And quiet tradutor Turco
4,569 parallel translation
Be good and quiet.
Uslu durun ve sessiz olun.
And quiet... and peaceful.
Sessiz ve huzurlu.
Let's all just close our eyes, block out all sound, and quiet our minds.
- Baştan almayın. - Gözlerimizi kapatalım diğer seslere kendimizi kapatalım ve zihnimizi dinginleştirelim.
A bit of peace and quiet.
Biraz huzur ve sükunet.
It's all nice and quiet.
Her şey sessiz ve güzel.
Well, I came down here for a bit of peace and quiet, that's what.
Biraz huzur ve sessizlik bulmak için aşağıya, buraya indim işte.
He wants peace and quiet.
Sessizlik ve huzur istiyor.
You hiding in here? Just looking for a little peace and quiet so I can concentrate. No.
Burada mı saklanıyorsun?
A patient needs peace and quiet to recover!
Bir hastanın huzura ihtiyacı vardır!
Hush and quiet.
- Sus ve sessiz ol.
And quiet.
Ve de sessiz.
I am just gonna read my book. Because I could use some peace and quiet to decompress, you know?
Ben kitabımı okuyacağım çünkü sakinleşmek için biraz huzur ve sessizlik işime yarar, anlıyor musun?
Ah, no peace and quiet. When you are commander in chief.
Ah, Sen şef olduğundan beri hiç huzurumuz kalmadı.
Look, I'll make good with Mrs. S. and we'll take Kira somewhere quiet, yeah?
Bayan S ile aramı düzeltip Kira'yla beraber sessiz sakin bir yere gideceğiz.
We'd sit in the quiet of my apartment where no one was yelling at me, and I could think and write.
Kimsenin bağırıp çağırmadığı sessiz evimde oturur düşünüp yazı yazabilirdim.
So you want me to be quiet and stealthy.
Yani sessiz ve sinsice davranmamı istiyorsun.
And then it's pretty quiet for a few minutes,
Sonrası bir kaç dakika boyunca sessizlik.
- Be quiet and listen.
- Sessiz ol ve dinle.
- Be quiet and sit down.
- Sessiz ol ve otur.
She said he was a model patient, quiet, and they thought he must have been some kind of geneticist but by the time they got to him, his brain was fried.
Onun örnek bir hasta olduğunu söyledi. Sessizmiş. Onun bir çeşit genetikçi olduğunu düşünüyorlarmış.
Give it a few minutes and, um, we'll take him outside for a quiet chat.
Birkaç dakika bekleyelim. Sonra dışarda biraz sohbet ederiz.
Maybe Jackar planned to do this and just kept quiet. Or...
Belki bunu Jackar planladı ve sessiz kaldı.
This levels the playing field. We'll go in small and quiet- - just Nikita and Sean. Great.
Güzel, az kişiyle sessizce gideceğiz.
And if we get stopped, stay quiet.
Durduğumuzda sessiz ol.
- Now just keep quiet and listen.
- Şimdi sesini çıkarma ve beni iyi dinle.
Keep quiet and let a nigger sleep.
Sesini kes de zenci uyusun artık.
How'bout you just keep quiet? We were just driving by and we saw the lights.
Sadece buradan geçiyorduk ve ışıkları gördük.
And, if we're quiet, we can catch- - uh, see them.
Eğer sessiz olursak, Onları yakalaya.... Görebiliriz.
Father Santoya put two and two together about the thefts, and she killed him to keep it quiet.
Peder Santoya hırsızlık hakkında durumu anlamış olmalı kızda onu sessiz kalması için öldürdü.
We get quiet for one minute, and you guys Think that we're obsessing about the relationship.
Biz azıcık sessizleşince hemen ilişkimize dair bir şeyler olduğunu düşünüyorsunuz.
You have to keep quiet and keep your head down, and act like it's working.
Yalnız sessiz olman ve dikkat çekmeyip, sanki tedavi işe yarıyormuş gibi durman lazım.
