But what if tradutor Turco
9,179 parallel translation
But what if it hurts?
Peki ya canımız yanarsa?
Right, right. But what if there's more?
Ya daha fazlası varsa?
But what if I could help?
Ama ya sana yardım edebilseydim?
Yes, but what if it works, Garson?
- Ya işe yararsa Garson?
But what if I gave it to you and you just simply ran off?
Ama ya sana verdiğimde kaçıp gidersen?
But what if you could actually live in the most central location that SodoSopa has to offer?
Peki, aslında SodoSopa'nın en merkezi bölgesinde yaşayabileceğinizi söylesek?
- Yeah. But what if there's a "cooling of the blood" period?
Peki ya olayda "sakinleşme süresi" olmuşsa?
But what if I couldn't see him for who he really was?
Ya onun gerçekte nasıl biri olduğunu göremiyorsam?
But what if I said you DID have me?
Peki ya sana bana sahipsin dersem ne olur?
But what if he does?
Ya ederse?
But what if she didn't, though, and I went away for this?
Ya kaybetseydi de suçlu bulunsaydım?
Yeah, but what if it's "Property of U.S. Government"?
ABD Hükümeti'ninse peki?
But what if protecting him means other people die?
Peki ya onu korumak başka insanların ölmesi demekse?
This is so cool. But what if it rains again?
Çok güzel bir şey ama yine yağmur yağarsa?
Y-you can wait five, ten, 20 years for the perfect girl to come along to give you the perfect child, but what if she never shows up?
Sana o mükemmel çocuğu verecek kızı.. .. beş, on, belki de.. .. yirmi yıl bekleyebilirsin ama..
Marcus thought she got confused, but what if she didn't?
Marcus kadının karıştırdığını söyledi, ama ya karıştırmadıysa?
if that's what you call them, yeah, but that's the hallmark of, like, a strong friendship, you know?
Bu doğru. Evet. Ama bu güçlü bir arkadaşlığın niteliklerinden biri, değil mi?
The last time I listened to you, I got my ass handed to me, so I will work with you if I have to, but don't tell me what to do.
Son defa seni dinlediğimde, neredeyse boku yiyordum yani seninle çalışacaksam, tamam çalışırım ama bana ne yapacağımı söyleme. Neyse ne be.
But if this is who she wants to be, what can I do?
Ama olmak istediği kişi buysa ben napabilirim?
But if not for Keen's innocence, then what for?
Eğer bu Keen için değilse Neden olabilir ki?
But if that's true, maybe Lance gave the unsub what he wanted and he was no longer of use to him.
Belki Lance şüpheliye istediğini verdi ve şüpheli için önemi kalmadı.
But if you let him in and he figures out what we're doing...
Ama ne yaptığımızı anlarsa...
What if we can save not just Maggie, but millions more?
Sadece Maggie'yi değil de milyonları kurtarırsak?
But in the end, what if that's just not enough?
Peki, ya nihayetinde bu yeterli değilse.
But what difference will it make if you tell Vasanth about this?
Ama bunu Vasanth'a sen anlatsan ne farkeder?
I couldn't prove anything, but... I thought if I put'em on a desk, what harm could they do?
Bir şey kanıtlayamadım, ama bu konuyu açmayı düşündüm, ne zarar verebilirlerdi?
I thought,'Let it be. Who cares if I get caught? 'but when it nearly happened I thought,'What horrible humiliation is this?
Önce "Bırak be, yakalanırsam yakalanayım" dedim ama neredeyse yakalanıyorken "Bu nasıl bir rezillik" diye düşündüm.
But if Pluto isn't a planet, who can tell me what it is?
Plüton bir gezegen değilse, ne olduğunu bana kim söyleyebilir peki?
But if you work the tie loose, you can see what's growing at your feet.
Ama düğümü gevşetirsen ayağına değen şeyleri anlayabiliyorsun.
I keep praying to God because if it is God - - and I know you think it isn't, but if it is - - then he's showing me something I don't know what to do with.
Tanrıya dua ediyorum çünkü eğer tanrı varsa senin olmadığını düşündüğünü biliyorum ama varsa bana ne yapacağımı bilmediğim şeyler gösteriyor.
No, I'm not saying that you and I... we're not... we're not kissing, but if a guy kisses you and he asks you out and then refuse to look at him for the rest of the day, what exactly are you thinking?
