And maybe tradutor Turco
29,326 parallel translation
Have you noticed that you're alive, and maybe you'd like to stay that way?
Hayatta olduğunun ve öyle kalmak isteyebileceğinin farkın da mısın?
Something is trying to tell us to leave, and maybe it's time we listen and go.
Bişey bize gitmemizi söylemeye çalışıyor, belkide dinleyip de gitmemizin zamanıdır.
- And I know things, and maybe we could figure this out.
- ve şeyleri biliyorum, ve belki bunu çözebiliriz.
You come to the concerts, you know, and maybe that'll make you change your mind- -... a little bit.
Konserlere gel bu belki fikrini değiştirir. Belki biraz.
Maybe it's because he needs me, and maybe it's because you're so damn sure that you don't.
Belki bana ihtiyacı olduğu için belkid e sen bana ihtiyacın olmadığından adın gibi emin olduğun için.
[in German] And maybe a little something else on top, hmm?
Belki üstte başka bir şey daha vardır.
♪ And maybe more. ♪
# Ve belki daha da fazlası. #
Well, hurry on up then, and maybe we can be teammates.
Acele edersen takım arkadaşı bile oluruz.
When you told me about Sarah's Ambien defense, I went to the pharmacy closest to her home, figured I'd get some B-roll for tonight and maybe talk to the pharmacist.
Sarah'ın Ambine savunmasını sana söyleyince evine en yakın eczaneye gittim bu gece için bir görüntü almayı düşünerek belki de eczaneciyle görüşürüm diye.
Building the instruments is hard and maybe if you haven't done enough test time and you're thinking to yourself, my goodness, you know, this is going to go in another one of these damn rockets.
Gereçleri inşa etmek zor. Yeterince uzun süre test yapmadıysanız "aman Tanrım" diyorsunuz. "Bu da o lanet roketler gibi güme gidecek."
And maybe some ice.
Biraz da buz getirsen olur aslında.
- But maybe there's a way to keep and he would expect the entire family to support my decision.
- Belki de şirketi kaybetmememizin... Kararıma tüm ailenin destek vermesini isterdi.
Maybe'cause I'm, like, informed and stuff.
Çünkü bilinçli bir insanım.
It stinks, it's huge and he doesn't have a helmet. Uh, maybe if Alangulon were the fruit of your loins, Craig, your opinion would actually matter here.
Ya Alangulon senin kasıklarının meyvesi olsaydı, Craig senin fikrin burada önemli olabilirdi.
And if she's saying she saw a boy, maybe he's still there.
Ayrıca, bir oğlan gördüğünü söylüyorsa ; belki de oğlan hala oradadır.
If Emily wasn't upset and we parted friends then maybe she'd recommend me as a chauffeur or working with cars or something.
Emily üzülmeden yarenliğimiz biterse belki sonra şoför olarak beni tavsiye edebilir ya da arabalarda veya başka bir yerde çalışabilirdim.
Maybe you were angry she was sleeping with your husband? And you killed her like Dad taught you to.
Belki de kocanla yattığı için ona kızgındın ve babanın sana öğrettiği şekilde onu öldürdün.
So maybe Jackie Black and all the rest of her story is just about finding one man to save her from another. is just about finding one man to save her from another.
Belki Jackie Black hikâyesi ve diğer herşey onu diğerinden kurtaracak başka bir adam bulmak içindi.
Well, Shawn has to do hers, too. And actually, Neil might meet us, maybe. And actually, Neil might meet us, maybe.
Belki Neil'de bizimle orada buluşacak olabilir.
And then maybe I'll teach you how to gut it.
Sonra belki sana, içini temizlemeyi öğretebilirim.
You know, now this case is closed, maybe we should spend some more time together, and we can maybe work on some of our trust issues, you know...
Artık dava kapandı, belki de beraber biraz vakit geçirmemiz gerek. Ayrıca aramızdaki bazı güven sorunlarına eğilebiliriz.
Maybe it's not a bad idea if we go and speak with Dr. Larson.
Belki de gidip Dr. Larson'la konuşsak iyi olur.
And maybe some of these.
Belki biraz da bu.
You know, I was thinking, if scientists could find out what makes Turritopsis dohrnii immortal and apply it to humans, maybe we could live longer.
Düşünüyordum da, bilimadamları ölümsüz denizanalarını ölümsüz kılan şeyi bulup insanlara uygularlarsa belki daha uzun yaşayabiliriz.
Maybe she changed her identity and became someone else.
Belki kimliğini değiştirip başka biri olmuştur.
In the room, when we talked, and on the phone, when you told me you were pregnant... I thought maybe there might be a chance for us.
Telefonda konuştuğumuzda, belki ikimiz için bir şans olabilir diye düşünmüştüm.
Did you ever stop to think that maybe your chair is the only one that's straight and everybody else's is crooked?
sadece senin sandalyenin düzgün olduğu ama diğerlerinin bozuk..... olduğunu düşündün mü?
You reset an AI that's been running every facet of our lives since long before I was born, and not to mention every mission... Before you were born, maybe.
Ben doğmadan uzun zaman önce, hayatımızı etkileyen tüm yapay zeka programına reset attığını mı söylüyorsun, görevlere vereceği sen doğmadan önce belki.
