Maybe it tradutor Turco
42,119 parallel translation
Maybe it's not about money for her.
Belki de derdi para değildir.
Maybe it was a walrus or something.
Belki bir deniz sürünüydü.
Maybe it's time to make a change.
Belki de değişme vakti gelmiştir artık.
- Or maybe it's the other way around.
- Ya da belki de öbür tarafta.
I thought if I just lay there, maybe it'd go away.
Belki bir süre beklersem hepsi geçer diye düşündüm.
That's because maybe it's them!
Belki de onlar yüzündendir!
Ares or no Ares Maybe it's just, who they are.
Ares yüzünden veya değil. Belki de yaradılışları böyledir.
Maybe it's not that I don't know what to do the whole day, it's that I don't know what to do in the next hour or the next minute.
Belki tüm gün ne yapacağımı bilmediğimden değil, Bir saat sonra ne yapacağımı bilmediğimden, ya da bir dakika sonra ne yapacağımı bilmediğimden değil.
Maybe it's not a bad idea to have ATF out there with us.
Belki de Ateşli Silahlar Bürosu'nu yanımıza almak kötü fikir değildir.
Well, maybe it's not such a good idea for your face to be a dick right now.
Belki şimdi öküzlük yapmak senin için iyi bir fikir değildir.
Always cow-eyed about your sainted mother. Or maybe it's about time you know about your mother.
Rahmetli annen konusunda gözleri daima acıklıydı ya da belki annenin hakkındakileri öğrenme vaktin gelmiştir.
Uh, maybe it means something to you.
Sizin için bir şey ifade edebilir.
Maybe it was a mask.
Belki de bir maskeydi yani.
Yeah, maybe it is.
Evet, belki öyledir.
Or maybe it's not.
Belki de değildir.
Yes, and I was thinking maybe it's time we paint.
Evet, düşünüyordum da belki badana vakti de gelmiştir.
Maybe it was inappropriate, handing out invites on the first day, but Renata's a planner.
Daha ilk günden davetiye dağıtmak uygunsuzdu belki ama Renata böyledir.
And Ed's not a neurotic guy, so maybe it is me.
Ki Ed nevrotik bir adam değildir. O yüzden belki de sorun bende.
I don't know. Maybe it's a little bit about both.
Bilmiyorum belki de ikisinden de biraz.
And maybe it's just a random signal cross?
Belki de sadece bir sinyal çakışmasıdır?
Maybe it's his way of coping.
Belki başa çıkmak için bir yoldur.
Well, if this is leverage that... Galinda is using against Mangels, maybe it's leverage that we can use against Mangels.
Eğer Galinda bunu Mangels'a karşı kullanıyorsa belki biz de ona karşı kullanabiliriz.
- Well, maybe it should.
- Belki de korkutmalı.
Or maybe it'll rip this thing apart!
Ya da belki de bu şeyi parçalar!
I thought maybe it would remind you of your dad.
Belki sana babanı hatırlatır diye düşündüm.
Maybe it was an argument with his tailor?
Belki de terzisiyle aralarında bir sorun vardı, olamaz mı?
Maybe it's a good thing I'm borrowing you, then.
Belki de bununla sana borçlanırım.
If it is, maybe it's because there's too much of it.
Ancak olsa olsa çok fazla olduğu için sorun olur.
Maybe it's'cause they're babies, they're innocent, they don't know any better, or they can be raised in some way, or maybe they just consume their souls.
Belki bebek olduklarından masum olduklarından, bir şey bilmediklerinden veya bir şekilde yetiştirilebileceklerinden veya ruhlarını tüketebilecekleri içindir.
Maybe it is all changing.
Belki de her şey değişiyordur.
Maybe we should do it.
- Yapmalıyız belki de.
Maybe I could give it to the church instead?
Onun yerine belki kiliseye verebilirim.
Maybe if the five of us could find the heart, - we could kill it.
Beşimiz kalbi bulabilirsek öldürebiliriz belki.
Maybe we can distract it?
- Dikkatini dağıtabilir miyiz belki?
But maybe there was another reason she removed it.
Belki de tasmayı çıkarmasının başka bir sebebi vardı.
Like, it's better to actually sit on that footage until, like, maybe episode ten, and then let people decide then if you're guilty or not.
O görüntülerle bi'10 bölüm oyalayıp ondan sonra suçlu olup olmadığına karar vermeli izleyiciler.
But maybe let's make him pay it tomorrow, you know?
Ama yarın ödese nasıl olur?
- Well, I just think maybe I'm a little sensitive because it's Valentine's Day and I don't really want to hear about Jerry all day long.
- Belki de bugün Sevgililer Günü olduğu için biraz hassasım, bu yüzden Jerry lafı duymak istemiyorum bütün gün.
Maybe this school isn't as great as you think it is.
Belki de bu okul düşündüğün kadar harika değildir.
Sabrina Rodriguez told me that you can't even get it up, puto maricon, and the way you be all up in Ezekiel's business, maybe you got the hots for my boyfriend.
Sabrina Rodriguez bana aletini kaldıramadığını söyledi puto maricón. Ve Ezekiel'a düşkünlüğüne bakılırsa, belki de erkek arkadaşıma âşıksın.
Maybe you could sort it out with them at your favorite strip joint...
Belki de bunu striptiz klübündekilerle halledersin.
Maybe she did, but I started to get insecure about it, and then I got jealous and moody.
Belki gördü ama bu konuda güvenimi kaybetmeye başladım. Sonra da kıskançlık ve aksilik.
It would've been nice if the conversation after had been about the failure of counterinsurgency, or why we seem so desperate to be at war all the time, or how maybe what we're doing is just making more enemies all in the name of keeping America safe.
Daha sonra kontrgerillanın başarısızlığı veya neden savaşa bu kadar meraklı olduğumuz veya Amerika'nın güvenliğini sağlamak adına yaptığımız şeylerin nasıl olup da daha fazla düşman kazandırdığı hakkında bir tartışma başlatsa iyi olurdu.
Maybe a week or two, that's it.
sadece bu.
Amabella, do you think it was an accident, maybe? An accident?
- Amabella, sence bir kaza olmuş olabilir mi?
Or maybe she made you think it was.
Ya da öyle düşünmeni sağlamıştır.
Or maybe I'm here to entertain you, so you can laugh at my clumsiness, my freakishness, is that it?
Veya belki seni eğlendirmek için buradayım, sakarlıklarıma ve garipliğime gülesin falan, Bu mudur?
I am suggesting that we help each other by an alliance of pirates and slaves, bring down Nassau, maybe bring it all down.
Köleler ve korsanlardan bir ittifak kurup birbirimize yardım ederek Nassau'yu, hatta her yeri alaşağı etmeyi öneriyorum.
It will be days, hours maybe, before he finds a way to set his feet beneath him and retrench.
Tekrar toparlanıp, savunmasını güçlendirecek bir yol bulması belki günler belki de saatler sürer.
Okay, "forced himself" maybe is the wrong word, but I hated every minute of it.
Tamam, belki "zorladı" demek yanlış olabilir. Ama her saniyesinden nefret ettim.
But then, maybe you can tell me about it later.
Ama... Belki sen bana sonra anlatırsın.
maybe it's better this way 17
maybe it's me 32
maybe it won't 17
maybe it isn't 28
maybe it's for the best 67
maybe it does 31
maybe it is 190
maybe it's time 38
maybe it's true 24
maybe it's my fault 16
maybe it's me 32
maybe it won't 17
maybe it isn't 28
maybe it's for the best 67
maybe it does 31
maybe it is 190
maybe it's time 38
maybe it's true 24
maybe it's my fault 16