İkimizin öpüşeceğimizi falan söylemiyorum ama bir adam seni öpseydi ve dışarı çıkarmak isteseydi sonrasında gün içerisinde yüzüne bakmaktan kaçınsaydın ne düşünüyor olurdun?
But if that's what you want, then go.
Ama istediğin buysa git o zaman.
But you know what, you can't be too smart if you're dating this one here.
Ama bununla çıkıyorsan çok zeki olamazsın söyleyeyim.
He wants to go to the police, but you know what'll happen if he does.
Polise gitmek istiyor ama giderse neler olur biliyorsun.
I'll give you space if that's what you need, but... You know me.
Sana ihtiyacın olan vakti veririm ama beni tanıyorsun.
But I'm just saying, if you're serious about getting into politics one day, you just, you have to be careful about what you say, Aubrey.
Ama diyorum ki bir gün politikaya girmekte ciddisin o yüzden ne dediğine dikkat et Aubrey.
What if the triangle isn't a symbol, but a tissue sample?
Ya üçgen sembol değil de doku örneğiyse?
The murderer might even be in here, but if we just stop here, then what are we, the police, supposed to do?
Hayır, önemli değil. Zaten berbat olduğu için oraya koymuştum. Yaralandın mı?
But if Congress moves forward with this bill after seeing what this technology can do, the senator's just going to be the beginning.
Teknolojinin yol açtığı şeyleri gördükten sonra Kongre bu tasarıyı onaylarsa Senatör sadece başlangıç olacak.
- But if that's what it takes...
- Ama gereken buysa...
But... if that's where the job's heading, I mean, what, are they just gonna wind up feeding us whatever Finch is on?
Ama işimiz bu yöne gidiyorsa yani ileride bizi Finch'in kullandığıyla mı besleyecekler?
But if we keep feeding him those pills, what's he gonna be like even a year from now?
Ama eğer ona o hapı verip durursak bir yıl sonra ne hale gelecek?
These people might look friendly now, but if you don't figure out what happened to Anna, they gonna be hauling your ass back to jail.
Bu ikisi şimdi arkadaşça görünebilir ama eğer Anna'ya ne olduğunu çözemezsen seni hapse geri tıkacaklar.
But if they don't know what the buyers look like we can go undercover.
- Fakat adamlar alıcılarını tanımıyorsa... - Gizli kimliğe bürünebiliriz.
But if there is someone out there that can hack into those arms, then God knows what all he could do.
Ama o kolları hackleyebilen biri varsa Allah bilir başka neler yapabilir.
What if we run this girl's records, but nothing pops?
Ya kızın kayıtlarını araştırınca bir şey çıkmazsa?
But if winning a trial is what it takes to get you to come home with us, then so be it.
Ama bu davayı kazanmam senin bizimle eve gelmeni sağlayacaksa, o zaman öyle olsun.
But if not for Keen's innocence, then what for?
Ama değilse en Keen masumiyet, sonra ne için?
But if you say "yes," you get what's behind all three doors.
Ama eğer evet dersen, bu kapının ardındaki her şeye sahip olursun.
What if the killer was planning to set a fire that was supposed to look like a gas leak, but then Eddie woke up and walked in on him?
Ya katil gaz sızıntısından çıkan bir yangın gibi görünmesini planlarken Eddie uyanıp onunla karşılaştıysa?
But I do want to know what else he lied about. I mean, what if it's something bad?
Ya gerçekten çok kötü bir şeyse?
but what if you're wrong 17
but what 850
but what about 35
but whatever 187
but what can i do 75
but what are you doing here 40
but whatever happens 27
but what are you doing 45
but what can we do 24
but what can you do 52
but what 850
but what about 35
but whatever 187
but what can i do 75
but what are you doing here 40
but whatever happens 27
but what are you doing 45
but what can we do 24
but what can you do 52
but what happened 52
but what is it 62
but what about us 26
but what does it mean 43
but what about me 45
but what's going on 31
but what about you 115
but whatever you do 46
but whatever it is 135
but what the hell 57
but what is it 62
but what about us 26
but what does it mean 43
but what about me 45
but what's going on 31
but what about you 115
but whatever you do 46
but whatever it is 135
but what the hell 57