Cameras tradutor Turco
8,118 parallel translation
The mobile feed on the cameras.
Kameralardaki mobil besleme.
The cameras have been out since March.
Mart ayından beri kameralar devre dışı.
Cameras have been out since March.
Kameralar Mart ayından beri devredışı.
So there weren't, like, any cameras at this intersection?
Kavşakta hiç mi kamera yoktu?
But what's really weird is that there were cameras around there that should have caught the driver trying to get away.
Ama asıl garip olan orada sürücüyü kaçarken yakalaması gereken bir sürü kamera vardı.
Well, the driver... the driver of the hit-and-run... the only way he could have left the scene was down this alley, because none of the security cameras caught him on tape.
Vur kaç olayındaki şöförün olay yerinden kaçabilmesinin tek yolu buradaki geçite inmesi olabilir. Çünkü hiçbir kamera onu yakalayamadı.
It's amazing anyone gets away with anything now, with all the cameras everywhere.
Bu inanılmaz, her yerde olan kameralardan herkes her istediğine uzaktan ulaşabiliyor.
See if the security cameras caught his transaction.
Bakalım para çekişini gösteren güvenlik kamerası var mı?
- This, the cameras, everything.
- Bu iş, kameralar, her şey.
We need the cameras active so Jamie can advise us as to any security guards.
Kameraların etkin olması lazım. Böylece Jamie, güvenlik görevlileri gelirse bize haber verebilir.
Red's the alarm, blue's security cameras.
Kırmızı alarm, mavi de güvenlik kamerası.
All the cameras are still up.
Tüm kameralar hala çalışıyor.
They knew about the security cameras from the video.
Buradaki güvenliğin yüksek olduğunu videodan biliyorlardı
That little shopping area from which he disappeared has as many security cameras as the Pentagon.
Ortadan kaybolduğu çarşıda Pentagon'daki kadar çok kamera var.
I heard that this whole block is covered by like a million cameras, so...
Bu binada milyon tane kamera olduğunu duyunca...
You will be reported in front of the cameras.
Tüm kameralar sizi çekecek.
From one of our cameras.
Belki bakmak istersin.
There are no cameras here.
Burada kamera yok.
If you had told me, I could've turned off the cameras in the residence.
Bana söylemiş olsaydın rezidanstaki kameraları kapattırabilirdim.
All clear... no bugs, no taps, no cameras.
Temiz... Böcek yok, cihaz yok, kamera yok.
- You need to let me in because my posse is up to 27 reporters, a dozen bloggers, 40 relentless bearded men with cameras, and two dogs that are apparently world-famous on Instagram.
- Beni içeri almalısın. Çünkü peşimde yaklaşık 27 muhabir bir düzine blogger 40 acımasız ve sakallı adamla kameraları ve şu anda dünya çapında Instagram'da ünlü olmuş iki köpek var.
Something happened with the cameras. Some circuits got fried.
Kameralara bir şey olmuş, devreleri yanmış.
I'll have patrol start pulling video from all the security cameras in... A five-block radius?
Devriyeye, 5 blokluk bölgedeki tüm güvenlik kameralarından görüntü çekmeye başlatırım.
There are lots of small cameras positioned inside the car.
- Arabanın içine yerleştirilmiş bir sürü küçük kamera var.
Buzz, there were onboard cameras.
- Buzz, araçta yerleşik kameralar vardı.
Okay? Let me just make sure that the... The cameras are angled properly and then we'll... we'll start.
Kameraların açısının düzgün olduğundan emin olayım da sonra... başlarız.
For the cameras. Ten more minutes.
- Kameralar için on dakika daha.
Coast Guard means cameras.
Coast guard da kameralar demek.
Their home security provider has confirmed that for the past two weeks, the Webers have been experiencing false alarms and outages on the security cameras... about one every three days.
- Güvenlik şirketi son iki haftadır Weber'ların evindeki alarmın yerli yersiz çaldığını ve kameraların üç günde bir devre dışı kaldığını doğruladı.
Damn, I thought I cleared that location for cameras.
Lanet olsun, o sokağı kameralardan temizlediğimi sanıyordum.
I just wanted to make sure you had answers for the cameras in the morning.
Sadece sabaha kadar kamera görüntüleriyle ilgili ne diyeceğini merak ediyorum.
The head of security, his name's Jimmy, he's an idiot but... the cameras work.
O bir salak, ama... Cameralar çalışıyor. Gustiyi Los Angeles limanındaki
Well, there are roadside cameras all along the PCH,
Sahil yolu boyunca trafik kameraları var.
It won't surprise you that 78 % of the cameras in Times Square are either out of commission, out of position, or out of focus.
Pek şaşırmayacaksın ama Times Meydanı'ndaki kameraların yüzde 78'i çalışmıyor, konumu farklı ya da görüş açısında değilmiş.
Can we jack into the cameras inside the building?
Binanın içindeki kameralara bağlanabilir miyiz?
It's the security cameras.
Güvenlik kameraları yüzünden.
See the cameras?
Kameralar görüyor musun?
Why all these cameras?
Peki bu kameralar niye burada?
I'll back-check security cameras in the area.
Bölgedeki güvenlik kameralarını kontrol ederim.
There are cameras all over Plotzensee, Faisal.
Plotzensee'nin her yerinde kameralar var, Faisal.
The only reason we couldn't find him on any cameras underneath the city before is'cause he upgraded from a bachelor pad to a penthouse, like a baller.
Şehrin altında kameralardan bulamamamızın tek sebebi iş adamı gibi bekar evinden teras katına geçiş yapmış olması.
Where're your cameras?
Kameranız nerede?
Security cameras in solitary were turned off.
Güvenlik kameraları hücrelerde kapatılmış.
That's what your fancy new cameras are for.
Cafcaflı yeni kameralarınız da onun için.
The security cameras are coming back online.
Güvenlik kameraları tekrar devreye giriyor.
It says the traffic cameras are online.
Trafik kameraları açık diyor bu.
They put mini-cams in here with me, and those cameras... Need to draw power from somewhere.
Buraya benimle birlikte mini-kameralar koydular ve o kameraların da bir yerden güç alması gerekiyor.
This sudden blizzard took out cameras and the security system.
Bir anda bastıran kar fırtınası kameraları ve güvenlik sistemini devre dışı bırakmış.
Or you could grant me access to the town surveillance cameras.
Ya da kasabanın güvenlik kamerası görüntülerine ulaşmama izin verebilirsin.
It's all for the cameras.
Hepsi kameralar için.
The CCTV cameras in the garage went dark just before the abduction.
Ve hiçbir yerde ona yol. Garajda CCTV kameraları karardı Hemen kaçırılması önce.