Chicken soup tradutor Turco
400 parallel translation
He said to warm up some chicken soup for you.
Size tavuk çorbası ısıtmamı söyledi.
Chicken soup, veal chops.
Namussuz herif, soysuz köpek.
Chicken soup.
Tavuk çorbası.
My nose says that there chicken soup on the fire state.
Burnum ateşin bulunduğu yerde tavuk çorbası olduğunu söylüyor.
That chicken soup was delicious.
Bu tavuk çorbası lezzetli oldu.
What is * chicken soup *?
"Chicken soup" ( tavuk çorbası ) nedir?
Maybe some chicken soup.
Tavuk çorbası olabilir.
This isn't chicken soup.
Bu tavuk çorbası değil.
Mrs. Rose is the name and chicken soup is the game.
Bn. Rose'dur adım, tavuk çorbası yaparım.
Vicky's done everything but inject me with chicken soup.
Vicky kanıma tavuk çorbası şırınga etmenin dışında her şeyi yaptı.
Would anybody care for some chicken soup?
Tavuk çorbası isteyen var mı?
What was it, the chicken soup?
Neydi bu, tavuk çorbasından mı?
That chicken soup was all right.
Hey, tavuk çorbası iyiydi.
Chicken soup with chiretta a good tonic for women!
ginseng'li tavuk çorbası kadınlar için bir toniktir,
Chicken soup with ginseng my dad's instruction
ginseng'li tavuk çorbası hala sıcakken iç
This here's chicken soup.
Tavuk çorbası yaptım.
Drink your chicken soup.
Tavuk çorbanı iç.
I bet he'd like some chicken soup.
Eminim, tavuk çorbası ister.
I got chicken soup on and I put okra in it, and I know you hate okra.
Tavuk çorbası yaptım, içine nefret ettiğin otlardan koydum.
Homemade chicken soup.
Ev yapımı tavuk çorbası.
Oh Lord, bless the chicken soup... the sole meunière... and the custard which we are about to partake.
Tanrım, bu gece paylaştığımız çorba... yemek ve... - Muhallebi... muhallebi için sana şükürler olsun..
We could make some chicken soup or something.
Tavuk çorbası falan yaparız beraber.
Should've taken the chicken soup.
Tavuk çorbasını yanıma almalıydım..
- Pulaski's chicken soup.
- Pulaski'nin tavuk çorbası.
Today we have home-made chicken soup.
Bugün ev yapımı tavuk çorbamız var.
Outside of rest and my bubbe's recipe for chicken soup, all we can do is let the virus run its course.
Malesef, istirahat ve güzel bir tavuk çorbasından başka tek yapabileceğimiz bağışıklık sisteminin virüsün hakkından gelmesini beklemek.
I need vats of chicken soup airlifted from Brooklyn, and I need to see my fiancée.
Brooklyn'den uçakla varillerce tavuk çorbası getirtmek de iyi bir fikir olabilir, Ve nişanlımı da görmek istiyorum arada.
Maybe I can get someone to bring you a big bowl of chicken soup.
Belki dönüşte sana koca bi kase tavuk çorbası getirebilirim.
One piping-hot chicken soup comin'up.
Dumanı tüten bir tavuk çorbası geliyor.
If we were in Manhattan, we would not be arguing over piffle, or questioning our relationship, or eating chicken soup out of a can, would we?
Şu anda Manhattan'da olsak saçma sapan şeyler yüzünden tartışmaz, ilişkimizi sorgulamaz, ya da konserve tavuk çorbası yiyor olmazdık, öyle değil mi?
A can of chicken soup and a chocolate moose.
Konserve tavuk çorbası ve çikolota mus.
I made myself some chicken soup, hot tea...
Kendime biraz tavuk çorbası ve sıcak çay yaptım...
Two guys are dead... and were circling at 1O thousand feet over Base Camp... in a white-out with one packet of chicken soup and no landing gear.
İki adam öldü... ve Ana Kampdan yukarı 10.000 feet den fazla dolanıyoruz... Karda izler silindiğinde bir paket tavuk çorbası ile iniş takımsız..
It's a soup. Chicken stock, egg yolks and lemon juice.
Tavuk, yumurta sarısı ve limon suyundan yapılıyor.
There's nothing in that soup but good chicken.
Güzel bir tavuktan başka hiçbir şey yok o çorbanın içinde.
Do you like chicken noodle soup?
Erişteli tavuk suyu çorbayı sever misin?
The chicken in this soup will nourish us, then we can forget about meals, we can preach!
Çorbanın içindeki tavuk bizi besleyecek sonra da yemekleri unutup vaaz verebiliriz!
There's fish soup and roast chicken.
Balık çorbası ve kızarmış piliç var.
Jaume, order some hot soup and chicken sandwiches.
Jaume, sıcak çorba ve tavuklu sandviç getirt lütfen.
We'd like some hot soup and chicken sandwiches for one.
Bir kişilik çorba ve tavuklu sandviç istiyoruz.
Hot soup and chicken sandwiches, Sir.
Çorba ve tavuklu sandviç, efendim.
The best thing for dizzy is noodle soup with chicken white meat and a glass tea.
Baş dönmesi için en iyi şey, tavuklu şehriye çorbasıdır.
The lunch menu is tomato soup, half-chicken, unlimited beer and vanilla ice cream.
Öğlen yemeğinde domates çorbası, yarım tavuk, istenilen kadar bira ve vanilyalı dondurma vardı. "
A chicken, meat, fish in vinegar a bowl of spicy soup and 50 dumplings
Tavuk, et, ve sirkeli balık! Ayrıca baharatlı çorba ve 50 ekmek somun getir!
A chicken, meat, fish in vinegar a bowl of spicy soup and 50 dumplings
Tavuk, et, sirkeli balık baharatlı çorba, 50 somun ekmek
There was turtle soup, curried chicken... salmon... venison steaks... filet de sole in truffle sauce... artichokes with pear peppers... and Scotch grouse in whiskey.
Kaplumbağa çorbası, köri soslu tavuk somon balığı geyik bifteği mantar soslu fileto biberli enginar ve viskili İskoç kekliği.
Would you believe we ate 200 gallons of chicken noodle soup last week?
Geçen hafta 750 litre tavuk çorbası içtiğimize inanabiliyor musun?
Soup, chicken and vegetables. No soup for me.
Hayır, çorba istemem.
Between the Peking duck and the sweet and sour fish, you have to expect chicken feet soup.
Pekin ördeği, tatlı ve ekşili balık ile tavuk ayağı çorbası bekliyorsun.
Your clear soup, the new lettuce... chicken, just the breast.
Konsome, körpe marul... tavuk, ama yalnız göğüsleri.
You've got to kill the chicken to make the soup, eh?
Yani tavuğu kesmek lazım, pişirmek için, değil mi?
soup 164
soup's on 31
chicken 601
chick 143
chicka 41
chicks 43
chickie 28
chicky 22
chickering 18
chicken dinner 33
soup's on 31
chicken 601
chick 143
chicka 41
chicks 43
chickie 28
chicky 22
chickering 18
chicken dinner 33