Once we quiet our minds and heighten our...
Zihnimizi sakinleştirirsek ve farkındalığımızı...
And the quiet went perfectly with the not moving.
Ve sessizlik, kımıldamamakla müthiş uyumludur.
Point being, I'd like to give up police work and enjoy a quiet, peaceful life with your mother at my side.
Demek istediğim, polislikten ayrılmak ve yanımda annenle sakin, huzurlu bir hayatın tadını çıkarmak istiyorum.
You got him back into the car, then found a quiet street in Oxford where you dumped his body to be taken for the victim of a hit-and-run.
Kocanızı arabanın arkasına atıp Oxford'da sakin bir cadde buldunuz. Cesedi yere bırakıp bir vurup kaçma gibi görünmesini sağladınız.
H-he was quiet the whole ride there... till we parked, and then he, um- - he- - he tells me to get in the back.
Bütün yol boyunca sessizdi ta ki park edene kadar. Sonra o bana arkaya geçmemi söyledi.
To have a quiet moment with my father and Amanda.
Babam ve Amanda'yla huzur içinde birkaç dakika geçirmek için.
You are not here to improve office layout, you're here to keep quiet, pretend like you're working, and steal five to ten vitamin waters from the break room at the end of each day.
Ofisteki düzeni iyileştirmek için burada değilsin sessiz olup çalışıyormuş ayağına yatmak ve her günün sonunda 5 ila 10 arası vitaminli suyu dinlenme odasından çalmak için buradasın.
It's all quiet and everything, like a mole, underneath the ground.
Her yer sessiz falan... Köstebek gibi yerin altındasın...
I said I don't remember and I certainly don't want to talk about it, so do be quiet!
Dedim ya hatırlamıyorum diye. Hem konuşmak istemiyorum, o yüzden sessiz ol.
Anything quiet and still I'm fine with.
Hareket etmeyen ve ses çıkarmayan herşey uyar bana.
And by you keeping quiet, makes me think you were in on it.
Sen de bu işte suskun kalarak bana senin de dahil olduğunu düşündürtüyorsun.
And the job offer was to keep him quiet.
Sessiz kalması karşılığında iş verilmiş.
He was quiet and a loner, but brilliant.
Profile uyuyor mu? Sessiz sakin ama müthiş zeki biriydi.
Okay, okay, just keep the lights off and try to be quiet.
Tamam, tamam, ışıkları söndür ve sessiz olmaya çalış!
I'm trying to be as quiet as possible because I hear people outside and they sound like her.
Mümkün olduğu kadar sessiz olmaya çalışıyorum çünkü dışarıdaki insanları duyabiliyorum ve onun gibi ses çıkarıyorlar.
Maybe being quiet and keeping to yourself is how it works in the Mills family, but that's not how the Dawsons do it.
Belki sessizleşip içine kapanmak, Mills ailesinde işe yarayabilir ama Dawson ailesinde işe yaramaz.
It's quiet, there are no shared walls, And the neighborhood is very peaceful.
Huzurlu, ortak duvarları yok ve mahalle de çok sakin.
It's complicated, but I'm trying to clean a little house, and I would appreciate it if you kept it quiet.
Biraz karışık, ama hayatımı biraz düzene sokamaya çalışıyorum ve kimseye söylemezsen memnun olurum.
If he was doing something unethical and Mia found out about it, he would do anything to keep that quiet.
Eğer Thorne etik dışı bir şey yaptıysa ve Mia bunu ortaya çıkardıysa, sessiz kalması için her şeyi yapar.
So stay low and stay quiet.
Sessiz ol ve bir şey yapma.
quiet 3842
quietly 665
quiet on the set 19
quiet please 25
quieter 20
quiet now 57
quiet down 216
quiet laugh 23
and quite frankly 84
and quickly 64
quietly 665
quiet on the set 19
quiet please 25
quieter 20
quiet now 57
quiet down 216
quiet laugh 23
and quite frankly 84
and quickly 64