And I need you to go home right now, pack a bag, go to your mother's for a few days, maybe a week.
Şimdi eve gitmeni ve bir çanta hazırlayıp bir kaç günlüğüne hatta belki bir haftalığına annenlere gitmeni istiyorum.
Ten miles a second, maybe two hours, you know, and a bit.
Saniyede 10 kilometre, Belki iki saat, biliyorsun ve biraz.
Maybe it's because the spuds have eyes and have been watching us.
Belki de, patateslerin gözleri var ve bizi izliyor.
Well, maybe Quill can have a meeting with herself about the both of you and be done with it.
Belki Quill ikiniz hakkında bir görüşme yapar ve iş çözülür.
- Maybe it's date and time.
- Belki tarih ve saattir. - Dewey.
Sheri, maybe, can I suggest you separate out the drink talking and you talking?
Sheri, rica etsem alkolik konuşmanla normal konuşmanı ayırabilir misin?
If he fancied some water sports while he was full on cocaine and amphetamines and tequila, well, maybe that's the real issue here. What do you think?
Su sporlarını kokain, amfetamin ve tekilayla yapmayı seviyorsa belki de asıl sorun buradadır.
I know you got drunk, I know you passed out, but did Ruben maybe skip the swim and just come to bed beside you?
Birinin orada uyuduğunu fark ettim. Sarhoş olduğunu ve sızdığını biliyorum. Ama belki Ruben yüzmeyi es geçip senin yanına, yatağa gelmiştir.
About 5'10 " maybe, and his eyes were kind of intense.
Boyu 180 santimetre civarındaydı. Ve bakışları keskindi.
Maybe he and I can go out for beers - before a flight. - Mm.
Belki de o ve ben, uçuştan önce birer bira içmeye gidebiliriz.
And after that, maybe you could... oh, I don't know, lose a little weight?
Ondan sonra da belki nasıl söyleyeyim, biraz kilo mu versen?
Who picks up a copy of Don't Shake the Baby and thinks to themselves, " Oh... maybe there's more to this.
Kim Bebeği Sarsmayın'ı alıp şöyle düşünür ki... " Belki daha fazlası da vardır.
You'll be having dinner with my mother and she'll go, " Ah... maybe I will have some chocolate cake.
Annemle yemek yersiniz, söze başlar... " Biraz çikolatalı pasta yiyeyim.
Maybe your god and your god are the same god, but...
Belki senin tanrınla seninki aynı tanrıdır, ama...
And if that upsets you, well, maybe you're just getting your period.
Ve eğer bu sizi rahatsız ediyorsa, büyük ihtimalle adet olmuş olabilirsiniz.
Maybe his car was stolen, and the creep took it for a joyride.
Arabası çalınmış olabilir, ve aşağılık herif çalıntı bir arabayla bunu yaptı.
Maybe you can turn the tables and use me for something.
Belki de durumu tersine çevirip bir şey için beni kullanabilirsin.
Okay, so, maybe I got back together with Ross just to make Danny jealous, Because maybe I'm still hoping he'll apologize, admit he was completely wrong, and we get back together.
Ross ile Danny'i kıskandırmak için yeniden çıkmaya başlamış olabilirim çünkü hâlâ Danny'nin özür dileyip tamamen hatalı olduğunu itiraf etmesini ve yeniden çıkmamızı umuyorum.
I know it's hard especially now, but maybe the best thing is to take a little time away from the work and refill the well.
Zor olduğunu biliyorum, özellikle de şimdi ama belki de en iyisi işinden biraz uzaklaşıp kafanı rahatlatmaktır.
Maybe on your way home you can stop at the DMV and ask if they'll let you steal some cars.
Dönüş yolunda Motorlu Taşıtlar İdaresi'ne gidip araba çalmama izin verin de istersen.
You want to maybe go down to the shop with your dad and pick some up?
Belki babanla beraber dükkana... gidip biraz almak istersin?
- Maybe not, but Jessica, I have watched you my whole career, and this is the first time that you've ever backed away from a fight.
Belki değildir Jessica ama seni kariyerim boyunca izledim ve ilk kez bir kavgadan geri adım attığını gördüm.
And I thought maybe we could get facials and do yoga and talk in long, discursive sentences.
Diyorum ki belki gidip yüz bakımı yaptırabilir yoga yapıp uzun uzun havadan sudan konuşabiliriz.
and maybe not 16
maybe 16487
maybe later 400
maybe one day 85
maybe it's better this way 17
maybe not tomorrow 22
maybe another time 111
maybe not today 46
maybe next time 255
maybe next week 45
maybe 16487
maybe later 400
maybe one day 85
maybe it's better this way 17
maybe not tomorrow 22
maybe another time 111
maybe not today 46
maybe next time 255
maybe next week 45
maybe i don't 50
maybe i do 116
maybe someday 76
maybe it's me 32
maybe i won't 28
maybe i am 188
maybe it won't 17
maybe you should be 18
maybe i did 99
maybe i will 247
maybe i do 116
maybe someday 76
maybe it's me 32
maybe i won't 28
maybe i am 188
maybe it won't 17
maybe you should be 18
maybe i did 99
maybe i will 247