But you are tradutor Turco
27,653 parallel translation
Okay. But you are not helping me with my homework.
Tamam ama ödevime falan yardım etmeyeceksin.
I know I just sat down, but you are, like, the first person I've met that seems kind of normal.
Gerçekten mi? Vay.
- But you are telling me that there is a crazy murderist, somewhat decently talented artist stalking this place?
- Ama sen bana diyorsun ki ; bu mekânı dolaşan çılgınca cinayetperest ve inanılmaz yetenekli bir sanatçı var.
You might not be ready for it, but you are now truly our Commander in Chief.
Bunun için hazır olmayabilirsiniz fakat artık gerçekten başkomutansınız.
You know, you are a pain in my ass more often than you're not? But you are also passionate and persistent.
Sandığından daha çok başıma bela oluyorsun ama aynı zamanda tutkulu ve ısrarcısın.
But you are your own man.
Ama sen sensin.
You may be a cyborg, but you are no Superman.
Cyborg kısmında haklı olabilirsin ama Superman'in tırnağı bile olamazsın.
But you are welcome to stay here if you want, long as you like.
Fakat burada dilediğiniz kadar kalabilirsiniz.
Uh, sorry, but you are horrible at interpreting things.
Kusura bakma da sen hiçbir şeyi yorumlamayı beceremiyorsun.
One quick sweep. But as soon as you hear that truck start, the bad guys are gonna hear it, too. So you're only gonna have about three minutes, and the sun is setting fast.
Bir kere çabucak arayın ama siz arabanın çalıştığını duyunca kötü adamlar da duyacak, o yüzden yaklaşık üç dakikanız olacak.
= But are you still alive? =
Hâla yaşıyor musun peki?
- But, are you surprised?
- Ama sen şaşırdın mı?
But in all seriousness hon... you are... a brilliant planner, you're a wonderful cook.
Ama bütün ciddiyetimle... Sen... Zeki bir planlayıcı ve harika bir aşçısın.
But now she's gone and you two are still alive, for now.
ama artık o yok ve siz ikiniz hayattasınız, şimdilik.
- He's too nice to say this, but you are a weak, self-involved little girl who does whatever you want without giving a damn about the carnage you reap. You destroyed Matt but that wasn't enough.
Matt'i mahvettin ama bu yeterli değildi.
I want to have a baby with you more than anything, but what I don't want are any of these options.
Bir bebek sahibi olmayı her şeyden daha çok istiyorum ancak bu seçeneklerin hiçbirini istemiyorum.
I don't know who the hell you think you are, but you just made a big mistake.
Kim olduğunu bilmiyorum ama büyük bir hata yaptın.
Look, I know you two like to work alone, settling the scores that are personal to you, but that's not how we work here at S.H.I.E.L.D.
Bakın, yalnız çalıştığınızı ve kişisel intikamlarınızla ilgilendiğinizi biliyorum ama S.H.I.E.L.D.'da işler bu şekilde yürümüyor.
So you may want to be solo, but forces beyond our control are driving us together.
Tek takılmak isteyebilirsiniz ama kontrolümüz dışındaki güçler bizi bir araya getirdi.
West and down another level to the control room, and not that you care, but the power surges are growing more frequent and more intense.
Batıya ve aşağıda kontrol odasına giden başka bir kat var umurunuzda değil ama güç dalgaları daha sık ve yoğun hâle geliyor.
Efforts to help him reenter society are, you know, admirable, but... you're just getting to know him.
Onu topluma kazandırma çabaların takdire şayan ama onu daha yeni tanıyorsun.
You shouldn't bleed at all, but why are you bleeding?
Normalde kan akmıyordu. Şimdi neden kanıyor?
You're a fossil-addicted country, but if you are seriously disengaging it's something for us to learn from.
Fosil yakıtlara bağımlı bir ülkesiniz. Gerçekten bu yakıtlarla ilişkinizi keserseniz, bu bize bir örnek teşkil eder.
But even if you just have to have some flesh between your teeth, if you switch to chicken, you will have eliminated 80 percent of you what you emit, depending on where you are coming from.
Ama illa et yiyecekseniz, nerede olduğunuza da bağlı olarak, tavuk tercih edip sizden kaynaklanan salımın yüzde 80'ini engelleyebilirsiniz.
- But you start to look at the science, look at what's going on in the Antarctic and, and scientists saying that there are sections of ice that guarantee four to six meters of ocean level rise,
– Evet. Bilime ve Antarktika'da olanlara bakıyorsunuz. Bilim insanları, okyanus seviyesini dört ila altı metre yükselteceği garanti olan buzlardan bahsediyor.
But if I get picked up and put in a cage..... then you sure as shit are, too.
Ama yakalanıp bir hücreye konursam o zaman sen de sıçtın demektir.
I know you're upset - - we all are - - but there's no need for this, Jamie.
Üzgün olduğunu biliyorum. Hepimiz üzgünüz. Ama buna gerek yok Jamie.
