Bad for business tradutor Turco
351 parallel translation
You should tell him shooting'me before you get the falcon will be bad for business.
Sahini almadan beni vurmasinin is açisindan iyi olmayacagini... söyleyin ona.
War is stupid... it is all very bad for business.
Savaş aptallıktır. Ve işler için çok kötüdür.
It's bad for business.
İşlerim için de kötü.
Don't fall in love, it's bad for business.
Aşık olma, bu işin için iyi olmaz.
- It was bad for business.
- İş için kötüydü.
Opinions are bad for business.
Bir düşüncem yok, efendim. Düşünceler ticarette iyi değildir.
That's very bad for business.
İş için çok kötü olur.
It's bad for business.
İşimiz için çok kötü.
But we mustn't talk politics. It's bad for business, isn't it?
Politikadan söz etmeyelim, iş için kötü oluyor.
It's bad for business.
Bu iş için kötü.
It'd be bad for business.
İşime zarar verebilir.
Bad for business.
Ticarette bu kötü.
It's bad for business.
Müşterileri kaçırıyorsun.
Bird must've been bad for business.
Kuş işleri kötü etkiliyor.
It was, uh, bad for business.
İşler için iyi olmadı.
When something happens to one of my employees, it's bad for business.
( Isabel Batista ) Çalışanlarıma bir şey olduğunda işimi de etkiliyor da.
People find out he's at a you-know-what... and tried to commit you-know-what... it would be very bad for business.
İnsanlar öğrenip o şöyle yapmış... böyle girişimde bulunmuş derlerse... bu iş için çok kötü olur.
He says we're bad for business.
İşleri kötüleştiriyormuşuz.
Having the DA around is bad for business. Right.
Starling City'de imkansızın kanıtını buldun mu yoksa sadece babamı sinirlendirmekle mi kaldın?
It's bad for business, it's bad for morale, it's bad for your health.
İş için kötü, halkın morali açısından kötü, sağlık açısından kötü.
It's just plain bad for business.
Etik açıdan da onaylamadığım bir mesele.
It's bad for business.
Müşterileri çok kötü etkiliyor bu.
Bad for business.
İş için kötü
Thought it was bad for business.
İşleri kötü etkileyeceğini sanırdım.
If he does this "expose", it could be bad for business.
Eğer açıklama yapacak olursa, işlerimizi zora sokabilir.
Bad for business.
İş için kötü.
- This is bad for business.
- Bu iş için kötü.
It's bad for business.
- Hayır. Test için iyi olmaz.
bad for business. Hot diggity!
Çok ateşliyim!
It's bad for business.
İş açısından kötüydü.
Our little girl's life has fallen apart and all you can tell her is it's bad for business!
Kızımızın hayatı darmadağın oluyor... seninse ona tek söylediğin, bunun iş için olumsuz olduğu!
Tends to be bad for business when those kind of stories get around.
Bu tip hikayeler etrafta dolaştıkça, sizi kötü etkiliyor olmalı.
I mean, it's bad for business, huh?
Polislerle ilişkide olsaydın burada saçmalamadığımı anlardın.
Walker is a businessman and Jobe is bad for business.
Walker bir işadamı, Jobe ise işleri yüzüne gözüne bulaştırır.
Our presence here is bad for business, right, Paul?
Bizim varlığımız işleri bozuyor, değil mi Paul?
- You are bad for business, okay?
- İşleri azaltıyorsun.
This is really bad for business.
Bu, iş için çok kötü
Well, when one of your organization gets killed, it's it's bad business to let the killer get away with it bad all around, bad for every detective everywhere.
Meslekten biri öldürüldügü zaman... katilin cezasiz kalmasina göz yummak mesleki kifayetsizliktir... hem de diger tüm dedektifler açisindan.
We have to close down for the holidays, lay the cast off and business is bad.
Tatillerde oyunculara izin verip, ara vermek zorundayız, işler kötü.
Perhaps I would be bad for your business?
Belki de işin için kötü olur.
This is bad business for your boss.
Üstünün yaptığı işe bak!
No. It would be bad for business.
Hayır, iş için iyi olmaz.
Bad business for a cop.
- Adına sevindim, bravo.
The kid's not wrong, Max. I mean, if I knew these are cops... you know, knocking'em off is bad business... bad business for everybody.
Yani bunların polis olduğunu biliyorsak... onları haklamak pis iş... herkes için pis iş.
It's good for business and bad for my stomach.
İşler için iyi, ama katlanması zor.
I've been telling him for 25 years that... talking business while eating is bad manners and hurts digestion.
İşe yaramıyor! Tam 25 yıldır yemekte iş konuşulmaz, sindirime zarar verir diyorum.
I didn't want to make the business bad for you here.
Ninemin kirli bezi gibi kokuyordu. Burada senin için işleri bozmak istemem.
Brain eating mutants are bad for business.
Sonunda keşfedeceğini biliyordum.
But then business got bad and he started handling cargo for the mob.
Ama sonra işleri kötüleşti ve o da mafya için yük taşımaya başladı.
It's bad for my business.
Herkese yapmam.
Controversy is bad business for musicals.
Karar okunduğu an öğrenmek istiyorum.