecek Oh İsa'nın yattığı yere gelin
All are going to rise again... and come smiling home and tell their wives...
Hepsi kalkacak yine ayağa Gülerek varacaklar eve, anlatacaklar eşlerine :
I declare crazy all soldiers, who faced with eternity will not rise against anarchy if necessary. "
"Anarşizmle savaşmayan tüm askerler aklını kaçırmıştır."
And when you rise out of the waves to greet them may all their damn ships crash on these round, hard rocks.
Ve sen onları karşılamak için dalgaların içinden çıktığında bütün kahrolası gemileri sert kayalara çarpıp parçalanır.
Yes, he will rise on Judgment Day at the resurrection of us all!
Hepimizin yeniden dirileceği günde!
Rise all hands amidships, we've a stowaway!
Güvertedekileri uyar. Bir kaçak yolcumuz var!
When the people of Latvia rise up and call for help my organisation with all its resources will be right there.
Letonya halkı ayaklanıp, yardım istediğinde organizasyonumuz, bütün kaynaklarıyla onlara yardım edecek.
All rise.
Hükümlerinizi dinleyin.
We are all consuming and stronger fighters if we were to rise up as a group.
Bir örgüt olarak yükselişe geçeceksek yakıcı ve güçlü savaşçılar olmak zorundayız.
On August 1, the Polish underground army inside Warsaw did rise, though they did not all support the London government.
1 Ağustosta, Varşova'daki Leh yeraltı örgütü çağrıya kulak verdi. Londra'daki hükûmetin destekçisi değildiler.
The class struggles of the long... revolutionary epoch... inaugurated by the rise of the bourgeoisie... develop inseparably from historical thought, dialectics, thought which no longer stops at an investigation of the meaning... of what is, but rises to the knowledge of the dissolution... of all that is ; and in the movement dissolves all separation.
Burjuvalarin yükselisiyle baslayan uzun devrim çaginin sinif çatismalari, diyalektik "tarih düsüncesi" yle artik var olanin anlamini arastirmaktan memnun olmayan fakat var olanin yerini almayi ögrenmeye çabalayan ve süreç sirasinda her bölünmeyi kiran düsünce art arda gelismistir.
I'd feel all the heat in my belly rise up through my chest and burst out my throat.
Tüm sıcaklığın karnımdan göğsüme doğru yükselmesini ve boğazımdan çıkmasını hissederdim.
If only we could stay out all night and watch the moon rise.
Keşke bütün gece burada kalıp... ayın doğuşunu izleyebilsek.
Let all the slaves rise up!
Bütün esirler ayağa kalkıyor!
THE BELL OF FREEDOM IS RINGING! LET ALL THE SLAVES RISE UP!
ÖZGÜRLÜK ÇANLARI ÇALIYOR!
Rise, you all.
Kalkın hadi!
All this gave rise to rumours that there's a place in the Zone... where wishes come true.
Tüm bunlar Bölge'de bütün dileklerin gerçekleştiği bir yerin olduğuna dair söylentileri artırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]