It's in your interest to make sure I'm not arrested, but if I get picked up... you sure as shit are too.
Tutuklanmamamdan emin olmak senin çıkarına. Ama yakalanıp bir hücreye konursam o zaman sen de sıçtın demektir.
But of course you are.
Elbette öylesindir.
David, I know we haven't always seen eye to eye, but if you are questioning my performance...
David, her zaman tam olarak anlaşamadığımızı biliyorum ama eğer performansımı sorguluyorsan...
- You are experiencing a very rare but very powerful side effect.
- Çok nâdir fakat bir o kadar da kuvvetli bir yan etkiyi tecrübe ediyorsun.
- Well, now I know you're making excuses, because the jokes are not funny tonight at all, but... it's...
Bu gece şakalar hiç de komik olmadığı için bahaneler ürettiğini biliyorum.
You know, many viewers think our cutaways are just whipped together, but they actually go through a rigorous testing process before filming.
Birçok izleyici, sahnelerin birlikte çekildiğini düşünür. ama aslında, filme alınmadan önce sıkı bir test sürecinden geçer.
Okay, but what are you gonna do?
Tamam, ama ne yapacaksın?
But first, I know all you juniors and seniors are excited about tonight's bonfire!
Ama öncelikle tüm 3. ve 4. sınıfların bu akşam ki şenlik ateşi konusunda ne kadar heyecanlı olduklarını bildiğimi söylemek istiyorum.
Ultimately, you know, we are pleased with the decision, but it's not a time for celebration at the end of the day.
Nihai olarak, karardan memnuniyet duyuyoruz ama kutlamanin yeri yok.
But, hey, what are we supposed to do, you know?
Iyi de, ne yapmamiz gerekiyor?
Excuse me, but who are you?
Pardon, siz kimsiniz?
Let's say you got a sackful of severed hands, okay, but some of them are still wet,'cause they're covered in the tears of the children that they were holding.
Bir çuval dolusu kopmuş el olduğunu, tamam, bazılarının hala kuru olduğunu çünkü onlara bunu yapan çocuklar terli olduğunu söylüyorsunuz.
I got a direct route from you to Sarah, but there are two problems.
Senden Sarah'a direkt bir yolum var, ama yolda iki problem var.
But Alex, you are not alone.
Ama Alex, sen yalnız değilsin.
Because not only are you understanding, but you're also gracious.
Çünkü sadece anlayışlı değil, aynı zamanda cana yakınsın da.
But since the Oracle is gone, I need information, and you, Cricket, are my only source.
Ve Kahin öldüğüne göre, benim bilgiye ihtiyacım var ve Cricket, şu an tek kaynağım sensin
But you, Zelena, you are strong and powerful and wicked.
Ama sen Zelena sen hem kötü hemde çok güçlüsün
But your daughter won't embrace who you really are unless you embrace yourself first.
Ama kızının seni kabul edebilmesi için önce senin kendini kabul etmen lazım
I don't want to cause a scene, but are you following me?
Rezalet çıksın istemiyorum, ama beni takip mi ediyorsun?
But you can't keep assuming all your clients are innocent.
Ama yine de bütün müvekkillerinin masum olduklarını iddia etmeye devam edebilirsin.
You may have convinced everybody else that you're crazy, but I know exactly what you are.
Herkesin delirmiş olduğuna ikna olmuş olabilirsin. Ama tam olarak ne olduğunu biliyorum.
You've made the kind of mistake that should be avoided at all costs introducing concepts that taken by themselves are true, but which, when locked together, constitute a system that's overly rigid.
Ne olursa olsun yapılmaması gereken bir hata yaptın. Kendi başlarına doğru olan kavramları alıp bir araya getirerek aşırı katı bir sistem yarattın.
But like everyone you've ever loved, those shears are long gone.
Fakat şimdiye kadar sevdiğin herkes gibi o makaslar da çoktan gittiler.
This might be what's left of my nails talking, but Sophie, if you're not decked out with your boobs half showing, are you really setting the right example for Barbara?
Bunu söyleyen tırnaklarım olabilir ama Sophie göğüslerin yarı dışarıda süslenmezsen sen gerçekten Barbara için doğru bir örnek oluşturuyor musun?
but you are not 19
but you aren't 18
but you are here 18
but you 1775
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you aren't 18
but you are here 18
but you 1775
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you don't believe me 17
but you know 863
but you didn't listen 29
but you were 65
but you don't understand 77
but you didn't answer 24
but you're married 17
but you don't care 28
but you never know 100
but you haven't 45
but you know 863
but you didn't listen 29
but you were 65
but you don't understand 77
but you didn't answer 24
but you're married 17
but you don't care 28
but you never know 100
but you haven't 45
but you're different 28
but you did it 63
but you see 277
but you're wrong 130
but you have 69
but you did 316
but you will 163
but you're not 377
but you do 339
but you can't fool me 19
but you did it 63
but you see 277
but you're wrong 130
but you have 69
but you did 316
but you will 163
but you're not 377
but you do 339
but you can't fool me 19