All weekend tradutor Turco
1,165 parallel translation
If you're gonna worry about Billie all weekend...
Tüm meselenin uzaklaşmak olduğunu sanıyordum.
Sir, the thing is, she's at my place and she had her stomach pumped because she was given some drugs and she's been sick all weekend.
Şey efendim, benim evimdeydi, birileri ona uyuşturucu vermiş... midesini yıkadılar, bütün hafta sonu hasta yattı.
hasn't come out of his shack all weekend.
Bütün hafta sonu kulübesinden çıkmadı.
You said you were going to be away all weekend!
Bütün hafta sonu evde olmayacağını söylemiştin!
- You said you'd be away all weekend! - Oh!
Tüm hafta boyunca uzakta olacağını söylemiştin.
You were with your mom all weekend?
Bütün hafta sonu annenle miydin?
Reese, we couldn't do anything all weekend.
Reese, bütün haftasonu hiçbir şey yapamadık.
Mom's been sick with the flu all weekend.
Annem bütün haftasonu gripti.
Mom slept all weekend.
Annem bütün haftasonu uyudu.
I've been here all weekend and early this morning went over every X-File in the cabinet there.
Bütün hafta sonunu ve bu sabahı Gizli Dosyalar dolabındakileri inceleyerek geçirdim.
All weekend passes are cancelled.
Tüm haftasonu izinleri iptal edildi.
My dad shuts himself up in his study all weekend... and my mom gets loaded, waiting for him to come out.
Babam bütün gün çalışma odasına kapanıyor. Annem de içip onun odadan çıkmasını bekliyor.
I'll be at my lake house all weekend.
Hafta sonu kır evimde olacağım.
I'm gonna have to recatalogue all weekend.
Bütün haftasonu yeniden düzenlemek zorunda kalacağım.
Don't complain when you left me here all weekend!
Şikayet etme. hafta sonu beni bıraktın!
Well, she's only having this big party, all weekend, cos her parents are away, and she knows The Clash!
Bu hafta sonu bu büyük partiyi veriyor. Çünkü ailesi uzakta, ve Clash'i biliyor.
It's amazing to me how civilized you've been behaving all weekend.
Bütün hafta sonu bana böylesine medeni bir şekilde davranmış olman çok etkileyici.
He's on location all weekend.
Adam bütün hafta dışarıda.
I haven't seen you all weekend.
Bütün hafta sonu seni göremedim.
We thought you had decided to hide in your hotel room all weekend.
- Aslına bakarsanız biz yeni geldik.
Instead of driving back and forth all weekend, sleep over.
Bütün hafta sonu gelip gitmektense burada kal.
- We're working all weekend? - You're kidding.
- Bütün hafta sonu çalışacak mıyız?
That's the last thing I'm saying all weekend.
Bu hafta sonu bir daha konuşmuyorum.
I FEEL LIKE I HAVEN'T SEEN YOU ALL WEEKEND.
Seni tüm haftasonu görmemiş gibiyim.
We can hang out all weekend.
Bütün hafta sonu takılırız.
Those guys are picking us up in less than an hour... and if you're gonna act like this all weekend... maybe we should just tell'em we can't go.
Elemanlar bir saat içinde almaya geliyorlar... ve eğer tüm hafta sonu böyle yapacaksan... belki de gelemeyeceğiz dememiz lazım.
- Will they be gone all weekend?
Haftasonu için mi gidiyorlar?
We can't do this all weekend.
Bütün haftasonunu böyle geçiremeyiz
- I have to work all weekend.
- Tüm hafta sonu çalışmak zorundayım
You think I'll be stuck like this all weekend?
Tüm haftasonu böyle lanet bir halde mi kalacağım?
But let's put all that behind us and enjoy our weekend together.
Hepsini bir kenara bırakalım ve haftasonu eğlenmeye bakalım.
He's away for the holiday weekend. All right.
Hafta sonu tatiline çıkmış.
This weekend's all about us, not him.
Bu hafta sonu bizim, onun değil.
All working on a weekend.
Hafta sonu mesai yapıyorlar.
You know, getting ready for the big weekend and all.
Büyük haftasonu için hazırlık yapmak filan.
All right, here's what I want. The guys are thinking of going to Myrtle Beach for a weekend for golf.
İstediğim şu ; çocuklar bir hafta sonu golf için Myrtle Plajı'na gitmek istiyorlar.
All right then, you go this weekend.
Peki o zaman. Bu hafta sonu git.
It was all just going so fast- - the hotel and that weekend, meeting your parents.
Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki... otel ve o hafta sonu annenlerle tanışmam.
If Berman's exercise lasts all weekend, there's no way to get the guns out. - The only way is if it finishes early.
Eğer gecikirsek bu şansımızı da kaybederiz.
All of us were there that weekend.
O hafta sonu hepimiz oradaydık.
Maybe we can all go to retroland next weekend, the three of us.
Belki haftaya hep beraber Retroland'a gideriz, üçümüz.
And I want to hear all about the weekend.
Hafta sonuyla ilgili her şeyi dinlemek istiyorum.
And there was this one time, and it was a Friday and we were supposed to go for the weekend, just me and my mom because my dad had all this work to do.
Ama bir defasında, bir cuma günü yalnız annem ve ben onu ziyarete gidecektik. Çünkü babamın işi vardı.
Now all I have left are weekend visits and a few treasures from their childhood.
Sadece hafta sonu ziyaretleri ve çocukluklarından kalan hazinelerle idare ediyorum.
I just want to get started. I listed all the things we say we're gonna do on weekends... but when it comes around... you say they're too boring to actually do on a weekend day.
Hafta sonu yapacağımızı söylediğimiz, ama hafta sonu..
This is an all-weekend, stay-overnight thing.
Bütün hafta sonu, bir gece kalmalı.
- THE WEEKEND. ALL RIGHT.
Peki,
All right, all right, but you guys gotta see if you can sleep over for the rest of the weekend.
Tamam, tamam, fakat hafta sonu bende kalabilir miymişsiniz bir bakın bakalım.
I just don't think I can stay in the city over the weekend with all these memories of Pepper.
Tüm haftasonu boyunca Pepper'ın anılarıyla kalacağımı düşünemiyordum.
Thea, something's come up, and I don't think I'll be able... to make it out there this weekend, but you all have fun... and I'll call you when I get a chance.
Thea, işim çıktı ve sanırım... bu hafta sonu gelemeyeceğim, siz eğlenmenize bakın... ve ilk fırsatta seni arayacağım.
You were with Josh all weekend?
- Josh'laydın...